UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

TV YAZARLARINDAN SEÇMELER! MESUT YAR, ALİ EYÜBOĞLU, YÜKSEL AYTUĞ VE ÇAĞDAŞ ERTUNA BUGÜN HANGİ KONULARI YORUMLADI?..

TV YAZARLARINDAN SEÇMELER! MESUT YAR, ALİ EYÜBOĞLU, YÜKSEL AYTUĞ VE ÇAĞDAŞ ERTUNA BUGÜN HANGİ KONULARI YORUMLADI?..

TV YAZARLARINDAN SEÇMELER! MESUT YAR, ALİ EYÜBOĞLU, YÜKSEL AYTUĞ VE ÇAĞDAŞ ERTUNA BUGÜN HANGİ KONULARI YORUMLADI?..

MESUT YAR – POSTA

MIYMINTI BİR ŞEY OLDU!

 

Okurumuz Tülin Ketenci o kadar içten yazmış ki, virgülüne bile dokunmadan aktarıyorum: “Paramparça”da en çok Cansu’yu severdim, o da mıymıntı bir şey oldu. Son bölüm hastanede başladı, kızımızın alnında yara vardı; kıpkırmızı boya. Daha sonra iki saniyede yarası kapandı, terrrtemiz oldu, oh mis gibi fotoshop! Yine Cansu kızımız Deniz’in babasının öldüğünü öğrendiği an, gayet doğal bir şekilde ‘niye bana söylemediniz?’ dedi, hoop konu kapandı. Sevdiğimin babası, ne kadar kötü olursa olsun tepki gösteririm, yani üzülürüm sonuçta ölmüş ya. Bir de konuyla ilgisi yok ama Bodrum Masalı’nda Bodrum şivesini yerli yerinde kullanan tek oyuncu Timuçin Esen bana göre. Hiç bitmesin bu masal…

YOK ÖYLE BİR ŞEY

Kiralık Aşk (Star Tv) sona erecek diye bir söylenti var. Ama aslı yok! Bunu özellikle yazmak istedim. Biri sosyal medyadan veriyor gazı, fanlar haklı olarak çılgına dönüyor… Neyse ki şu ortamlara 30 yılını vermiş Mesut kardeşiniz, mümkün olduğunca doğruları not düşüyor da gönlünüz serinliyor biraz… Kendini fanlar için üretilmiş ‘serinletici bir fan’ olarak görüyorum. Bilmem siz ne dersiniz?

NEDEN ÜVEY EVLAT OLDU?

Bir başka okurumuz Mine Hanım büyük bir serzenişle soruyor; “FOX kanalının “ölüme” gönderdiği artık kaçıncı dizi olduğunu sayamadığımız Bana Sevmeyi Anlat için size yazmak istedim. Severek izlediğim bir diziydi, Cuma günü romantik ya da polisiye izlemek istemeyen benim gibi seyirci için güzel bir alternatifti ama  Kösem Sultan Başlayacak diye haftanın olabilecek en kötü günü pazartesiye aldılar ve şimdi de reytingleri ortada… Bu kadar erken bir dönemde neden Bana Sevmeyi Anlat’a bu yapıldı? Daha hikayesi yeni açılmış ve heyecan gelmişti, merakla bekliyorduk. Birdenbire neden ölüm gününe atıldı? Peki ya yapımcı Ay Yapım? O kadar izlenen ve sevilen dizileri yapan, İçerde, Cesur ve Güzel için sosyal medyada olsun, prodüksiyon ve tanıtım gibi konularda olsun büyük destek veren Ay Yapım neden başka bir dizisine bunu reva gördü? Bu üvey evlat durumu neden?...

