"EMİRLERİ HUKUKTAN DEĞİL BİR ÖRGÜTTEN ALAN KİŞİLER ADALETİ TESİS EDEMEZ"

Emirleri hukuktan değil bir örgütten alan kişilerin adaleti tesis edemeyeceğini söyleyen Erdoğan şunları söyledi:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Emirleri hukuktan değil bir örgütten alan, vicdanını bu örgütün elebaşının talimatlarına göre şekillendiren kişilerin adaleti tesis etmesi mümkün değildir. Türkiye, bu örgüt mensuplarının yol açtığı yargı faciaları sebebiyle çok sıkıntılı dönemler geçirdi. Bir dönem adalet müessesesine yönelik güven duygusu erozyona uğradı. Milletimizin gönlünde yara, milletimizin gönlünde adeta felç meydana getiren adalet anlayışını düzeltebilmek için önce bu felaketlere sebep olanların hak ettikleri şekilde cezalandırılması şarttır." dedi.

"ATTIĞIMIZ HER ADIM ANAYASAMIZA, YASALARIMIZA UYGUNDUR"

FETÖ ile mücadelede atılan adımların yasalara uygun olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şözlerini şöyle sürdürdü:

"17-25 Aralık'ta kendisi bir darbe teşebbüsünün aracı olan yargı, bu defa darbe karşısında en hızlı ve en etkin tepki veren kurum olarak karşımıza çıktı. Çünkü bu süreçte yapılan düzenlemeler sayesinde yargı, FETÖ terör örgütünün güdümünden çıkıp milletin yargısı haline dönüşmüştür. Bu çok önemliydi. Bugün de aynı terör örgütünün ordudan yargıya kadar tüm kurumlarımızdaki mensuplarını hukuk devletinden taviz vermeden kararlı bir şekilde devletten uzaklaştırıyoruz. Attığımız her adım anayasamıza, yasalarımıza uygundur."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından önemli satır başları şöyle oldu:

BATIYA NET MESAJ!

15 Temmuz gecesi ateş kusan helikopterler, rastgele kurşun sıkan silahlar milletimizi korkutmadı! Bu olay aynı zamanda dünya için de önemli bir örnekti. Attığımız her adım hukuka uygundur. Bazı Batılı dostlarımız Bunlar hukuka uygun mudur' diyor. Siz ne kadar hukuktan anlıyorsanız, biz de o kadar anlıyoruz. Bize hukuk dersi verenler önce Doğu Almanya ile Batı Almanya'nın birleştiği döneme baksınlar.

OHAL ilanı, Fransa'ya baksınlar. Biz basit bir terör eylemi karşısında değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin yıkılması karşısında adım attık. Kanser hücresi gibi saran bu terör örgütünün kökünü kurutmakta kararlıyız.

Milletimizin gönlünde adeta felç olan adalet anlayışını düzeltmek için buna sebep olanları temizlemek şarttır. Kamuda, iş dünyasında devam eden operasyonların bir daha darbe girişimine teşebbüs edemeyecekleri şekilde devam edecek.

Kimse bu aziz devletin terör örgütleri karşısında acziyet göstermesini beklemesin. Adalet teşkilatımız milletimize yeterli itimatı sağlayamazsa geleceğe güvenle bakamayız. Bu konuda adalet teşkilatımıza güveniyorum. 15 Temmuz'da kalbi ve duası bizimle olan sizlerin ülkelerindeki tüm dostlarımıza şükranlarımı sunuyorum.

KUSURA BAKMASINLAR BİZ GİRERİZ!

Milletinin temsilini üstlenmiş bir cumhurbaşkanı olarak sınırlarımızdaki terör olaylarına sessiz kalamazdık. Bizim Suriye'ye sınırımız 911 km'dir. Bize nasıl gidersiniz dediler! Kusura bakmasınlar biz gideriz!

