MESUT YAR – POSTA
KORKU FİLMİNE DÖNÜŞMEDEN…
Sultan Hanım, sizi yine yakaladık. O Hayat Benim isimli dizinizin yayınlanan son bölümünde sobaya odun atarken kızınız Zeynep geliyor…
Onu karşılayıp odaya döndükten sonra sobanın kapağının kendiliğinden kapandığını görüyoruz… Tavsiyem nettir; Gerim gerim geren dizinizin bir korku filmine dönüştüğünü görüp, yaşamadan. Gidiniz!...
YOKSA HER ŞEY RÜYA MI?
Poyraz karayel için sosyal medyada şöyle bir söylenti var. “Aslında Poyraz öldü ve biz aklını kaçıran Ayşegül’ün halüsinasyonlarını izliyoruz… Böyle bir şey mümkün mü? Sadece geçtiğimiz yıl final yapan Leyla ile Mecnun’un son sahnesini düşünmek yeterli. İzleyici her şeyin aslında yatalak olan Mecnun’un hayal dünyasından ibaret olduğunu öğrenmişti. Peki diziye kırılmış mıydı, elbette hayır. Çünkü en vurucu finallerden biri olarak dizi tarihine geçmişti… Böyle bir olasılığın Poyraz Karayel için gerçekleşmesi bana göre mümkün değil. Çünkü öyle bile olsaydı bu kadar dedikodu üzerine final fikri bir şekilde değiştirilirdi. Kimse merak etmesin!
AŞKA TUTSAK GELİYOR…
Kanallar günlük dizi işinden kaçamıyor. Bu yılın trendi ise yabancı diziler oldu. Bu işi Hindistan’dan ithal dizileriyle Kanal 7 iki yıldır hakkını vererek yapıyor… Duruma uyanan diğer kanallar da paçaları sıvadı. Mesela teve2 de prime time kuşağına bir Bollywood dizisi yapıştırıverdi… Trendin son takipçisi Star TV oldu. Yarından itibaren Seoul Uluslararası Drama Ödülleri’nden başarıyla çıkmış “Aşka Tutsak” isimli diziyi öğle kuşağında izlemeye başlayacağız… Ve sanırım bizdeki diziler kesmedi ki dünyanın tüm romantik dizileriyle 2017 içinde taruş olacağız. Söylemişti dersiniz…
ŞU İKİNCİ KANALLAR NE İŞ?
Teve2, a2, TV8,5 gibi majör kanalların kendileri için yarattığı alternatif kanallar arasına yakında bir yenisi daha katılıyor. Star2 ismiyle ekrana çıkacak olan yeni kanalda ağabey kanal Star’ın en değerli işlerinin yanı sıra farklı formatlar da yayınlanacak… Bu ikinci kanal işi tuttu mu, tutacak mı; tam olarak kestiremiyorum. Ama yaşayabilecek türden alternatif ekranların çoğalması kötü değil… Bu arada Saran grubu da yen bir TV kanalı kurarak spor ağırlıklı yayına başlamak üzere. Kısacası TV dünyası yine bir hareket peşinde. İnşallah berekete döner!
BU KIZDAN NE İSTİYORSUNUZ?
Aman bu hafta Beni Affet’i pas geçmeyelim. Bahar, Kemal’den sonra yeni esas oğlan Bulut’ta yeni aşkı buldu… Ancak Bahar’ın yıllarca Kemal ile birleşmesini engelleyen kayınpederi Osman Kozan, bu kez de yeni aşıkları ayırmak için harekete geçti… Bahar, yaklaşık 5 sezon boyunca defalarca kaçırıldı. Defalarca cinsel istismara maruz kaldı. Defalarca akıl sağlığını yitirdi ve hafızasını kaybetti. Defalarca saplantılı aşıklarını öldürdü filan… Hani bu kadar acıyı seri şekilde yaşayan Bahar bıraksalar da yeni aşkı Bulut’la mutlu olsa… Kim kimi affedecekse affetsin ve Bahar’ın çilesi artık bitsin. Senaristler, bu karakterden daha ne istiyor anlamak mümkün değil vallahi…
BU HAFTA VATANIM SENSİN DEDİK!