İSMAİL’İN HAŞMETLİ DÖNÜŞÜ

İsmail Filiz’i Ezel dizisiyle tanıdık. Bana göre kamera ışığı hayli parlak yetenekli bir oyuncu olarak not düşülmeliydi bir kenara. Öyle de oldu… Sıklıkla dile getirilen jön sıkıntısında sağlam bir alternatif olarak gördüm hep İsmail’i. Neden sonra oyunculuğu bırakıp yapımcılığa soyundu ve gişede başarılı olan Kolpaçino 3. Devre isimli filmi çekti…

Tam oyunculuk kariyerinden umudu kesmiştim ki haber çok sağlam bir dostumdan geldi. İsmail Filiz setlere geri dönüyor…

FOX kanalında yayınlanan Muhteşem Yüzyıl: Kösem dizisine sert bir paşa tiplemesiyle girecek olan İsmail, aksak başlayan, bana göre emeğinin de karşılığını alamamış diziye ana kolonlardan biri olacaktır. Sevindim ekranımda göreceğim için, çok sevindim hatta!

EN SAĞLAM ANNE!

Ben aklımı karıştıran oyunculuk türlerini seviyorum. Mesela Anne dizisinde Gonca Vuslateri’nin canlandırdığı “Melek’in annesi Şule” karakteri bana göre mevcut ekran düzeninde görebileceğimiz en karmaşık kötü karakter… Aynı oranda da mağduriyet dozu barındırıyor bünyesinde. V3e bana göre Anne dizisinde en sağlam anne Gonca’nın karakterinde hayat buluyor. Nefret, öfke ve acıma hissiyle izletiyor kendini. Çok acayip bir oyuncu, çok!

 

ALİ EYÜBOĞLU – MİLLİYET

TURİZM KRİZİNDEN ÇIKARILAN 5 DERS

 

6. Uluslararası Turizm ve Resort Kongresi nedeniyle Antalya’daydım. Türk turizmine yön verenler, Alman ve Rus tur operatörlerinin katıldığı kongrenin başlığı “Geleceğin turizmi, turizmin geleceği”ydi. 

AKTOB Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Alman Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Norbert Fiebig, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, TUI’den Friedrich Joussen, Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, TÜROFED Başkanı Osman Ayık, RTK Grubu Başkanı Thomas Bösl ile Kültür ve Turizm Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı’nın konuşmalarını dinledim. Herkesin ortak fikri, 2016’nın Türk turizmi açısından çok kötü bir yıl olduğuydu. 

Peki, yaşanan krizden sektör yeterince ders çıkarıp, 2017’nin daha iyi geçmesi için hazır mı? 

 

2016’daki krizin kendilerine çok şey öğrettiğini vurgulayan AKTOP Başkanı Yusuf Hacısüleyman, sektör olarak çıkardıkları beş dersi şöyle açıkladı: 

1 Fiyat her şey demek değildir. Eğer öyle olsaydı Türkiye, fiyat düşürmesine rağmen bu kadar turist kaybetmezdi. 

2 Turizmin 50’nin üzerinde sektörü doğrudan etkilediği artık kuru bir söylem değil, çıplak bir gerçek. 

3 Turizmin bir devlet politikası olarak ele alınması gerektiğini öğrendik. 

4 Politik söylem ve gelişmelerin turizmi bu denli etkilemesi daha önce yaşanan bir olgu olmamıştı. 

5 Türk turizminde artık yeni bir senaryoya ihtiyaç var. 

Turizm sektörünün sorunları ve çözüm yolları belli. Bakalım sektör, önümüzdeki sezon çıkarılan bu derslerin gereğini yapabilecek mi? 

İSTANBUL TAKSİCİLERİNİN PROFİLİ 

Yıllardır İstanbul Taksiciler Esnaf Odası’nın Basın Danışmanı olarak çalışan Nigar Ayyıldız, “Taksici ve Dürtüsellik” adlı bir kitap çıkardı.  

Kitap aslında bir yüksek lisans tezi. Ayyıldız’ın İstanbul’daki 17 bin 395 taksiciyi temsilen 391 kişiyle yaptığı çalışmanın ortaya çıkardığı taksici profili çok tanıdık olsa da istatistikler çarpıcı. 

