ALİ EYÜBOĞLU- MİLLİYET
10 BİN METREDE SILA’YLA SOHBET
Berlin Tegel Havali-manı’ndan bizi İstanbul’a getirecek THY uçağına binerken gördüm Sıla’yı... O, salonda bekleyen yolcular arasındaydı, ben otobüste...
THY, sefer sayısını azaltıp, uçaklarını büyüttüğü için, bindiğimiz uçak çift koridorlu ve 42 sıra koltukluydu.
Sıla, ekonomi bölümünün en arkasında 42’nci sırasında oturuyordu, yanında stlyling’i Hande Kızıl ve menajeri Serkan Güney vardı.
Yerden kilometrelerce yüksekte ayaküstü sohbet ettiğim Sıla, Konya’nın ardından Berlin’de konser verdiğini, İstanbul’dan İzmir’e uçup, akşam da memleketinde sahne alacağını söyledi.
İzmir’deki konsere, annesi ve babasının yanı sıra 91 yaşındaki anneannesi Süheyla Balaban’ın da geleceğini anlatırken gözleri ışıldayan Sıla, Anadolu turunu bitirdiğini, Avrupa konserlerinin süreceğini açıkladı.
Gaziantep, Adana, Mersin, Trabzon, Ordu, Edirne, Çanakkale ve Konya konserlerinin çok iyi geçtiğini vurgulayan şarkıcı, “Sırada Avrupa turu var. Berlin bitti. Sonrasında Amsterdam, Mannheim, Hamburg, Bielefeld, Düsseldorf, Kopenhag, Londra, Münih ve Nürnberg konserlerimiz olacak” dedi.
HANGİ ÜNLÜNÜN EVİ MAYORKA’DA NEREDE?
Almanların ünlü dergilerinden Bunte, son sayısında tam altı sayfa ayırdı İspanya’nın gözde turistik adalarından Mayorka’da ülkelerinden hangi ünlülerin evi olduğuna.
Google Maps’ten indirdikleri Mayorka’nın haritası üstünde onlarca Alman ünlünün villası, malikânesi nerede, tek tek işaretli.
Tenisin Alman yıldızları Boris Becker, Ana İvanovic, bisikletçi Jan Ullrich, film yıldızları Sonja, Kirchberger, Veronica Ferres, Christine Neubauer, şarkıcı Helene Fisher futbolcu Bastian Schweinsteiger gibi 60’a yakın ünlü Alman’ın tatillerini Mayorka’nın neresinde geçirdiklerine dair her türlü ayrıntı var haberde...
Bunte’nin piyasaya çıktığı hafta Berlin’deydim, haberdeki ünlülerin sosyal medya hesaplarına baktım, kimse ortalığı ayağa kaldırmadı Almanya’da...
Türkiye’de bir gazete böyle bir haber yapsa, Bodrum, Çeşme veya Miami’nin haritasıyla birlikte hangi ünlümüzün nerede villası olduğunu haber yapsa tepkileri nasıl olur acaba?
ASKER DİZİLERİNİN REYTİNGİ
Teröristlerle savaşan askerlerin hikâyelerini anlatan üç diziyi peş peşe ekrana sürdü kanallar. Kanal D’nin “İsimsizler”inden sonra Star TV “Söz”ü ekrana getirdi. Son atak ise FOX TV’den geldi.
“İsimsizler” ve “Söz”ün ilk bölümleri 5 reyting almıştı. İkinci hafta “Söz”ün reytingi 6.8’e yükseldi, “İsimsizler” 5’te kaldı.
FOX’un “Savaşçı”sı ise ilk hafta 7 reyting yaptı. “Savaşçı”, TV8’in yarışması “Survivor”ın ardından bütün kulvarlarda ikinci oldu.
TV’de iyi reyting almanın sihirli bir formülünü henüz bulan yok, ama bu veriler de gösteriyor ki aklın yolu bir...
Demek ki, eğlence kanallarında köşelerin tutulduğu, seyircinin “Diğer kanallara” kaçtığı akşamlara bile iyi bir iş koyduğunuzda bu, reyting olarak dönüyor size...
‘SÖYLEMEZSEM OLMAZ’DA MODERATÖR DEĞİŞTİ!
