UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

TV YAZARLARINDAN SEÇMELER! MESUT YAR, MEVLÜT TEZEL, ALİ EYÜBOĞLU, BÜLENT CANKURT, YÜKSEL AYTUĞ VE SİNA KOLOĞLU HANGİ KONULARI YORUMLADI?..

TV YAZARLARINDAN SEÇMELER! MESUT YAR, MEVLÜT TEZEL, ALİ EYÜBOĞLU, BÜLENT CANKURT, YÜKSEL AYTUĞ VE SİNA KOLOĞLU HANGİ KONULARI YORUMLADI?..

TV YAZARLARINDAN SEÇMELER! MESUT YAR, MEVLÜT TEZEL, ALİ EYÜBOĞLU, BÜLENT CANKURT, YÜKSEL AYTUĞ VE SİNA KOLOĞLU HANGİ KONULARI YORUMLADI?..

MESUT YAR – POSTA

KÜÇÜK BİR KAZA GEÇİRDİNİZ!

 

Paramparça’da (Star Tv) dizinin son sahnesinde, görüntüleri geriye doğru hızlıca sararak dizinin özetini geçiyorlar. Söz yok ama sahnelerin birkaçından ne olduğunu çözebiliyorsunuz o bölümde. En iyisi böyle kısa kesmek sanırım meseleyi. Çünkü dizide iyiler hep iyi, kötüleri de Allah görmezden geliyor sanırım, ıslah olacak gibi değiller. Ha, bir de Cansu’nun yoğun bakımdan uyanınca sarf ettiği “Ne oldu bana?” sorusuna doktorun “Küçük bir kaza geçirdiniz” yanıtı var ki, yoğun bir tebessüm gelip oturuyor dudak ucuma. Uzatmayayım en iyisi, sinirim bozuluyor.


ALİ EYÜBOĞLU – MİLLİYET

ORGANİZE İŞLER’İN DEVAMI ÇEKİLEBİLİR

 

Yılmaz Erdoğan’ın “Komedi Festivali”yle sahnelere dönüş yapmasına sevindim. Yurtdışında olduğum için Erdoğan’ın yeni tek kişilik gösterisi “Münaşaka”yı izleme şansım olmadı. Oyunun programına baktım, 1 Aralık’ta ikinci kez sahneleyecek Erdoğan. Kısmet olursa bu kez izleyeceğim “Münaşaka”yı...

Yılmaz Erdoğan’ın “Güldürmeyi özlemişim. Çok mutlu oldum. Çok güzel bir oyun oldu. Eğer komedyensen esas ihtiyacın güldürmek. O yüzden sahalara döndüğüm için mutluyum” açıklamasından yola çıkıp, bir çağrı yapacağım ona.

Daha önce birkaç kez yazdım, günümüzün komedi filmi yazarları arasında bir numaramın Yılmaz Erdoğan olduğunu.

Örneğin “Organize İşler” filmi...

Defalarca izlediğim bu filmden onlarca replik var hafızamda yer eden.

Onun üçte biri kadar gişe yapmamış, ama yapımcılarına para kazandırdığı için devamı çekilen bir yığın komedi filmi varken Yılmaz Erdoğan’ın “Organize İşler”in devamını yazıp, çekmemesi tuhaf...

Yılmaz Erdoğan’ın paraya ihtiyacı olmayabilir, ama bizim gülmeye ihtiyacımız var. Üstelik her geçen gün daha da artıyor bu ihtiyaç.

Erdoğan, hazır “Münaşaka” ile komediye yeniden dönüş yapmışken “Organize İşler 2”yi gündemine alsa güzel olmaz mı?

Yılmaz Erdoğan, sosyal medya ve onun hayatımıza kattığı, “Ablan star bebeğim” diyen bıyıklı, ama tırnakları ojeli erkeklerden(!) birini de “Organize İşler 2”nin renkli karakteri yapsa, fena olmaz valla!

“CİNSEL İSTİSMAR”DA MUTABAKAT OLUR MU?

Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Hükümet eleştirileri dikkate almalı. Sorun mutabakat içinde çözülmeli” demeseydi, “Cinsel istismar tasarısı” salı günü TBMM’de oylanacak ve büyük ihtimalle yasalaşacaktı.