Haftanın nefes kesen yarışında bu hafta kazanan Vatanım Sensin oldu. İki haftadır toplam izleyici ve ABC1 grubunda Cesur ve Güzel’in arkasında seyreden dizi bu hafta üç kategoride birden birinci olarak rakibini solladı… Bakın, bu rekabet soluksuz bir şekilde devam eder. Her iki dizi de yayınlanan son bölümlerinde hız kesmişti ama önümüzdeki haftalarda vites üstüne vites yükseltir. Hele ki Vatanım Sensin hattından gelen “Mustafa Kemal Atatürk” hikayeye dahil edilecek haberinden sonra…
ALİ EYÜBOĞLU – MİLLİYET
BAŞROL OYUNCUSUNUN FİYATI NASIL TAVAN YAPTI?
‘Avrupa Yakası’nın çekildiği yıllardı. Dizinin Oyuncularından Ata Demirer’in yeni sözleşme için talep ettiği parayla ilgili yapımcı Sinan Çetin, “O kadar parayı ben kazanmıyorum” demişti.
Aradan yıllar geçti.
Çetin’in o gün dert yandığı konu, bugün çoğu dizi yapımcısının kâbusu haline geldi.
Son zamanlarda hangi dizi yapımcısıyla konuşsam, konu aynı:
“Dizi sektörünün iki büyük sorunu var artık. Birincisi, çekilmedik konu kalmadı. İkincisi, başrol oyuncuların fiyatları el yakmaya başladı.”
İşlerin bu noktaya gelmesinin sebebi ne?
Tabii ki sektörün oyun kurucuları olan TV kanalları ve yapımcılar…
Kanallar ve yapımcılar arasındaki rekabette, dizi starlarının fiyatlarını nasıl katladığına çarpıcı bir örnek vermek isterim.
5 binden 150 bine
Bir erkek oyuncu düşünün…
İlk dizisi hariç, sonrasında rol aldığı hiçbir iş, gün birincisi olmadı.
Aksine reyting almadığı için kaldırılan dizileri bile oldu. Hem de birkaç tane…
Böyle bir oyuncu, dizilerden aldığı parayı 10 yılda yüzde 2 bin 900 kat artırırsa ne dersiniz?
“Olmaz öyle şey” dediğinizi duyar gibiyim, ama oldu.
2006 yılında ilk kez bir dizide başrolle tanışan bu oyuncu, yeni proje için anlaşma yaptı.
10 yıl önce bölüm başına aldığı para, 5 bin TL olan oyuncunun, bu kez bölüm başına aldığı ücret ne kadar biliyor musunuz? 150 bin TL…
Bir oyuncunun ‘kaşesi’ni belirleyen en büyük etken nedir? Reyting…
13 bölüm para peşin
Peki bir oyuncunun karizmasına karşın, ahım - şahım bir reytingi de yoksa, fiyatını bu denli nasıl katlar?
Kanallar ve yapımcılar arasındaki rekabet sayesinde…
Aynı anda iki farklı kanal ve yapım şirketinden teklif alan oyuncu, “Bölüm başına 150 bin TL isterim. Haftada üç, bilemediniz dört gün çalışırım. Günde sekiz saatten fazla çalışmam. 13 bölümün parasını peşin isterim” dedi ve istediği de oldu.
“Veren razı, alan razı. Bize ne?” diyenler olabilir. Doğrudur.
O dizi iş yapmazsa, zararı kanal ve yapım şirketi çekecek gibi görünse de, rekabet yüzünden yükselen oyuncu ücretlerinin zararı tüm sektöre.
Dizi sürelerinin bu denli uzun olmasının sebeplerinden biri de bu…
TÜM GÜN’DE ATV BİRİNCİ PRIME TIME’DA Star TV
Kasım ayında Total, AB ve reklamcıların dikkate aldığı 20 yaş ve üzeri ABC1 kategorilerinde altı birinciliği iki kanal paylaştı.
‘Tüm Gün’ kategorisinin üç kulvarında ATV birinci oldu. Star TV ise üç kategoride de ‘Prime Time’ın zirvesine yerleşti.
Star TV, kasım ayında birinci çıktığı iki kulvarda, ekimde ikinci kanaldı. Star TV, AB - Prime Time’da ise üçüncüydü. Kanal, iyi reyting getiren ‘Annem’in ardından ekrana sürdüğü Kıvanç Tatlıtuğ ve Tuba Büyüküstün’lü ‘Cesur ve Güzel’ sayesinde kasım ayının kazananı oldu
Show TV ile Kanal D’nin ikincilikle dördüncülük arasında gidip geldiği kasım ayının kaybedenleri ise TV8 ve FOX…
SİNA KOLOĞLU – MİLLİYET
ZAHİDE’DEN BEYAZ DİŞ FORMÜLÜ
Zahide Yetiş, “Bununbeyaz gösteren yolunu biliyorum: Ruj. Ne kadar koyu renk ruj sürerseniz, dişleriniz o kadar beyaz görünüyor” dedi. Pratik bilgilerin verildiği programda önemli bir saptamaydı!
