UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

''CEM YILMAZ'IN SOSYAL MEDYAYA KIRILMA NOKTASI NE?''

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

''CEM YILMAZ'IN SOSYAL MEDYAYA KIRILMA NOKTASI NE?''

ALİ EYÜBOĞLU

CEM YILMAZ BİLE BU HALE GELDİYSE...

Toplumdaki bu cepheleşmenin, bu bölünmenin sonu neye varacak?

Karşı fikre tahammül sıfır...

Herkes demokrat, ama kendine...

Bu bir yana -cehaletten mi ART niyetinden mi bilinmez- sizin “Ak” dediğinizi, “Gördün mü bak, ‘Kara’ dedi”ye çevirip, karşı saldırıya geçenler bile var...

El insaf...

Cem Yılmaz gibi mizahçı bile dayanamayıp şu notu yazıp, sosyal medya hesaplarını kapattı.

“Twitter ve Instagram hesaplarımdaki yorumların verdiği insanüstü rahatsızlık sebebiyle bu mecralarda paylaşım yapmayı bırakıyorum. Hepinize de tavsiye ederim.”

  Cem Yılmaz’ın filmlerini, esprilerini ve dünya görüşünü beğenmeyebilirsiniz, ama beğenen milyonlar var...

80 milyon insan aynı görüşte olabilir mi?

Cem Yılmaz’ın 15 Temmuz’un yıl dönümünde şehitlerimize rahmet dilememesini eleştirmek doğal bir hak. Hakaret, küfür, linç kampanyası ayıptır, ayıp...

Cem Yılmaz, sosyal medyadan çekilince kaybeden kim oldu?  O mu, yoksa milyonlarca takipçisi mi?

Düne kadar Yılmaz’a sosyal medya sayesinde ulaşanlar, artık bu imkanı bulamayacak. Birkaç kendini bilmez klavye kahramanı yüzünden yazık değil mi milyonlarca masum takipçiye?

İnsanoğlunun haberleşelim, eğlenelim diye icat ettiği mecraları bile “Lanet olsun” noktasına getirenlere yazıklar olsun.

Gastronomi sektörüne Türk yıldızları geliyor

Birçok ülkede hayli yaygın olan ve insanların yeme-içme tercihlerinde önemli rol oynayan  Michelin, Zagat, Feinchmecker gibi prestijli gastronomik derecelendirme sistemi bizde yoktu. Gastronomik derecelendirme sistemi bize de geldi. Türkiye’nin ilk ve bağımsız gastronomik derecelendirme sistemi YEDY, 24 Ağustos’ta Sultanahmet’te başlayacak ‘Gastronomist İstanbul Mutfak Günleri’nde tanıtılacak.

Türkiye genelinde isimleri gizli tutulan 70 müfettişin dört yılda menüleri inceleyip, masa örtülerinden kaşık-çatala, ambiyanstan müziğe kadar her şeye bakıp verdikleri puanlarla belirlenen 1 Yıldız, 2 Yıldız, 3 Yıldız’lık mekanlar, dünyadan 20 yemek yazarı ve şefin katılacağı etkinlikle açıklanacak. Çünkü YEDY, Türkiye’den sonra dünyaya açılacak. YEDY’nin Batı Avrupa lansmanı ise Mayıs 2018’de dünya gastronomi başkentlerinden Madrid’de yapılacak.

Yıldızların anlamı!

Türkiye genelinde isimleri gizli tutulan 70 müfettişin dört yıl süren çalışmasıyla belirlenen yıldızlar, işletmeleri ödüllendirirken, tüketicileri de yönlendirecek.

3 Yıldız: Sadece o işletmede yemek deneyimi yaşamak için o şehre gidilebilecek mekanlar.

2 Yıldız: İşletmenin bulunduğu il ya da ilçenin yakınlarındayken yol değiştirmeye değecek mekanlar...

1 Yıldız:  İşletmenin olduğu il ya da ilçede tercih edilmesi önerilen mekânlar.

Lezzet Noktası: Yıldız almaya hak kazanmasa da sıra dışı, başarılı bulunan ve tavsiye edilen işletmeler. 