Erdoğan’ın liderliği bir kez daha ortaya çıktı ve salı sabahı Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, tasarının komisyona geri çekildiğini açıkladı.

İlk günden beri tasarıya karşı çıkanların yüreğine

-geçici de olsa- su serpen bir gelişme.

Hükümet keşke, Devlet Bahçeli’nin dün grup konuşmasında söylediği gibi, bu tasarıyı komisyondan da geri çekip, ülke gündeminden çıkarsa.

Belli ki iktidarla muhalefet partileri hiçbir şekilde uzlaşamayacak bu tasarı üstünde.

Çünkü iktidarın “mağdur” dediği, muhalefete göre “suçlu”... 

‘BİR ŞEY DEĞİLİM’ FİLMİNİN GİŞE REKORU; 34 SEYİRCİ!

18 Kasım’da vizyona giren filmlerden Muharrem Özabat’ın yazıp yönettiği “Bir Şey Değilim”in ilk üç gündeki gişesi, adı gibi oldu.

Filmi seyretmedim, ama gişesi dikkatimi çekince fragmanını izledim.

İngilizce alt yazılı fragmanın sonunda ismi yazılı oyuncuları not ettim:

Münir Can Cindoruk, Bihter Dinçel, Caner Cindoruk, Ahmet Saraçoğlu, Rıza Sönmez, Levent Ülgen, Ümit Çırak, Numan Çakır, Ferzan Hekimoğlu, Füsun Demirel, Şener Kökkaya, Bülent Çolak, Aykut Taşkın, Ali Yaylı, Muhsin Asan, Esin Doğan, Burak Akyol, Mert Egemen, Hakan Türkşen, Ekrem Erkek, Evren Karakayacı, Murat Onuk, Özüm Arkan, Uğur Uludağ ve Tuna Arman.

Aralarında ünlülerin de olduğu 25 oyuncunun yanı sıra onlarca onlarca figüranın da rol aldığı filmi vizyondaki ilk üç gün kaç kişi seyretti biliyor musunuz?

34...

Yanlış okumadınız, üç günde filmi otuz dört kişi seyretti.

“Bir Şey Değilim”in üç günlük hasılatı da 370 lira oldu!

Filmde oynayanlar ve çalışanlar gitse, izleyici sayısı 100’ü geçerdi. Demek ki onlar da gitmedi.  

GÜNÜN SÖZÜ

“Kaybetme korkusunun yaptıramayacağı hata yoktur.” 

 

SİNA KOLOĞLU – MİLLİYET

GÖNÜL BİR İŞ MİDİR?

 

‘Kiralık aşk’ta Seda, Sinan’a “Kızım var, gönül işlerine ayıracak vaktim yok” dedi. Nasıl da ‘içi duygudan boşalmış’ bir laf. “Hadi, aşık olayım” denilecek bir olay mı bu gönül işleri? Ya da bir iş mi? Zaman ayırılması gereken bir durum mudur? İster istemez akla senaristler geliyor. Sonuçta o diyalogları onlar yazıyor, Seda okuyor!

GERÇEKÇİ KAYINPEDER

‘Kara Sevda’da, “Gelinime olan saplantın yüzünden senin yapmayacağın şey yok” diyor baba Galip, Kemal’e. Akıllı bir cümle değil, bunu da alıp fragmana koymuşsun. Oğlunun evlendiği kıza bir başkasının ‘saplantısı’ olduğunun tespiti, her açıdan sakat bir durumdur. Teşhis ölüme kadar gidebilir!

KASTAMONU’DA KÖÇEK YASAK MI?

Teve2 kanalında Armağan Çağlayan’ın programında köçekler oynuyordu. Hani bayram değil, seyran değil durumu. Oyun bittikten sonra durum anlaşıldı. Köçekler dertli. Kastamonu’da düğünlerde ve eğlencelerde oynamaları yasaklanmış. ‘Ahlaka aykırı’ oldukları söyleniyormuş. Çağlayan, “Yahu benim çocukluğumda da vardı” dedi. Köçekler, “Ekmeğimizle oynamasınlar, köçek arkadaşları engellemesinler. Mesleğimizi sürdürmek istiyoruz” diye isyanda. Yasak Kastamonu’nun içindeymiş. Yeni sorunumuz bu olabilir. haber kanallarına tavsiye ediyorum!