Beyaz TV’de ekrana gelen “Söylemezsem Olmaz” programının moderatörü değişti. “Söylemezsem Olmaz”ın moderatörü Ömür Varol, yorumculardan Bircan İpek’le sözlü tartışmasına dahil olan Nihat Doğan’la kavga edince kanal yönetimi, kadroda değişikliğe gitti. “Söylemezsem Olmaz”ın yeni moderatörü Tahir Sarıkaya oldu.
GÜNÜN SÖZÜ
Bir çocuğun ölümünü görmektense, evrene geliş biletimi iade etmek isterim. (Dostoyevski)
MESUT YAR- POSTA
Çocuğu evde unuttunuz ya!
Aşk ve Mavi (atv) dizisinde Mavi’nin annesi Hasibe, çok hasta olduğu ve çok az ömrü kaldığı yalanını uydurdu. Cemal’in damadı İlyas’ın, bu yalanı ortaya çıkarmasına karşın Mavi kızımız İlyas’a “Annemi yalancılıkla suçlayamazsın” dedi...
Mavi, annesi Hasibe’nin yürüyen en büyük yalan makinesi olduğunu ve foyalarının bir bir ortaya çıktığını unutmuştu. Neyse. Hasibe’nin yalanını bilmesine rağmen kendisinden saklayan kocası Ali’ye kızan Mavi kendi sülalesini alarak konağı temelli terk etti ve İstanbul’a doğru yola çıktı. O da ne? Yengesi Fatma biricik oğlu Metin’i evde unuttu. Ailenin diğer kadınları da Metin nerede merak etmedi...
Anlaşılan 180 dakika dizi yazmak senaristleri ne yazdıklarını da karakterleri de unutturmuş olmalı. Biz uyaralım “Yoklamada Metin eksik kardeşler”...
Mustafa Karataş yok mu?
Mustafa Karataş Hoca’nın Ramazan yaklaşırken yıllardır program yaptığı Show TV’den ayrılıp Kanal D’ye geçeceği bilgisi geldi. Bu bilgiler kimi zaman dedikodu olmaktan öteye gitmiyor ama belli ki bir çıkış kaynağı var...
Mustafa Hoca’nın özellikle Zahide Yetiş ile yaptığı cuma programları ciddi bir kitleyi taşıyor ekrana. Kısacası Mustafa Hoca eldeki kanala da, olursa gideceği kanala da yüz güldürecek sonuç aldıracaktır...
Din bilimcilerin TV starları gibi transfer dosyalarına girecek bir noktaya gelmesi de sosyolojik tez konusudur bu arada!
Bitti bitmesine de neden?
Esaretim Sensin, FOX ekranında başlayan ama reytinglerini bir türlü düzeltemediği için arkasından gelen FOX Ana Haber’i de zor durumda bırakan bir günlük diziydi...
İşin ilginci arkasında durulduğunda tutmayan bir günlük dizi çok da fazla yok TV dünyasında. Önceki seneden birkaç örnek sayabiliriz sadece...
Buna rağmen Esaretim Sensin’in yaşadığı travma ve mutsuz sonun nedenlerini çok iyi incelemeli günlük dizi yapımcıları...
Hele yaptıkları diğer işler bin küsur bölümü görmesine rağmen, bu işin çuvallamasının travmasını üzerlerinden bir atsınlar, bakacaklardır bu dediğim önemli ayrıntının çaresine...
Bakmazlarsa günlük dizilerin herkes için alternatif bir umut olmaktan çıkışını çaresizce izlemek zorunda kalacağız; bilginize!
Bu ne ayran gönüldür?
Cesur ve Güzel (The Bold and The Beautiful) televizyon hayatında 30’uncu yılını kutlarken dizinin fettan güzeli Brooke Logan bile Beni Affet (Star TV) dizisinin kadın karakterleri kadar sık koca ve sevgili değiştirmedi...
Bahar, kaynanası Firdevs’in hain planları sonucunda kocası Onur’la yollarını ayırıp annesinin evine geri döndü...
Böylece Berat, Kemal, Demir ve Onur gibi eşlerden sonra Bahar’a yeni bir partnerin gelmesinin eli kulağındadır. Keza Feride ve Kader karakterleri için de durum farklı değil...