GÜNÜN SÖZÜ

Belki de güzel kadınların yalnız olmalarının sebebi; güzel kadınların sevgilisi olduğu düşüncesidir. (Paul Samuelson) 

 

MESUT YAR

Zirve el değiştirdi

Geride bıraktığımız hafta en çok izlenen beş dizi belli oldu. Toplam izleyicide Dolunay’ın (Star TV) yerini Kalp Atışı (Show TV) aldı. Dolunay hemen ardından geldi. Şevkat Yerimdar (FOX) bir miktar değer kaybetti ve bu diziyi Kanatsız Kuşlar (atv) izledi. Beşinci sırada ise Ateşböceği (Star TV) yer aldı. Bu grupta reytingi bir önceki haftaya göre yükselen üç dizi Kalp Atışı, Dolunay ve Ateşböceği oldu...

AB grubunda ise sıralama toplam izleyici grubuyla aynı. Yani uzun zamandır ilk kez iki ayrı izleyici grubundan arada gözle görülür fark olan bir sonuç çıkmadı...

(Teşekkürler Interpress)

TV8 yeniden ‘dizi’ dedi

TV8, Homofis ve Maral girişimlerinden sonra dizi topuna girmekten vazgeçmişti. Şimdilerde yaz ekranında tekrarları dönen Maral dizisini izledikçe “bu kararı erken mi aldılar acaba?” diye düşünüyorum...

Neyse. Düşünmeme gerek kalmadı. Kanal yeniden dizi işine girdi ve üstelik bu kez günlük bir diziyle karşımızda. Bir nevi Cennet Mahallesi uyarlaması gibi görünen Aşkı Roman isimli dizi Seda Sayan ve Uğur Arslan’ın sunduğu Evleneceksen Gel (ShowTV) programında danslarıyla fenomen olan Solmaz Çiros’a olan ilgiden hareket aldı...

Solmaz Çiros’un başrolünde olacağı dizide Uğur Arslan ve Tayfun Erdoğan da (Emrah’ın oğlu) iki sürpriz isim olarak karşımızda olacak. Ne zaman? Önümüzdeki pazartesiden itibaren!

Nikahına beni çağır sevgilim

Deli Gönül (FOX) dizisinde her şey çok hızlı gelişti. Bu ışık hızı sayesinde birinci bölümde hüsranla sonuçlanan esas oğlan Kadir ve esas kız Fatmanur’un nikahına...

İkinci bölümde Kadir ve Türkan’ın nikahına... Üçüncü bölümde de yine Fatmanur ve bu kez Ahmet’in nikahına şahit olduk...

Seyirci olarak yerli dizi tarihinde ilk kez üst üste 3 bölüm düğün ve nikah törenine katıldık. Hazır “geldi yaz ayları, başladı düğün halayları” kafasına girmişken haftaya kimin nikahına davetiye alacağız acaba, merak ediyorum?

Defile niyetine izlerim

Önceki gece yayına giren Rüya (Show TV) dizisinde bir telaş hali vardı. Hikayeye hızlıca girmek bu yaz ekrana gelen entrikalı dizilerin modası oldu...

Ama şöyle bir sorun var. Bu denli gaza basılan işler bir şekilde tutunca mesele de tavsamaya başlıyor. Sonrası Beni Affet (Star TV), Kırgın Çiçekler (atv) gibi dizilerde önümüze konan temcit pilavlarına benziyor. Ha, diziyi sevdim mi? Elbette. En azından bir kabus çıkmadı. Özellikle oyuncuların kıyafet seçimi dikkat çekiciydi...

Kendi adıma (en kötü) her hafta bir defile izler gibi izlerim. Bu arada dizi ilk bölümüyle ilk yüz program sıralamasında dördüncü oldu!

