UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

İŞTE DİKKAT ÇEKEN KONULARIYLA TV YAZARLARINDAN SEÇMELER!..

TV yazarları bugünkü köşelerinde yine oldukça önemli ve dikkat çeken konulara değinmişler. İşte sizin için derlediğimiz yazılar…

İŞTE DİKKAT ÇEKEN KONULARIYLA TV YAZARLARINDAN SEÇMELER!..

ALİ EYÜBOĞLU-MİLLİYET

SOSYAL MEDYANIN DÜNYACA ÜNLÜ FENOMENLERİ GELİYOR

Başarılı olanlara destek vermek yerine, köstek olmayı tercih ederiz. Bir şekilde aramızdan sivrilip yukarı çıkanları, paçasından tutup, aşağı indirmeye çalışırız.

Yeniliklere açık değiliz.

Her “yeni”ye karşı direnç gösteririz.

Sosyal medya hayatımıza girdikten sonra Youtube, Facebook, Twitter ve Instagram fenomenlerini “Kim bunlar? Bugün var, yarın yoklar” diye dikkate almayan meslektaşlarımız var.

Onlardan değilim. Başta Instagram olmak üzere aktif bir sosyal medya kullanıcısıyım. Sosyal medyadan edindiğim takipçiler sayesinde yazılarımın daha geniş kitlelere ulaştığını biliyorum.

Her alanda olduğu gibi sosyal medyada da sahtekârlığa başvurup, parayla takipçi ve beğeni satın alanlar yok mu?

Dünya kadar... O nedenle, takipçi sayılarına aldanıp herkesi “fenomen” sanmamak, gerçeği öğrenmek için araştırmak şart...

Çeşitli ülkelerden sosyal medya fenomenleri “Inflow Travel Summit 2017” adlı bir grup oluşturdu.

Dünya çapında toplam 66 milyon takipçisi olan 60 seyahat blogger’ı ve sosyal medya fenomeni 18-19 Nisan’da İstanbul’da olacak. Grup, Türkiye turlarına 20-23 Nisan tarihlerinde Antalya’da devam edecek.

Bakalım bu fenomenler Türk turizmine ne kadar katkı sağlayacak?

CANNES’DAKİ TV FUARI VE DİZİ SEKTÖRÜNÜN DURUMU

Türk televizyon yöneticileri, dizi yapımcıları ve başrol oyuncularının bir kısmı güney Fransa’da şu aralar. Çünkü MipTV Fuarı var Cannes’da...

TV kanalları ile yapımcıların repertuvarlarındaki dizi ve formatları dünyaya pazarladıkları Cannes’daki fuarın gözdelerinden biri yine Türkiye...

Festivalin hashtag ve sosyal medya hesabına bakınca, Türk dizilerini ve yıldızlarını sadece Türklerin değil, dünyanın pek çok ülkesinden hayranlarının da paylaştıkları görülüyor orada.

Türkiye’ye yılda 200 milyon dolar getiren dizilerimizin sırrını dünya çözmeye çalışırken, “Dışı seni, içi beni yakar” durumu da var ortada.

Türk dizilerinin elde ettiği onca başarıya rağmen, maalesef televizyon yöneticileri “deneme yanılma” yöntemini kullanıyor hâlâ...

Şayet kanal yöneticileri, Türk izleyicisinin hangi gün ne tür dizi izleyeceğinin formülünü bulmuş olsa, büyük paralar ve umutlarla çekilen onca yapım, yenilir miydi “reyting canavarı”na?

Tutmadığı için kaldırılan dizi sayısı, ekranlardakilerden fazlaysa, bir kanalın tutan bir işinin benzerini rakipleri de yapıyorsa, sektörün emekçileri “Yerli dizi, yersiz uzun” diye isyandaysa, durup biraz düşünmek gerekir bu noktada... 

TARKAN’LA GELEN ÖDÜL

Yayın hayatında 17 yıla giren magazinci.com “Yılın en iyileri”ni ödüllendirdi. Nurettin Soydan’ın sahibi ve yayın yönetmeni olduğu site, “Bir Megastar Tarkan” kitabıyla beni “Yılın yazarı” seçti. 

Şimdiye kadar çok ödül aldım. Sunuculuğunu Ece Vahapoğlu’nun yaptığı Wyndham Grand İstanbul Hotel’deki gecede aldığım bu ödül benim için bir ‘ilk’ti... Yazdığım ilk kitaptan ödül almak acayip mutlu etti beni... Şu sıralar başka bir kitap üstünde çalışıyorum. Çocukluğundan bugüne onunla yolculuk yapanlara Sezen Aksu’yu anlattırıyorum. O yüzden Tarkan kitabı için aldığım     bu ödül, “Bizim Sezen” için bana enerji takviyesi gibi oldu. 

