UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

TV YAZARLARINDAN SEÇMELER! BÜLENT CANKURT, MEVLÜT TEZEL, ALİ EYÜBOĞLU, OYA DOĞAN VE SİNA KOLOĞLU BUGÜN HANGİ KONULARI YORUMLADI?..

TV YAZARLARINDAN SEÇMELER! BÜLENT CANKURT, MEVLÜT TEZEL, ALİ EYÜBOĞLU, OYA DOĞAN VE SİNA KOLOĞLU BUGÜN HANGİ KONULARI YORUMLADI?..

TV YAZARLARINDAN SEÇMELER! BÜLENT CANKURT, MEVLÜT TEZEL, ALİ EYÜBOĞLU, OYA DOĞAN VE SİNA KOLOĞLU BUGÜN HANGİ KONULARI YORUMLADI?..

SİNA KOLOĞLU - MİLLİYET

TARIK AKAN’IN HAYALİYDİ

Kuvayi Milliye Destanı’nın dizi olması hikayesi... Limon Yapım sahibi Hayri Aslan’la konuşmamız sırasında fısıldandı. Hikayesi eski. Böyle bir iş raflarda bekliyor.

Senaryoyu yazan Ahmet Yurdakul’la konuştum. “Destan, sekiz bâbdan oluşuyor. Her biri dörder bölümden, toplam 32 bölüm olarak planlandı. Dizi senaryosu Nâzım’ın destanı kaleme aldığı uzun mahpusluk yıllarını da kapsayacak, çift zamanlı bir kurguya oturuyor. Onun hapishane hayatı, yakın çevresi, ülkenin siyasi atmosferi, şairin hayatına giren kadınlar, aşkları… Yani her ne kadar destandan yola çıkılmışsa da, ‘Memleketimden İnsan Manzaraları’ bu çalışmanın önemli bir parçası” diye özetledi.

Nâzım’ı kurtlar sofrasına atmadık

Yurdakul, “Proje şimdi umutsuz bir bekleyiş içinde” diyor. Peki neden hayata geçirilmedi? “Tam düğmeye basacağımız sırada denek yapısında köklü değişikliklere gidildi.” Yani AB diye tabir edilen eğitimli, okuyan vs. kitlenin izlenme oranlarındaki

ağırlığı azaltıldı, sessiz çoğunluğun oranı arttı. Şu soruyu kendimize sormak zorunda kaldık: “Nâzım’ı bu kurtlar sofrasında masayakoymak ne kadar doğru?” Proje, gün

ışığına çıkacak zamanı bekliyor. 

Çok istedi

“Nâzım rolü için rahmetli Tarık Akan çok istekliydi. Hatta bizzat kendisinin yaptığı Nâzım makyajıyla çekilmiş bir fotoğrafını, Hayri Aslan’a o vakit göndermişti” dedi Yurdakul. Rica ettim Hayri Bey’den yolladı. Bir yerde risk, ama bir yerde de güvenmek lazım. Böyle bir destanın bırakın ne kadar izlendiğini, olması bile bir onurdur, biz seyrederiz.

BULVAR HABERCİLİĞİ

Bizim Show Haber’lerle ilgili bulvar gazetelerine örneklemem epey konuşulmuş. Öyle olmalı ki sevgili Mesut Yar’ın kulağına kadar gitmiş. “Reyting karnesi okuyup da yorumlamazsak hak sahiplerinin hakkını yemiş oluruz... Son zamanların en başarılı ana haber bültenini Show Haber çıkarıyor. Sevgili ağabeyim Sina Koloğlu, bulvar gazetesi olarak nitelendirse de bana göre Show Haber başka bir dinamizmi sergiliyor.”

 

Bizde, mesela şarkıcı dedin mi hemen aşağılama haline giriyor iş. Sanatçı payesi almak için bir heves, bir olağanüstü istek var. Kartvizite öyle yazdırılır. star vardır yetmez, süperi ve megası gelir. Kısacası çok takıyoruz bunlara. Bulvar işi de böyle. Bu bir tarz ve yazılı basında örnekleri var. Çok satarlar. Ekranda bu işi Show Ana Haber iyi yapıyor. Ben de bunu yazdım. Muhabirlerini epey bu köşeye de taşıdım. 