EKRAN ÇOCUKLAŞIYOR MU?

Bizim POSTA’nın en çok bakılan köşelerinden biri sizden gelen güzel çocuklarınızın fotoğrafları. Aynı durum şu sıralarda ekranda da geçerli...

Geçen yaz Güldüy Güldüy Show Çocuk (Show TV) ile başlayan bu akım, halen Çocuktan Al Haberi (Show TV) ile devam ederken, önümüzdeki pazar gecesi 10 Numara 5 Yıldız (FOX) isimli çocuk ağırlıklı yarışmayla da bir tık yukarı taşınacak...

Yarışmayı artık “aile formatlarının vitrini” diyebileceğimiz İlker Ayrık sunacak. Eğlenceli bir iş olacağı kesin, hayırlısı diyelim... Bu arada Güldüy Güldüy Show Çocuk artık cumartesi gecesi ekranda olacak. Duymayan kalmasın...

CNN TÜRK FUTBOL TOPUNA GİRDİ

Uzun süredir futbolla arasına bir soğukluk giren CNN Türk sonunda topa girdi. Üç büyük Türk takımının hazırlık maçlarının geniş özetini dün akşamdan itibaren vermeye başladı...

Ayrıca kaçıranlar için bir sonraki gün gece yarısı gibi maçların tekrarları da yayında. Bir haber kanalının haber değeri taşıyan bu yeni kararını kaçırmamanızı istedim. Özellikle futbolseverler için!

 

OYA DOĞAN

Yaza damgasını vuran iki dizi

Son üç yıldır sektöre damgasını vuran işler yaz aylarından çıktı. Sezonlar birbirine girdi, eylül dönemi önemini kaybetti. Ramazan ayının yaz sezonuna gelmesi dengeleri değiştirdi. O nedenle kanallar yaz aylarına eylül dönemine hazırlanır gibiydi. Fakat bu yaz geçmişe oranla çok bereketli başlamadı. Daha doğrusu geçmişin özenini taşımayan işler görücüye çıktı. Bu yaz başlayan işler arasında ilk bölümünü izler izlemez reytinginin yükseleceğine inandığım dizi Kalp Atışı’ydı. İlk bölümde ortalama 3 reyting aldı ama 6 hatta 7 reytinglere ulaşacağına dair arkadaşlarımla iddiaya bile girmiştim. Çünkü seyirci artık farklılık istiyor. Kalp Atışı; hem romantik komedi, hem dram, hem gençlik, hem de hastanede geçmesi nedeniyle epizot hikayeleriyle her yaştan izleyiciyi ekrana alabilecek bir özellik taşıyor. Üstelik başrol kadın oyuncusunun rakiplerindeki örneklerine göre naif tavrının dışında maskülen davranışları dikkatleri üzerine çekti. Zaten ikinci bölümüyle 6, üçüncü bölümüyle 7 reytinglere ulaştı. Eğer aşkı erken başlatmaz, Ali Asaf ve Eylül arasındaki rekabeti artırıp, aşkı da bir oyuna dönüştürürlerse çok daha keyifli bir dizi haline gelecektir. Epizot hikayeleri kuvvetli olur, kötü karakterlerde derinleşirse ömrü artacaktır.

52 bölüm sürebilir

Bu yaza damgasını vuran bir diğer dizi ise Dolunay. Aslında geçmişteki örneklerinden çok farklı değil! İzlerken eğlendiğimiz bir romantik komedi. Ama işte en büyük sırrı izlerken eğlenmemizi sağlıyor. Karakterler çok derin değil ama hikaye yarı dram olma yolunda ilerliyor. Romantik-dram kısmı komedisinden daha fazla öne çıkıyor. Bu ülkede romantik türünün her zaman tuttuğunu unutmamak gerekiyor. Dolunay bu formülü iyi uygulayarak her hafta reytingini artırmaya devam ediyor. Ancak büyük bir tehlike taşıyor. Bu tip hikayeler kısa sürede çözülmeye mahkum! O nedenle yan hikayeleri iyi örmek, ana hikaye çatısını da sağlam kurmak gerekiyor. Eğer atılan düğümler doğru zamanda açıklanmazsa kısa sürede ömrünü tüketebilir. Fakat her şey yolunda giderse 52 bölüm devam edebilir. 