 

GÜNÜN SÖZÜ

 

Bilirsin; cehennem ateşi, kadının öfkesi yanında sönük kalır. (‘Supernatural’ dizisinden)  

MESUT YAR- POSTA

Geride bıraktığımız ay çok şey söyledi!

Kanallar ciddi bir reklam pastasını aralarında bölüşüyor. TV ekranının kârlı bir iş olmadığını söyleyebiliriz ama dengeler var işte...

Neyse, geride bıraktığımız ay reyting yarışı iyice kızıştı ve ilginç veriler ortaya çıktı. Şimdi neden ve niçin diye sorarak bu deli rekabete bakalım!

HEPİMİZ DAHİL!

Toplam izleyici grubunda tüm gün izleme oranları aslında sınıf farkı yapmadan hangi kanalların izlendiğini ortaya koyan en net veridir. Buna göre mart ayı genelinde 24 saat boyunca birinci kanal atv oldu. Bu kanalı izleyen ilk dört kanal ise sırasıyla Show TV, Star TV, TV8 ve Kanal D oldu...

Dizi kuşağı olarak da tanımladığımız prime time kuşağı ise en çetin yarışların gerçekleştiği kuşaktır. Çünkü reklam burada para eder. Buna göre ilk beş sıralaması şöyleydi; TV8, atv, Kanal D, Star ve FOX...

Kıssadan hisseye gelirsek Müge Anlı ile başlayıp Esra Erol ile habere uzanan gündüz kuşakları atv’yi zirveye taşıdı. Ama aynı durum akşam kuşağı için gerçekleşemedi. Survivor (TV8) toplam izleyicinin net adresi oldu...

AB GRUBU İZLEYİCİ NE DEDİ?

Bu gruptaki izleyici tüm günde ağırlıklı olarak TV8 kuşaklarını tercih etti. Demek ki Survivor ve yan programları izleyici ilgisini çekmeyi başardı. Tüm gün sıralaması TV8, atv, Star TV, Show TV ve Kanal D olarak gerçekleşti...

Prime time kuşağında ise TRT 1 ciddi bir mesafe alıp Diriliş Ertuğrul, Payitaht Abdülhamid dizileri ve maç yayınları sayesinde ikinciliğe oturdu. Sıralama ise TV8, TRT 1, Kanal D, Star TV ve Show TV şeklinde aktı...

REKLAM VERENİN GRUBU NE DİYOR?

Reklam verenlerin en ciddiye aldığı izleyici grubu ABC1 20+ adını taşıyor. Bu grupta her şey para ediyor sevgili okur...

Mesela tüm gün yayınlarını dikkate alırsak, atv Müge Anlı efektiyle kuvvetlendirdiği günler ve kimi dizi/maç yayınları sayesinde geçen ayı elinde tutmuş. Hemen peşinden gelen TV8’in neyi izlettiğini biliyoruz zaten. Show TV gündüz kuşağında Seda Sayan’lı Evleneceksen Gel, akşam kuşağında ise İçerde gibi çok izlenen bir iki dizisiyle üçüncü sıraya yerleşmiş...

Star TV’nin Anne ile başlattığı atak ayın kimi günlerinde yavaşlamış olsa da sona doğru yine hızlanıyor...

Bu grupta beşinci sırayı alan Kanal D ise tüm gün kuşaklarında özellikle sabah saatlerinde sıkıntı yaşıyor. Dizi günlerini yeniden ayarlayan kanalın nisan ayında bir atağının olacağını düşünüyorum...

KADINLAR NE İZLER?

Bunu tüm gün için soruyorsak kanal sırası şöyle; atv, Star TV, Show TV, FOX ve TV8...

Bakın burada çok önemli bir ayrıntı var. İlk üç sıradaki kanalların tüm gün kuşaklarında çok tartışılan izdivaç programları yer alıyor. Bu da demektir ki kadınlar gündüz kadın, magazin ve reality kuşaklarını izler...

Akşam saatlerinde ise öncelikle Survivor ya da Star TV dizilerini izlerler. Ardından gelen üç kanal da dizilerini ekranın bu en büyük alıcı grubuna göre ayarlar...

Onlar da Kanal D, atv ve FOX olarak sıralanıyor. Dizilerin adlarını siz yerleştirin artık. Mesela Vatanım Sensin, Cesur ve Güzel, Çoban Yıldızı, Hayat Şarkısı...

ERKEK İZLEYİCİ GELİŞİNE TAKILIYOR...

Erkek izleyicileri aksiyon ve maç yayınlarının yanında haber ve açık oturumlarda ekran karşısında görüyoruz. Buna göre tüm gün izleme tercihleri atv, Show TV, TV8, Kanal D ve Star TV’yi ilk beş kanal arasına sokuyor...