OYA DOĞAN - VATAN

FRANKFURT TÜRK FİLM FESTİVALİ SONA ERDİ

Frankfurt Türk Film Festivali’nden uzun zamandır haberdarım. Ancak bu yıl aldığım jürilik teklifi nedeniyle ilk kez katıldım. Festivalin en önemli özelliği başvuran filmleri Türkiye’den oluşturulan ön jürinin izlemesi ve seçtiği filmleri Almanya jürisine iletmesi. Sonuçları Almanya jürisi belirliyor. O nedenle onlarca film izleyip bir süre önce sonuçlarımızı Alman jürisine ilettik. Kendi adıma dizilerden sıyrılıp 10 gün boyunca sanat filmlerine kendimi adadığım bir haftaydı. Perşembe günü de festivalin kapanışı için soluğu Frankfurt’ta aldım. Festival başkanı Hüseyin Sıtkı, Türkiye festival koordinatörü Serap Gedik, danışman Sayım Çınar tarafından oldukça iyi ağırlandığımı belirtmeliyim. Sanatı ve Türkiye gündemi nedeniyle siyaseti konuştuğumuz iki gün yaşadım. Türk filmlerine olan ilgi, sinemaların dolu olması da insanı mutlu ediyor.

En iyi kadın oyuncu Nazan Kesal oldu

 

Ödül töreni CineStar Metropolis sinemasında gerçekleşti. Türkiye’den ve Almanya’dan konuklar katıldı. Korhan Abay’ın sunuculuğunu üstlendiği gecede en iyi film ödülünü Emin Alper’in yazıp yönettiği Abluka aldı. En iyi kadın oyuncu ödülünü Toz Bezi filmindeki performansıyla Nazan Kesal aldı. Kesal, ödülünü topraksız kalmak zorunda kalan mültecilere adadı. En iyi erkek oyuncu ödülünü ise Sarmaşık filmindeki performansıyla Nadir Sarıbacak aldı. Ancak Amerika’da olduğu için çektiği videoyla festival komitesine teşekkür etti. En iyi senaryo ödülü Yarım filmiyle Özge Aras Yiğit’e, en iyi yönetmen ödülü ise Çırak filmiyle Emre Konuk’a gitti. 16’ncı Frankfurt Türk Film Festivali herkesin kendisini evine hissettiği bir samimiyetle sona erdi. Festival başkanı Hüseyin Sıtkı ve danışman Sayım Çınar’la uzun süre sohbet etme şansımız oldu. Gelecek yıl düzenlenecek olan festivalde büyük sürprizler var. Sanatın konuşulacağı ve Avrupa’yla Türk sinemasını daha da yakınlaştıracak bir hazırlık içindeler... Avrupa’da düzenlenen bu tip festivallere ekiplerin katılması da oldukça önem taşıyor. Zira, Almanya gibi Türk nüfusunun çoğunlukta olduğu bir ülkede filmler mesafeleri ortadan kaldırıyor ve sanat kültürleri yakınlaştırıyor.

Abluka Fransa’da

 

Emin Alper’in yazıp yönettiği Abluka filminin yapımcıları Nadir Öperli ve Cem Doruk’la festivalde sohbet etme şansımız oldu. Şu anda Alper’in yeni filmine hazırlanan yapımcılar Abluka filminin önümüzdeki hafta Fransa’da 40 kopyaya vizyona gireceğini söylediler. 40 kopya bir Türk sanat filmi için iddialı bir sayı... Ancak diğer taraftan oldukça sevindirici bir haber! Ne yazık ki, Türkiye’de sanat filmlerine bu kadar ilgi gösterilmiyor. Umarım Abluka filmi Fransa’da hak ettiği seyirciye ulaşır. Yolu açık olsun!

 

ALİ EYÜBOĞLU - MİLLİYET

MEGASTAR’A BU YAKIŞIRDI

“Merhabalar Ali Bey.  Tarkan’a bir çok yoldan ulaşmaya çalışıyorum fakat ünlü insanlara çok ulaşmak isteyen fan dediğimiz kitleler olduğu için pek geri dönüş yapılmıyor.