Dizinin bütün kızları ayran gönüllü çıktı maşallah. Ölümsüz aşk sadece masallarda yaşanıyor hepsi için. Vay be!
SEN AĞLA BAHAR SEN AĞLA!
İşte Benim Stilim’de (tv8) her izlediğim program farklı eğlendiriyor beni. Bahar Candan diye bir fenomen orada oldukça da gülüp eğlenebilmeye devam edeceğim de kesin...
Bu arada Bahar Candan’ın en çok konuşulan meselesi dünyada eşi benzeri bulunmayan türdeki ağlama krizleri. Bunu iyi bir reyting silahı olarak kullanan genç kızımız şimdi herkesi bu silahla tehdit etmeye başladı...
Programda canı ne zaman sıkılsa “bir ağlarım görürsünüz” diyerek açıktan tehdit ediyor rakiplerini, jüriyi ve biz izleyenleri. Bana göre tam yerinde bir tehdit...
Ben gülsem de biliyorum ki çok sayıda izleyici Bahar ağlamaya başlayınca kumandayı duvara fırlatıyor. Devam, doğru yoldasın Bahar kardeşim...
MEVLÜT TEZEL-SABAH
İslam düşmanlarını yıkan gülüş
Geçtiğimiz cumartesi İngiltere'nin Birmingham şehrinde İslam karşıtlığı ve ırkçı-faşizmin İngiltere'deki en güçlü örgütü İngiliz Savunma Birliği'nin (EDL) bir etkinliği vardı.
Etkinlik sırasında başörtülü bir kadını korumaya çalışan Saffiyah Khan adlı bir kadın, cesur tavrı ve habersizce çekilen bu fotoğrafıyla bir anda İngiliz medyasında fenomen oldu. Olay sonrası BBC'ye konuşan Khan; bir kadının etrafının 25 EDL protestocusu tarafından sarıldığını ve kadının korktuğunu görünce müdahale ettiğini, yaşadığı yerde hoşgörüden böylesine uzak hareketleri görmekten hoşlanmadığını söyledi.
IRKÇILARI ÇÖKERTTİ
Alçakgönüllü tavrıyla dikkatleri çeken Khan, polislerin korku dolu kadını korumak için hiçbir şey yapmadığını, kendisini bir şeyler yapmak zorunda hissettiği için harekete geçtiğini sözlerine ekledi.
Khan, olay anında çekilen fotoğrafının neden bu kadar çok ilgi gördüğünü de anlamadığını söyledi ama fotoğrafta posta koyduğu, öfke dolu bakışlarına gülümseyerek karşılık verdiği adam, EDL lideri
Ian Crossland. Polis de zaten başına bir şey gelmesin diye Khan'ın koluna girerek uzaklaştırmak zorunda kalmış.
Khan'ı cesaretinden dolayı kutlamak lazım.
Bu fotoğrafı çeken insan ruhunun gizemli bir anını yakalamış sanki. Khan'ın, EDL liderine tepeden, onu önemsemediğini belli edercesine bakması ve alaycı gülümsemesi resmen ırkçıların ezberini bozmuş.
BBC sunucusu Piers Morgan 'haftanın fotoğrafı' ilan ettiği kare için 'Öfkeli ırkçıya Asyalı kadından neşeli ve küçümseyen bakış' yorumunda bulunmuş.
Khan'ın da dediği gibi gülümsemek, şiddetten çok daha iyi bir önlemdir. Öfkeye karşı gülümsemek ve ırkçılığı küçümsemek, dünyada yükselişe geçen İslamofobiye karşı bir yöntem olarak kullanılmalı. Tabii Khan kadar da cesur olmak zorundayız.
Alişan’ın yaptığı komik değil, taciz
ABD'de bulunan Alişan, önceki gün Instagram'da 'Hayırlı haftalar olsun hepimize. 'I must marry' isimli çalışmamla baş başa bırakıyorum sizleri, güzel seyirler efendim' yazarak kısa bir video paylaştı.
Videoda ABD'de bir parkta kızlı, erkekli gençler çimenlere uzanmış sohbet ediyorlar falan filan. Alişan, bir kadına yaklaşıp "I must marry" yani 'Evlenmeliyim' diyor, bir sürü şirinlik yapıyor ama telefonla konuşan kız ona yüz vermiyor.