 

Bu sıralama içinde UEFA’daki kupa yarışını, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, Arka Sokaklar ve İçerde gibi dizilerin payını lütfen göz ardı etmeyin... Çünkü prime time diliminde ilk beş TV8, atv, Kanal D, TRT 1, Star TV olarak gerçekleşmiş...

VE ÇOCUKLAR

Ekran karşısında gündüz kuşağının gizli patronu aslında 5 ila 11 yaş grubu arasındaki çocuklarımızdır sevgili okur. Bu yüzden sıralamalarda TRT Çocuk açık ara birinci. Heidi’den tutun da Kuzucuk’a kadar uzanan o geniş yelpazede ebeveynler kumandayı kaçırabilirse atv, TV8, Show TV ve Kanal D’ye de bakabiliyor...

21.30’da RTÜK (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu) tarafından yatağa gönderilen çocuklar akşam ekranında sanırım biraz da büyüklerinin zoruyla TV8, atv, Kanal D, Star TV ve Show TV izliyorlar...

MEVLÜT TEZEL-SABAH

İsveç taraftarı huzuru İslam’da buldu

İsveç'te maçlarda maske takmak yasak. Yasağın nedeni; bazı taraftarların maskenin altına sığınıp şiddet olaylarına başvurması.

Bu yasak, geçtiğimiz yıl henüz yasa tasarısıyken çok tartışılmıştı, yasağın sağlıklı şekilde uygulanamayacağı konuşuluyordu. Dini nedenlerle veya soğuktan dolayı ağzı ve burnu kapatacak şekilde atkı kullanılması ise yasak kapsamı dışında bırakılmıştı. Nitekim İsveç'te AIK taraftarları, inanç özgürlüğünden dolayı yasak sayılmayan peçe takarak maç izledi.

Avrupa'da İslamofobi yükselişe geçmişken, türban bazı ülkelerde yasaklanmaya başlamışken İsveçlilerin maçları peçeli izlemesi gerçekten enteresan bir tablo çıkardı ortaya. Futbolda çare tükenmez, anlaşılan İsveçli taraftarlar da huzuru İslam'da bulmuş.

YÜKSEL AYTUĞ-SABAH

Şehitten mektubunuz var

Son zamanlarda gördüğüm en çarpıcı, en dokunaklı dizi başlangıcıydı. Star'ın yeni dizisi 'Söz', Güneydoğu'da teröristlere karşı mücadele veren 12 aslan yürekli askerin hikayesini anlatacaktı. İlk sahne, şehadet şerbetini içmek üzere olan bir askerin gözünden açıldı. Komutanı; başına eğilmiş, ağır yaralı askerinin ismini haykırarak onu uyandırmaya çalışıyordu. Şehit, iç sesiyle konuşmaya başladı.

Şimdi o sahneyi kayıtlardan izleyip o sözleri buraya geçirirken bile gözyaşlarımı zor tutuyor, dişlerimi sıkıyorum.

Eğer içinizde birazcık vatan ve bayrak sevgisi varsa, eminim siz de gözyaşlarınızı tutamayacaksınız...

"Komutanım bana sesleniyor.

Oysa biliyor cevap veremeyeceğimi.

Çünkü az önce sol bacağım, kafasının birkaç santim üzerinden uçtu gitti... Ölüm hep yanı başımızdaydı.

Aldığımız her nefeste, içtiğimiz her yudumda, her gülüşümüzde, her adımımızda. Sırdaşımız, dostumuz, tek yarimiz ölümdü. (Yaralı asker son nefesini verir. Yüzünü bir huzur kaplamıştır) İşte kavuştuk.

Ben halimden memnunum ama ya geride kalanlar? (Komutanı uzanıp elleriyle şehidin gözlerini kapatır) Karım... Dört sene önce evlendik. Bu dört senede dört kere görüşmüş müyüzdür, bilemiyorum. (O sırada görüntüye şehidin polis eşi gelir.

Şehit haberini vermek için yaklaşan askeri aracı ve arkasındaki ambulansı korkuyla, endişeyle izlemektedir) Az sonra bir albay ve bir psikolog çıkacak karşısına.

Bir de ambulans... Zaten görür görmez yangın düşecek içine...

Artık her söz, her kelime anlamsız...

Önce sadece bakışacaklar.

Sonra şehit olduğumu söyleyecekler.

O an yüzleşecek, ağlamamak için tutacak kendini. Bir an son görüşmemiz aklına gelecek.

Beni uğurlaması, kurduğumuz bahçeye ekeceğimiz çiçekler, hayallerimiz... İşte hepsi uçup gitti. Ve ölene kadar beni asla unutmayacak. Kara haber tez yayılır diye boşuna dememişler.