Açıkcası Tarkan Beyin fanı değilim. Bu mesajı yazma sebebim kuzenim yaklaşık bir yıldır lösemi tedavisi görüyor. Kuzenim, kendimi bildim bileli Tarkan hayranı. Tarkan onu hastanede ziyaret edebilir veya onun adına kitabını, albümünü imzalayıp ulaştırabilir, onun için bir video konuşması yapıp gönderirse gerçekten çok sevinir. Bu onun için çok güzel moral olur. Biliyorum belki çok imkansız bir talep. Açıkcası pek bir ümidim yok.”

Tarkan’ın bu minik ricalardan birini yerine getirip, hasta hayranını sevindirmesi umuduyla yayınlamıştım Beste Aydın adlı okurumuzun yazdıklarını.

“Tarkan’dan küçük bir istek” başlıklı yazım üzerine sanatçının menajeri Sevtap Küçükkaralar, Beste Aydın’ın iletişim bilgilerini istedi.

İki gün sonra Beste Aydın’dan şu satırlar düştü e-postama:

“Ali Bey. Gerçekten size çok, ama çok teşekkür ederim. Eğer siz olmasaydınız Tarkan’a ulaşamazdım. Sizin sayenizde oldu her şey. Tekrardan çok teşekkür ederim.”

Okurumuzun dört isteğinden hangisinin gerçekleştiğini sorduğum Sevtap Küçükkaralar, şu muhteşem yanıtı verdi bana:

“Kısmetse hepsi olacak.”

Tarkan’ın hayranlarından birine “Bir Megastar Tarkan” kitabımızı veya albümlerinden birini imzalayıp göndermesi, ona görüntülü bir mesaj yollaması ya da bizzat ziyaret etmesi, dışarıdan bakıldığında küçük veya sıradan bir jest olarak değerlendirilebilir. Ancak bir yıldır lösemi tedavisi gören Tarkan hayranı bir genç için dünyalara bedel şeyler bunlar…

Teşekkürler Sevtap, teşekkürler Tarkan…

Megastar’a da bu yakışırdı zaten…

ANKET SONUÇLARI TANIDIK GELDİ Mİ?

Sosyal anket platformu www.poltio.com ’un “Türkiye itiraf etti” başlığıyla medyaya servis ettiği veriler, çok konuşulacak türden…

İşte insanlara yöneltilen sorular ve ortaya çıkan sonuçlar:

Sevgiliniz telefonu ile mesaj yazarken göz ucu ile bakar mısınız?

Evet (%76)

Birisini hiç gizlice takip ettiniz mi?

Evet (%63)

Sosyal medyada en çok gizlice arattığınız kişi kimdir?

Hoşlandığım kişi (%50)

Misafirliğe gittiğiniz evde havluyu bulamayınca ne yaparsınız?

Havlu bulamazsam elimi ev sahibinin bornozuna silerim (%65)

Ne sıklıkla duş alırsınız?

Birkaç günde bir (%53)

Her gün bir kere (%30)

Haftada bir kere (%13)

Günde iki kere (%4)

Anket, misafirlikte tuvalete giren 100 kişiden yüzde 49’unun dolabına şöyle bir göz gezdirdiğini, 100 kişiden 59’unun arada sırada ismini Google’da arattığını ortaya çıkardı.

İSTANBUL’UN YENİ YAŞAM ALANLARI

Esenyurt’taki Akbatı’yı bir AVM ve site sanıyordum. Gidince gördüm, Akbatı içinde 5M Migros’tan birçok ünlü markanın olduğu lüks bir mahalle. Hızla büyüyen, bina stoğunu yenileyen İstanbul’da birçok yeni küçük şehir var böyle, ismini duyduğumuz, reklamlarını izlediğimiz, ama gidip göremediğimiz.

Akbatı’ya gidip, buranın popüler mekanı Huxo’ya uğramadan ve sahibi Fulya Ağaoğlu ile sohbet etmeden olmaz.

Üç yıllık restoranın yeni açtığı kış bahçesinde sohbet ettiğimiz Ağaoğlu, bizzat kendisinin hazırladığı reçellerinin çok ilgi gördüğünü söyledi.

Ağaoğlu’na diyabetik ürünler yapmadığı sürece reçellerini tadamayacağımı söyledim. Huxo’nun Chili Soslo Karidesiyle zeytinyağlı deniz börülcesini çok beğendim.