Ama Alişan ısrarcı, ortaokuldan terk bir İngilizce ile hiçbir anlama gelmeyen cümleler kurmaya, kıza yaklaşmaya devam ediyor. Kız bu hareketlerin sonu gelmeyeceğini anlayınca ayağa kalkıp gitmek istiyor ama Alişan, tinerciler gibi kızın çantasına yapışıyor. Kız korkuyor, bağırıyor ve kaçıyor. Videoyu çeken de "O da seni terk etti, yazıklar olsun" diyor.
Demek ki Alişan'ın başka girişimleri de olmuş.
Normalde böyle bir şey Türkiye'de yaşansa daha ilk saniyede Alişan çantayı kafasına yerdi. Ee orası ABD, özgürlükler ülkesi; hiç tanımadığın biri de olsa belli bir noktaya kadar iletişim kurmaya çalışmak tolere ediliyor.
Kızın baştaki rahat tavırlarını Alişan'ı tanıdığına mı yormalıyız bilemedim. Eğer kız Alişan'ı tanımıyorsa, ünlü şarkıcının yaptıkları bizde bazı internet sitelerinde yansıtıldığı gibi hiç de komik değil.
Alişan'ın yaptıkları tacize girer.
Alişan, kızdan tepki görene kadar tacize devam ediyor.
En kötüsü de Alişan'ın bu yaptıklarını doğal görüp videoyu paylaşması.
Ben o görüntüleri izlerken Alişan adına utandım; turistlere asılan magandalardan hiç farkı yoktu. Yıllardır şarkıcılık ve sunuculuk yapan bir insan bu kadar mı basit ve kaba olabilir!
Beckham’ın sıra beklemesi...
Eski yıldız futbolcu David Beckham (41), Los Angeles'ta Izaka-Ya isimli popüler bir Japon restoranına gitmiş. Ama boş masa olmadığı için Beckham'a içeri giremeyeceği söylenmiş, o da bir masa boşalana kadar beklemiş, hayranlarıyla bol bol selfie çektirmiş. Şöyle bir haber bizde neden çıkmaz? Türkiye'de ünlüler sıra beklemez diye bir kural mı var? Elbette yok ama bizde mekan sahipleri ünlüleri baş tacı yapar. Halkımız ise gerekirse masadan kalkar, yerini verir. Bu yüzden bizim ünlülerin ayakları yere hiç basmaz, başka bir âlemde yaşarlar!
YÜKSEL AYTUĞ- SABAH
O balkon da olmasa
Atv'nin bu sezonki en başarılı yapımlarından biri olan 'Aşk ve Mavi' içimi ısıtan bir dizi. Aslında içinde iki cinayet ve bir intikam hikayesi barındırmasına rağmen, dümenini mizaha kırdığı zamanlarda insanın dudağına mutlu gülümsemeler iliştirmeyi başarıyor.
Bunu yaparken de bazı dizilerin düştüğü hatayı tekrarlamayıp karakterleri komik olsun diye karikatürleştirmiyor. Böyle olunca da, gerçeklik hissini yitirmeden, hikayeye mizah sosları eklenebiliyor.
Dikkatimi çeken ise aileye evsahipliği yapan Kapadokya'daki o muhteşem konağın balkonu. Avluya bakan siyah parmaklıklı balkon, adeta bir dinleme merkezi. Kim avluda gizli bir şey konuşmaya kalksa, konak sakinlerinden biri o parmaklıklara tutunup aşağıdaki konuşmalara kulak misafiri oluyor. Bir gün 'Hasibe';
'Cemal' ile 'Fatma' arasındaki yasak aşktan haberdar oluyor, ertesi gün 'Cemal', 'Birgül'ün açığını yakalıyor, gün geliyor 'İlyas', 'Hasibe'nin gerçekten hasta olmadığını yine o balkon sayesinde öğreniyor. Yani konakta kim, ne öğrenmek isterse, balkona çıkması yeterli oluyor.
Diyeceğim o ki, bu aralar 'balkon konuşması' out, 'balkon dinlemesi' in!