 

MEVLÜT TEZEL

Cem Yılmaz çabuk döner

Cem Yılmaz, 'Twitter ve Instagram hesaplarımdaki yorumların verdiği insanüstü rahatsızlık sebebiyle bu mecralarda paylaşım yapmayı bırakıyorum.

Hepinize de tavsiye ediyorum' diye yazarak sosyal medyayı bıraktı.

Net bir açıklama değil ama bazı tahminlerde bulunmak mümkün. Yılmaz, Türkiye'nin sosyal medyada en çok takip edilen insanı; sadece Twitter'da 12 milyon 824 bin takipçisi var.

Twitter'da yaptığı paylaşımlarla elbette 12 milyon insanı memnun etmesi mümkün değil.

Yılmaz'ın her paylaşımına binlerce yorum yapılıyor ve bu yorumlar arasında mutlaka Yılmaz'ı öfkelendiren, üzenler de oluyor. Yılmaz da bu gerçeği biliyor; herkesi memnun etmek mümkün değil.

KIRILMA NOKTASI NE?

Öte yandan Yılmaz daha önce de sosyal medyada çok eleştirildi, neden şimdi ayrılma kararı aldı? Bu belli bir birikimin sonucu olabilir. Belki de bardağı taşıran son damla 15 Temmuz'un birinci yıl dönümünde yaşandı.

Cem Yılmaz'ın kanlı darbe girişiminin yıl dönümünde sosyal medyadan açıklama yapmaması, bazı takipçilerinin tepkisini çekti, internet medyasında da konuyla ilgili haberler çıktı. Yılmaz'ın kanlı 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gün de büyük bir sessizlik içinde olduğu hatırlatıldı.

Yılmaz'ın takındığı tavır 'Ben bir komedyenim, politik tartışmalara girmek istemiyorum' olabilir. Politik polemiklere girmemek Yılmaz'ın en doğal hakkı. Lakin halkın da, en azından 15 Temmuz gibi yakın tarihimizin en önemli olayına karşı bir açıklama yapmasını, tavır almasını beklemesi de en doğal hakkı.

Sonuçta 249 insan tanklara, F- 16'lara meydan okurken hayatını kaybetti.

Türk halkı tarihinde ilk kez bir askeri darbeyi sokağa çıkarak püskürttü. 12 Eylül'den sonra yaşanmış bundan daha önemli bir olay var mı? Birçok toplumsal olay hakkında sosyal medyadan yorum ve eleştirilerde bulunan Cem Yılmaz'ın 15 Temmuz'un birinci yıl dönümünde bir tweet bile atmaması, elbette eleştiriyi hak ediyor. Tabii bu Yılmaz'a hakaretlerde bulunulmasını, küfürler edilmesini de haklı göstermez.

Özetle Yılmaz, kendisine yöneltilen eleştirilerden, sosyal medya hesaplarından paylaşım yapmayacağını açıklayarak sıyrılmayı tercih etmiş olabilir.

Bu, Yılmaz adına akıllıca bir manevra ama er meydanından kaçtığı da bir gerçek.

Yılmaz gibi zeki bir sanatçı; siyasi düşüncelerini, 15 Temmuz'a dair görüşlerini birkaç cümlede bile özetleyebilirdi, elbette yine de herkesi memnun edemezdi! Yılmaz'ın asıl sorunu tavrını net ortaya koyamaması, kaçak dövüşmesi.

Elbette tavır koymanın da bir bedeli var! Türkiye'nin en çok kazanan sanatçısı olunca tavır almak da zor!