İşte günde ortalama 350 kilometre yol yapan İstanbul’un 39 ilçesinde gece gündüz veya hafta sonu dönüşümlü çalışarak günde yaklaşık 1.5 milyon yolcu taşıyan taksicilerin özellikleri:  

%42.2’si 38-47 yaş arasında 

 %40.9’u lise mezunu 

 %82.9’u SGK’lı 

%15.4’ü taksiciliğe tekstil işinden gelme 

%406’sı köprü güzergâhından geçmek istemiyor

%30.7’si bel ve sırt ağrılarından rahatsız 

%62.7’si sigara içiyor 

%41.9’u taksiciliği mecburiyetten yapıyor

TURİZMCİLERİN GÖZDESİ DENİZBANK’IN MÜDÜRÜ

Antalya’daki kongrenin en çarpıcı konuşmalardan birini Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş yaptı. Türkiye’nin yıllar içinde nasıl büyüdüğünü ve yabancıları bile şaşırtan krizlere dayanıklı ülke olmasını verilerle açıklayan Ateş, şunları söyledi: 

“Sabit yatırım değeri 80 - 85 milyar dolara ulaşan konaklama tesislerinin bankalardan kullandığı kredi 19 milyar dolar. Bu kredinin 3 milyar dolarını biz verdik ve bu yıl 1.5 milyar dolar krediyi yeniden yapılandırdık. Banka olarak 2017’yi kâr değil, ar yılı görüp, sektöre destek vermeyi sürdüreceğiz.” 

Hakan Ateş, kongrenin ilgi odağıydı. Turizmciler, Ateş’le sohbet etmek ya da onunla birlikte fotoğraf çektirmek için adeta kuyruktaydı. Ateş’in etrafı bir an bile boş kalmadı. Kimi ekonomik gidişat konusunda Ateş’ten bilgi almak için, kimi de onunla fotoğraf çektirmek için etrafını sardı. Ne de olsa “Deniz’de hayat güzel”di!

GÜNÜN SÖZÜ

Sonsuza kadar yaşayacakmışsın gibi hayal kur. Bugün ölecekmiş gibi yaşa. (James Dean)

 

ÇAĞDAŞ ERTUNA – MİLLİYET

ÇOĞU MEKAN MÜZİKSİZ KALMAYACAK

 

Cumartesi geceleri yemekle başlayıp kapı kapı dolaşılan programlar artık sona erdi.

Artık amaç, yemek, sosyalleşmek ve ilerleyen saatlerde eğlenmek için bir tek yere gitmek.

İşte onun için de seçenekler giderek çoğalıyor.

Sadece mekân seçenekleri değil, canlı müzikli geceler de çoğalıyor.

Artık haftanın 7 günü canlı müzik olan mekânlar var hayatımızda. 

Talep o kadar çok ki mekânlar da bu talebe kayıtsız kalamıyor tabii.

Türkçe müzik çalması pek de beklenmeyen Soho House’u bile kendimize benzetmeyi başardık, artık kulüp Türkçe canlı müzik konusunda da iddialı.

Şaşırıyor muyuz?

Hayır.

En iyi 5 canlı müzik mekânı

1 Gizli Kalsın: Bu kadar küçük bir mekânda, bu kadar geç saatlerde kimse bu kadar iyi canlı müzik olabileceğini tahmin etmiyor ilk gidişte. Bu kadar popüler olmasının nedeni sadece dizi oyuncularının gitmesi değil tabii. Yeteneklere fırsat veriyor. 

2 Babylon: Hiç beklenmedik isimleri sahnesinde ağırlamayı başarıyor. Her geçen yıl programıyla daha da sevindiriyor. Bomonti’deki yeni yeri de kendi kitlesini çoktan yarattı. Gözden uzak ve korunaklı olmasıyla bu kış daha da öne çıkıyor.

3 La Boucherie: Gizli Kalsın ekibinin bu kış kabareye çevirdiği mekânı. Her akşam ayrı bir program var. Cuma ve cumartesi akşamları ise Ceynur sahneye çıkıyor. Çarşamba akşamları ise Rubato çok beğeniliyor. 

4 Hazine: Cihangir gece hayatını canlandırdı. Boygar’dan Yol Project’e birçok tanıdık isim burada sahneye çıkıyor.

5 Frankie: Yonca Lodi, Sibel Tüzün, Nükhet Duru, Neco gibi farklı isimlerin çıktığı gecelere denk gelmek mümkün.

Yeni yetenekler keşfedilmeli

İstanbul’da sahneye çıkan isimler konusunda bir kısır döngü var.