(O sırada şehidin köyü gelir ekrana.

Babası, bir güğümden tasa süt doldurmaktadır) Gerçi buna kara haber denmez ya, neyse...

(Yaklaşan ambulansın önündeki siyah askeri araçtan bir subay iner) Babamın yüzüne iyi bakın.

Onların zırh delen mermileri var, babamın ise yürek delen bakışları...

Yüzündeki vakarlı ifadeye bakın. Bir yanda evlat acısı, bir yanda oğlunu şehit vermenin gururu... Bu bakışlar ne bir filme sığar, ne de bir kitaba... Gözünden bir damla yaş akmayacak.

Ki bu, 'Bizi yenemezsiniz, boşuna uğraşmayın' demenin bir başka yolu. (O sırada annesi yıkık dökük köy evinin kapısında belirir) Bir anama üzülüyorum.

Her telefon çaldığında yüreği hop ederdi. Her aradığımda, 'Anacığım' dediğimde, gözyaşları yanaklarından süzülmeye başlardı. İki kelime edemeden, hıçkırıklara boğulurdu. Hakkını helal et anacağım, oğlun şehit oldu... Arkamdan duanı eksik etme sakın. Hoş, etmezsin ya... (O sırada babanın elindeki süt kabı yere düşer, bembeyaz sütler etrafa yayılır.

Anlarız ki şehitlik, ana sütü gibi helaldir Mehmetçiğe) Vatan size, siz Allah'a emanet...

Beni merak etme anacığım, bana burada çok iyi bakıyorlar, gözün arkada kalmasın. Komşularımız, çocukluk arkadaşlarım, tüm akrabalarım, köyümüzden şehit çıktı diye herkes bilsin isteyecekler.

(Bu arada köydeki evlere dev Türk bayrakları asılmaktadır) Bütün köy Türk bayrakları ile donanacak. Her bayrak bir gurur ifadesi. Bakmayın siz gözyaşlarına, herkes gururlu.

Bir de bizim kör imam Salih, salayı okuduğunda tamamdır.

Ah bir bilseniz, ne yanık sesi vardır..."

Sonra bir de bakarız ki, şehit haberini alan o acılı polis eş, hamiledir. Şehit der ki; "Biz ölürüz, yeni doğanlar için..." Onları, aziz şehitlerimizi, haber bültenlerinde, alt yazılarda bazen sadece birer 'sayı' gibi görürüz. Ama o sayıların her birinin ardında bir yarım kalmışlık, bir hasret, dünyanın tüm rakamları bir araya gelse yeri doldurulamayacak bir boşluk vardır oysa ki... İşte orası, 'Söz'ün bittiği yerdir...

Bu yazıya son noktayı koyduğumda, penceremden içeri bir yanık sala dolmasın mı... Gel de ağlama şimdi...

İyilik ve Kötülük

Dünya kurulduğundan bu yana iyiler ile kötülerin savaşı yaşanıyor. Bu savaşın tüm şiddetiyle devam ettiğini bana haber bülteninde birbiri ardına izlediğim iki haber hatırlattı.

İlk haberde bir dedemiz, emekli maaşını çekmek için bankamatiğin önüne gelmiş.

İşlem yapmayı beceremeyince yoldan geçen bir adamı durdurup kendisine yardımcı olmasını istemiş. Adam uğraşır gibi göründükten sonra da "Hesabınızda para yok, sizin postaneye gidip sordurmanız lazım" diyerek dedeyi oradan uzaklaştırmış.

Ardından gizlice çektiği parayı cebine indirmiş.

Bültende bundan hemen sonra gelen haberde ise hepimize 'Helal olsun' dedirten bir kuyumcuyu izledim. Yaşlı çiftin altınlarını bozarken hesap hatası yapmış. Çifte 10 bin lira eksik ödediğini anlayınca peşlerinden sokağa fırlamış ama bulamamış. Güvenlik kamerası görüntülerin çoğaltıp ajanslara, haber merkezlerine göndermiş.

Paraya çevirdiği künyedeki 'Mahir' adından yola çıkarak adamı 17 gün boyunca aramış.

Sohbet sırasında adam sahneye çıktığını söylediği için çevredeki bütün müzikli mekanları tek tek dolaşmış. Bu arada adamın 10 bin lirasını o günün fiyatlarıyla altına çevirip saklayarak, zarar etmesini de engellemiş.

Sonunda Mahir Bey'i bulup parasını teslim etmiş.

Şeytan ile melekleri gökte aramaya lüzum yok. Onlar aramızda, hatta tam da yüreğimizde. Dünyayı duru ve saf bir yer haline getirmek için iyilikten yana saf tutalım..

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13