GÜNÜN SÖZÜ?

Dost, acı söyleyen değil, acıyı tatlı söyleyebilendir. (Mevlana)


MEVLÜT TEZEL – SABAH

DEDE,İDOLÜMSÜN

Wang Deshun, tam 80 yaşında ama en son Çin Moda Haftası'nda podyuma çıktı.
Dinamik duruşu, yürüyüşü ve karizmasıyla herkesi kendine hayran bıraktı.
İki çocuğu ve 2 yaşında bir torunu olan Deshun, hayatında birçok şeye geç başlamış aslında.
Deshun, İngilizce'yi 44 yaşında öğreniyor, 49 yaşındayken kendi pandomim grubunu kuruyor. Spora 50 yaşında başlıyor, 57'sinde kendi tiyatro disiplini 'yaşayan heykeller'i gerçekleştiriyor. 67 yaşında ise sinema oyunculuğuna başlıyor ve 'The Forbidden Kingdom' ve 'Detective Dee' gibi bazı büyük prodüksiyonlu yapımlarda bile rol alıyor. Deshun, 70'inde ise vücut çalışmaya başlıyor. Ve 79 yaşında moda dünyası tarafından keşfedilince podyuma çıkıyor.
Deshun, sosyal medyada da fenomen sayılır; 'Dede, idolümsün' veya 'Dede, karnın çok harika! Çok yakışıklısın!' gibi yorumlar alıyor.

DÜZENLİ SPOR

Çin'in 'en çekici dedesi' olarak anılan Deshun'un fit ve diri vücudu, görenleri şaşırtıyor ama bunun için de spor dışında pek bir şey yapmıyor.

Çocukluğundan bu yana sporla hep ilgilendiğini ve her gün yüzdüğünü belirten Deshun; çok fazla alkol almadığını, yemekler konusunda ise çok seçici olmadığını, canı ne isterse onu yediğini söylüyor.

Deshun'un en büyük başarısı; toplumda yaşlılığa yönelik algıyı değiştirmesi aslında. "Yaşınızı doğa belirler ancak kafa yapınızı siz" diyen Deshun, hayatta hiçbir şey için geç olmadığının, insanın her yaşta hayallerini gerçekleştirebileceğinin sembolü adeta.

 

BÜLENT CANKURT – SABAH

ÖNÜMÜZDEKİ YAZ İÇİN 240 BİN EURO’LUK ‘YAT’IRIM YAPTI

Ünlü oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ'un yeni bir tekne satın aldığını öğrendim.

Otomobil ve motosikletten sonra denizciliğe de merak saran, küçük bir sürat teknesi alan ve yelken yapmaya başlayan Tatlıtuğ, Finlandiya markası Axopar'ın, Axopar 37 adlı modelini sipariş etmiş. Kendi teknesini satıp yenisini sipariş eden ünlü oyuncu, yeni teknesi için 240 bin Euro ödemiş.

Bu arada küçük teknesini satıp yine küçük tekne almasının nedenini de öğrendim... Büyük teknelere merakı olmayan Tatlıtuğ'un tekne değiştirmesinin sebebi hem yenilemek, hem de yeni teknesinin fırtınada bile yol alabilmesi...

EŞİ DE DENİZCİLİĞİ ÇOK SEVİYOR

Lüks ve klasik otomobillere olduğu kadar motosikletlere de büyük ilgi duyan Kıvanç Tatlıtuğ, son birkaç yıldır daha çok deniz üstündeki araçlarla ilgileniyor. Marmaris'teki Bozburun Yat Kulübü'ne üye olup yelken kullanmayı öğrenen ünlü oyuncu, küçük bir sürat teknesi alıp bütün yazı denizde geçirmişti. Şansına eşi Başak Dizer de denizde yaşamayı sevince Tatlıtuğ, daha güvenli bir tekne almaya karar vermiş. Şimdi merakla yeni oyuncağının teslim edilmesini bekleyen Kıvanç Tatlıtuğ, Axopar 37'sine önümüzdeki yılın ilk aylarında kavuşacakmış. Bu arada bakalım teknesine Türk bayrağı mı çekecek, yoksa birçoklarının yaptığı gibi vergi avantajından dolayı teknesini başka bir ülkeye mi kaydettirecek!

 

 

 

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13