‘Hem cesur hem güzel’
STAR TV’de ‘Duymayan Kalmasın’ programında Nilgün Belgün, “Hem cesur hem güzel bir Kıvanç görüyorum” dedi. Dizinin belki de özeti buydu.
Hasibe Ana bir başka
‘Vatanım Sensin’de, insan bazı oyuncuların sahneleri bitsin istemiyor. Bunların başında Hasibe Ana (Celile Toyon) geliyor. Hasibe Ana’nın sahnelerinde öyle oturup kaldığımı fark ettim. Bizde oyunculuk performansı dediğinde, hâlâ ekranda ağlamak anlaşılıyor.
Aldatan eş için dua
Necmettin Nursaçan Hoca’nın Kanal 7’deki ‘Cuma Sohbetleri’ programı
kaçmaz. Muhsin Bay’la ekranın en sempatik ikilisi oluyorlar. “Aldatan eşimle aramızın düzelmesi için hangi duaları okumalıyız?”, “Hamile kadına dini nikah kıyılır mı?” gibi sorular ART arda geliyor. Bir izleyici, “23 yaşındayım kısmetim kapalı” diyor. Hocamız, “Kısmetin kapalı değil, açık. Çalışacaksın, araştıracaksın ve çevreye duyuracaksın” diyor.
Yani öyle oturmakla olmaz.
En birinci benim
Kasım ayında, dizisi en çok haber olmuş kanallarda birinciliği ATV’yle Kanal D, üçer diziyle alıyor. İkinci, iki diziyle STAR TV. Üçüncü ve dördüncü ise TRT 1 ve Show TV oldu. (Kaynak: InterPress Ajansı) Rakamlardan söz açılmışken, kadın izleyicinin önemi, bir kere daha ortaya çıkıyor. STAR TV, “Kadınların tercihi biziz” diyerek açıkladı. 20 yaş üzerikadın, ev hanımı ve çalışan kadın kategorilerinden birinci olmuşlar. CNN Türk ise, “Ben de AB ve AB20, ABC1’de birinci oldum” diyerek ilan etmiş. Çok birincilik var.
YÜKSEL AYTUĞ – SABAH
ÖLÜME NEDEN SEVDALANDIK?
Haber bültenlerindeki görüntüyü, üzüntünün yanı sıra derin bir kaygıyla izledim. Nehirde yaşlı bir adamın cesedi bulunmuş.
Dalgıçlar gelip adamı çıkarmak için uğraşıyorlar.
O sırada siz deyin 200, ben diyeyim 300 kişilik bir vatandaş grubu cep telefonlarına davranmış, yürek dayanmayan o manzarayı kaydediyor.
Kimisi de kamerayı kendine çevirmiş, dehşeti fon yapıp 'ceset selfie'si' çekiyor!
Aynı gün bir başka haber görüntüsü...
Başıbozukluk ve denetimsizlik yüzünden adı 'ölüm yolu'na çıkan Şile otobanında bir TIR, koca cüssesiyle ters istikametten girdiği üç şeritli otobanda U dönüş yapmaya çalışıyor. (Bu sürücüye ne ceza verilecek bilmiyorum ama 'cinayete tam teşebbüs'ten aşağısı olamaz.) O sırada üst geçitteki gençler, kaza ihtimalini görüp cep telefonlarına davranıyor. Beklenen gerçekleşiyor; TIR yüzünden dört araç birbirine giriyor. O anda görüntüyü kaydeden gencin 'zafer çığlığını' duyuyoruz: "Heeeeyttt, çektim be abi, çektim vallahi!.." İyi de, nehirde boğulan adamın şişmiş cesedini kaydetmek bize ne sağlayacak?
Böyle bir 'anıya' kimin ne ihtiyacı olabilir ki!
Yoksa dijital teknoloji ve sosyal medya hepimizi birden gizli birer 'ölü sevici' haline getirdi de farkında mı değiliz?
Önümüzde zincirleme bir kaza olup yaralılar yola saçıldığında ilk tepkimiz 'Aman Allah'ım, ölen var mı acaba?' olması gerekirken, neden sanki bu görüntü sayesinde Pulitzer Ödülü kazanacakmışız gibi sevinç naraları atıyoruz?
Tamam, akıllı telefonlar aklımızı aldı, ondan artık eminim de; bari vicdanımızı bizimle bıraksaydı...