ALEYNA İYİ KONU

Yeri gelmişken bir önerim de ‘Ne olacak bu Aleyna’nın hali?’ konusunun akşam tartışma programlarında  konuşulması. Oradaki ekipleri çağırın. Her konuda uzmanlar zaten. Çocuk yaşta sahneye çıkmak, klip çekmek ve ‘Ailesi ilgilenmiyor mu kızımızla?’

mevzuları ara konu başlığı olabilir.

Doları konuşmayacaksak, terör ve Orta Doğu’dan sıkıldıysak, alın

size ‘kafayı dağıtacak’ konu başlığı!

HABERİ SÜSLEMEK

Yazılı basında da olurdu. Haberi süslemek için mizansen hazırlayarak fotoğraf çekerdik. Bu işi de en iyi yapanlardan biri hepimizin ekranda ‘kara mizah’ tadındaki programlarını izlediğimiz Sadettin Teksoy’du. Üzerine yoktu. Nereden nereye... FOX’ta

bir haberi seyrederken aklıma geldi. İzlenme oranını artırmak için muhabirler, haberin unsuru oluyor. Kendisi yetmiyor, haber bültenlerinin cazip hale gelmesi muhabirlerin oyunculuk yetenekleri, yarattıkları mizansenlerle ölçülüyor. ‘Kirası dolar olanın ilk yaptığı, işçi çıkartmak’ altı yazısı. Üstte muhabir; “Ben iş arıyorum yeriniz var mı?” diye dükkan sahibine soruyor. Belli ki, önce oturup mizanseni hazırlamışlar. Hatta dükkan sahibi ne diyeceğini de ezberlemiş: “Kendime yerim yok ki sana olsun.”

 

BÜLENT CANKURT – SABAH

ZENGİN VE SOSYETİK GÜZEL İKİNCİ EL KIYAFET SATACAK!

 

35 yaşından sonra ilk kez iş hayatına atılıyor!

Türkiye'nin en zengin kadınlarından biri olan; 32 yaşındayken beş ay flört ettiği Cem Aydın ile evlenen, 34 yaşında ikizleri Lal ve Mina'yı dünyaya getiren Derin Mermerci Aydın, 35 yaşında iş kadınlığına soydu! Evet, yanlış okumadınız! Belki en yakınları bile inanmayacak ama bu yaşına kadar hiçbir işin ucundan bile tutmamış olan Derin Hanım, iş hayatına atılıyor...

KENDİNE İŞİNİN EHLİ BİR ORTAK BULMUŞ

Türkiye'nin tartışmasız en iyi giyinen kadınlarından biri olan Derin Mermerci Aydın'ın hayatındaki ilk işi; giyim kuşam üzerine... Derin Hanım, vintage kıyafetler, diğer bir deyişle dünya markalarının özel koleksiyonlarında yer alan ikinci el kıyafetler satacak.

Vintage ürünleri, mağaza yerine online satış sistemiyle satacak olan Derin Hanım'ın bir de ortağı var. Derin Hanım, vintage işine;

Türkiye'ye gelen her iki vintage kıyafetten birini satın aldığı söylenen Aslı Ekşioğlu ile birlikte girmiş. Aynı zamanda iki yakın arkadaş olan ortaklar, başta kendi gardıroplarındaki kıyafetleri satışa çıkaracak ve sonra da beğendikleri ve farklı buldukları vintage kıyafetleri toplayıp satacak. Bu arada online satışın teknik alt yapısını ise Derin Hanım'ın eşi Cem Aydın'ın kurduğunu öğrendim.

SATACAĞI KIYAFETLERİ

Üzerinde gösterecek Bugünlerde ilk kez iş hayatına soyunmanın heyecanı içinde olan Derin Mermerci Aydın, satışa sunacakları kıyafetler için modellik de yapacak. Yani vintage tutkunları, satın alacakları ürünleri Derin Mermerci Aydın'ın üzerinde görüp karar verecek. Hatta Derin Hanım, modellik işine Instagram'da başladı bile; bir süredir, vintage kıyafetlerle çektirdiği fotoğrafları herkese açtığı Instagram hesabından paylaşıyor. Umarım Derin Hanım, ilk işinden yüzünün akıyla çıkar...