Beğendiğiniz bir yerli ismi hemen hemen her yerde izlemek mümkün.

Bazen bir dönem bir grup parlıyor, bütün davet ve organizasyonların vazgeçilmezi oluyor, sonra bir bakıyorsunuz 2-3 ay sonra herkes o gruptan sıkılmış ve artık esamesi bile okunmuyor.

Böyle olmaması için sahneye çıkanların da işletmecilerin de daha ince eleyip sık dokuması gerekiyor.

Ama tabii bu, her zaman mümkün olamıyor, tamamen duygusal nedenlerden...

Taze seçenekler

Bir yandan kapanan mekânlara üzülüyoruz, neyse ki bir yandan da yeni mekânlar açılıyor.

Tam da artık İstanbul bu kadar çok mekânı kaldırmaz dediğimiz bir dönemde.

Son zamanlarda yeni açılanlar arasında ise elektronik müzik kulübü Clique dikkat çekiyor.

DJ Cure-shot ve Tangun’un başını çektiği dev kadrosuyla. 

Bir de uzun yıllar Kenan Doğulu’nun sahneye çıktığı Şaziye’nin ve daha sonra Sess’in işletmeciliğini yapan Nedim Binler yeni bir mekân açıyor, Drone Karaköy.

Açılışı 1 Aralık’ta.

 

YÜKSEL AYTUĞ – SABAH

UYU YAVRUM NİNNİ, UYUTAYIM SENİ

 

Geçen hafta Kanal D'nin dizisi 'Vatanım Sensin'in senaryosundaki mantık dışı olayların 'tarihi çarpıtacak' bir hal aldığına değinmiştim. Bu yazıya okurlarımızdan büyük destek geldi. Köşemizin yakın takipçilerinden okurumuz Ramazan Budaklar da konuyu izleyici gözüyle değerlendirmiş:

"Halit Ergenç'in misyonu da bu oldu herhalde, tarihi çarpıtan dizilerde oynamak... 'Vatanım Sensin', göze hoş gelen bir dizi.

Yunanlar, Türk ordusunun başına bir Yunan subayını geçirmek varken, neden Yunan ordusunun başına bir Türk'ü, hain bile olsa yüksek bir derece ve sorumlulukla yerleştirsinler? En azılı bir vatan haini bile olsa ailesine yapılan bu zulümlere tepkisiz kalamaz...

Yunan ordusu değil miydi Sakarya'ya kadar gelen? Yakıp yıkan, kızlarımıza, analarımıza, bacılarımıza tecavüz eden Yunan ordusu değil miydi? İzmir'den denize dökülürken her yeri yakıp yıkan Yunan değil miydi? Biz mi yanlış okuduk? 500 yıllık dostluk anısına nişan verilen İngiltere gibi Yunan da bizim kadim dostumuz muydu? Yüksel Bey, siz de iyi bilirsiniz, yakınen tanıyorsunuz (genel medya nezdinde) arkadaşları. 'Vatanım Sensin' ödül alsaydı; bir Okan, bir Beyaz onları nasıl ağırlardı, nasıl ballandıra ballandıra anlatırdı...

Yakındır zaten Okan'ın ya da Beyaz'ın şovlarına gelmeleri...

Merak ediyorum; Türk tarihinin, milletimizin yüksek kültür ve ahlaki değerlerinin öne çıkarılmasından, yüceltilmesinden rahatsız olanların damarlarında bir damla Türk kanı kalmamış mı? Hani muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttu? Bunlar değil miydi meydanlarda nutuk atıp antlar içen? Özellikle sizin medya dünyasındaki bu duruşa, karşı duruşunuza hayranım. Taviz vermiyorsunuz.

Alttan almıyorsunuz, 'Bu bizim Okan, bu bizim Beyaz, biz de medyanın içindeyiz' demiyorsunuz. Tebrikler ve teşekkürler.

(Yeminle, yalakalık olsun diye demiyorum) Bu ninni, Melike Demirağ'dan tüm uyuyanlara gelsin: "Uyu yavrum ninni, uyutayim seni. Dizilerle, filmlerle avutayım seni..."

 

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13