Ben Cem Yılmaz'ın müziği bırakıp geri dönen Teoman'dan daha hızlı bir dönüşe imza atacağına bahse girerim. Yeni filmi vizyona girmesine yakın sosyal medyaya döner!

Enerji içeceklerine 18 yaş sınırı

 Yaklaşık iki hafta önce Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın Türk Gıda Kodeksi Enerji İçecekleri Tebliği Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yapılan yeni düzenlemeyle artık 18 yaşından küçüklere enerji içecekleri satılamayacak.

Spor tesislerinde, okul kantinlerinde ve hastanelerde enerji içecekleri piyasaya arz edilmeyecek ve reklamı yapılmayacak.

Bu ürünlerin etiketinde uyarı başlığı altında, tüketici tarafından kolaylıkla görülebilecek şekilde 'Alkol ile karıştırılarak veya beraber tüketilmemelidir.

Çocuklar, 18 yaş altı kişiler, yaşlılar, diyabetikler, yüksek tansiyonu olanlar, gebe ve emzikli kadınlar, metabolik hastalığı olanlar, böbrek yetmezliği olanlar ile kafeine hassas kişiler için tavsiye edilmez. Sporcu içeceği değildir, yoğun fiziksel aktivite öncesinde, sırasında veya sonrasında tüketilmemelidir.

Günlük 500 ml'den fazla tüketilmesi tavsiye edilmez' ifadesi yer alacak.

Bu düzenlemeyi yürürlüğe sokanlara sonsuz teşekkürler.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Türkiye ve Avrupa genelinde tüketimi hızla artan enerji içeceklerinin, halk sağlığını olumsuz etkilediğini belirtiyor. Yoğun kafein içeren enerji içecekleri, özellikle çocuk ve gençlerin sağlığını tehdit ediyor. Enerji içeceklerinin fazla miktarda tüketilmesi, kafein zehirlenmesi riskini artırıyor.

Almanya'daki Bonn Üniversitesi'nde yapılan araştırma; enerji içeceği içilmesinin ardından kalp kasılmalarının çok daha güçlü yaşandığını ortaya koydu. Araştırmayı gerçekleştiren ekip, çocukların ve özel sağlık durumu bulunanların enerji içeceklerinden uzak durması gerektiğini açıkladı. Enerji içeceklerinin hepatit riskini artırdığını, çocukları şişmanlattığı vs. gibi birçok zararları olduğunu kanıtlayan başka araştırmalar da var.

HALK BİLİNÇLENMELİ

Enerji içeceklerinin reklamlarına hiç dikkat ettiniz mi? İşte size şu an Red Bull'un internet sayfasında olan 'Ders Maratonundan Koşu Bandına' başlıklı bir metin:

'Tüm gün ders programını takip edip bir de okul sonrası antrenman programını tamamlamak hiç kolay değil. Bu yüzden ders çıkışı hız kesmek istemeyen öğrenciler çantalarından buz gibi bir Red Bull'u eksik etmezler.

Ve ders maratonundan koşu bandına uçar adım geçiş yaparlar.' Bu metinde hedef kitle bir üniversite öğrencisi de olabilir, TEOG'a hazırlanan bir çocuk da. Daha da kötüsü bu metinde dersten spora geçişi de Red Bull kolaylaştırıyor.

Elbette enerji içeceği sadece Red Bull değil; Burn vs. bir sürü marka var. Enerji içeceği markalar birçok spor organizasyonuna da sponsor oluyorlar. Ne yazık ki, bu reklamlar yüzünden toplumda 'spor yapan, ders çalışan, sınava hazırlanan enerji içeceği içer' algısı oluştu ve bu algının yakın vadede ortadan kalkması da mümkün görünmüyor.

Özetle; enerji içeceklerinin zararları ve bu tarz içeceklerin 18 yaşından küçüklere satılmayacağı kamuoyuna daha çok duyurulmalı. Bundan sonra enerji içeceklerinin reklamlarında daha dikkatli bir dil kullanmalı.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERtv yazarları