Eğer biz terör tehditi altındaysak kusura bakmayın biz oraya gireriz. Önce Cerablus'tan başladık. Ardından RAi'ye girdik. Hamdolsun bu gece de Dabık temizlendi. Bakın biz oraya kimseyi götürmüyoruz. Oranın kendi vatandaşı tekrar oraya yerleşiyor.

Bize Münbiç'te söz verdiler. PYD ve YPG'den temizlemezseniz sizinle ortak hareket edemeyiz dedik. Bu sabah bile tekrar ifade ettik. Biz ABD ile stratejik ortağız sen bizimle değil terör örgütü ile hareket edeceksin. Bunun hukukla bir alakası yok. Bundan dolayı adaletin olmadığı yerde zulüm oluyor.

BİZ OPERASYONDA DA MASADA DA OLACAĞIZ

Şimdi Musul başladı. Ne diyorlar Türkiye Musul'a girmesin. 350 km Irak ile sınırım var. Ben nasıl buraya girmeyeyim. Buradan tehdit altındayız. 14 sene önce Saddam gel mi dedi bunlara! Oraya kan gövdeyi nasıl götürdü!

Bizim Suriye'ye olan sınırımız 911 kilometredir. Fakat Suriye ile yakından uzaktan alakası olmayanların Suriye'ye girmesi hak, bize gelince, 'Sizi katil Esed çağırmadı ki nasıl oraya gidersiniz?' diyorlar. Kusura bakmayın gideriz. Çünkü eğer biz terör tehdidi altındaysak eğer bizi o ülke havan toplarıyla, roketlerle tehdit ediyorsa gideriz. Bunun hukukta zaten tabirlerini siz daha iyi bilirsiniz. Nefsi müdafaa mı dersiniz ne derseniz deyin. Ve girdik.

Türkiye'nin olmadığı bir operasyondan doğacak sonuçlardan biz sorumlu değiliz. Biz operasyonda olacağız, masada da olacağız. Bunun dışında kalmamız mümkün değil. Çünkü bizim için burada bir tarih yatıyor. Bir zahmet Misak-ı Milli'yi okurlar ve bizim buradaki tarihimizi daha iyi anlarlar.

Eğer mesele terör örgütüyle mücadeleyse daha başından beri Başika kampında bu mücadeleyi veren biziz. Musul'daki kardeşlerimizi Başika kampında DEAŞ terör örgütüyle onlar mücadele edebilsinler diye eğiten biziz. Aynı şekilde Peşmergeleri orada eğiten biziz. Eğer bunlar olmamış olsa şu anda terör örgütü DEAŞ'a karşı bu mücadeleyi verebilecek orada doğru dürüst bir kadro bulamazsınız.

"BİZİM MUSUL'A GİRMEMİZİ İSTEMİYORLAR ÇÜNKÜ..."

Bakın DEAŞ'a katılmak üzere gelen 3800 yabancı teröristi sınır dışı ettik. Suriey'de hayatını kaybeden masumların sayısı 600 bini aştı. Biz gördük ki bu örgütle mücadele etmek için Suriye'nin yakılıp yıkılması gerekmiyormuş. DEAŞ'ın bir turuva atı olduğunu biliyoruz. Çok basit önlemlerle işte Cerablus işte Rai.. Sonuç ortada...

Ülkemizin Musul'a sokulmasını engellemelerinin nedeni mezhep çatışmalarına izin vermeyeceğimiz için. Irak ordusu Şia'lardan oluşuyor. Ve onlar Musul'a geldiklerin Sünni'lerle karşı karşıya gelecekler. Kusura bakmasınlar biz yeni mezhep çatışmalarına izin vermeyeceğiz.

BİR TERÖRİSTE GREEN CARD VERİLİR Mİ?

Bir teröriste Green Card verilir mi? Siz kimi kandırıyorsunuz? ABD ülke içinde ve dışında birçok operasyonu hangi hukuk sistemine dayanarak yaptı. Eğer siz hukuku bu şekilde çifte standarlar uygularsanız yarın bu iş sizin başınıza dert açtığında konuşamazsınız. Teröre destek veren her ülke kendi mezarını kazmaktadır.