 

MEVLÜT TEZEL – SABAH

VER MEHTERİ

 

Yıllardır birçok TV kanalında sabah haberleri sunan Erkan Tan, farklı kişiliği ve sıra dışı sunum tarzıyla hep dikkat çekmiştir. Kimi Tan'ın tarzını abartılı buluyor, kimisi ise onun bu deli dolu halini seviyor ama şu bir gerçek ki, zap yaparken Erkan Tan'a rastladığınızda mutlaka o kanalda bir duruyorsunuz.

SLOGAN OLUR

Tan, en son A Haber'de sunduğu 'Sabah Ajansı' programında sabah sabah yüksek volümde Mehter Marşı çaldırmasıyla dikkat çekti. 'Ver mehteri ver' diye bağırıyordu Tan, bir yumruğunu havaya kaldırmış yerinde zıplıyordu, sanki maç izlerken takımı gol atmışçasına çocuklar gibi şendi ve şöyle diyordu:

"Sevgili seyirciler hep söylüyorum, bu mehter kalpleri iki türlü titretir; bir korkudan titretir, ver mehteriiii, biri coşkudan.

Dostlarınki coşkudan, mutluluktan titrer. Mehteri kime veriyoruz? Düşmanları koynuna alan Almanya'ya, Avrupa'nın bütün ülkelerine...

PKK'yı, onun siyasi uzantılarını ve her türlü melaneti koynunda besleyen Avrupa'ya, sonra da dönüp Recep Tayyip Erdoğan'a yalanlar, ihtiralar fışkırtan Avrupa'ya ver mehteri ver... Düşmanların alayına gider mehter..." Vallahi Erkan Tan o kadar coşkuyla söylüyordu ki; bu 'Ver mehteri' sözü slogan olur.

 

YÜKSEL AYTUĞ – SABAH

KİM İNANIR, KADİR İNANIR MI?

 

Birinci Dünya Savaşı'nın en çetin günlerinde bir Osmanlı subayı, bir ayda saf değiştirip albay rütbesiyle Yunan saflarına katılacak, Yunanlılar da 'saf saf' onu sorgusuz sualsiz kabul edip en kritik yerde, İzmir'de büyük bir sorumlulukla donatacaklar, öyle mi?

Bırakın diziyi, rüyamda görsem inanmam!

Ama televizyonda konu kıtlığı yaşandığı için senaristler 'Vatanım Sensin'de hepimizi bu martavala inandırmaya çalışıyorlar.

Biz de masal dinler gibi uykudan önce izleyip duruyoruz.

Yunanları severim.

İki halkın pek çok ortak özelliği olduğuna da bizzat şahidim.

Çünkü yılın önemli bir zamanını onlara 'komşu' olarak Kuzey Ege'de geçiriyorum.

Buralar hâlâ o dramatik mübadele yıllarının acısını, hüznünü yaşıyor. Gelin görün ki, 'Vatanım Sensin'de Yunan ordusu sanki işgalci değil de Türk halkının yardımına koşmuş bir müttefik gibi gösteriliyor.

Dostluk, komşuluk tamam da, etrafa şirin görünmek (ve belki de Yunanistan'ın televizyon pazarına girmek için) tarihi çarpıtmak niye? O günlerde, savaşın acımasızlığının etkisiyle köyleri yağmalayan, insanlarımızı işkence edip öldüren, İzmir'i baştan ayağa yakan Yunan ordusu ve Yunan çeteleri değil miydi?

Oysa biz 'Vatanım Sensin'de ne izliyoruz?

Menemen'de 'Biz Türk kardeşlerimize kurşun sıkamayız' dedikleri için Konak Meydanı'nda kendi komutanları tarafından infaz edilen Yunan askerlerini...

Meğer İzmir'de taş üstünde taş bırakmayan o Yunan ordusunun generalleri, 'Albay Cevdet'in ailesine kendi konaklarını açacak kadar misafirperver insanlarmış. Bize yanlış belletmişler!

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13