ALİ EYÜBOĞLU - MİLLİYET
ŞENER ŞEN “İÇERDE” DİZİSİNE GİRECEK Mİ?
Sosyal medya kullanıcı-larının yalanı ne denli sevdiğine somut bir örnek daha...
Şener Şen, durup dururken TT (trending topic) olmuş Twitter’da.
Diyeceksiniz ki “Niye”?
“İçerde” dizisinde “Yeşim”i oynayan Gözde Kansu, “Akın Işık” rolünde Şener Şen’in oynayacağını ima eden bir tweet atmış.
Bu “imalı haber” dizinin hayranlarını sevince boğunca Şener Şen, TT olmuş.
Şener Şen’i TT yapan tweet’lere baktım.
İster inanın, ister inanmayın, yarısı “Şener Şen’e ne oldu? Öldü mü? Niye TT oldu?” diye soranlar...
İnternette Şener Şen’in Twitter’da TT olmasını haber yapan yapana...
Bir Allah’ın kulu da çıkıp, sormaz mı Şener Şen’e veya “İçerde”yi çeken Ay Yapım’a “Bu işin aslı var mı?” diye.
Habercilikte yeni trend bu!
Araştırmadan, kopyala yapıştır!
Al sana internet sitesine bol “tık” getirecek haber!
Doğru olup olmaması kimin umurunda. Bol “tıklanma” getirsin yeter!
“İçerde”nin yapımcısına sordum, var mı böyle bir şey diye?
Aldığım yanıt şu:
“Yok... Öyle bir laf yayılmış, ama doğru değil bu. Öyle bir durum yok.”
GİŞESİ VAR, ÖDÜLÜ YOK, ÖDÜLÜ ÇOK, GİŞESİ YOK!
53. Antalya Film Festivali’nde uzun metrajlı hangi yerli filmler yarışacak?
“Albüm”, “Babamın Kanatları”, “Eşik”, “Genç Pehlivanlar”, “Mavi Bisiklet”, “Orhan
Pamuk’a Söylemeyin Kars’ta Çektiğim Filmde Kar Roman’ı da Var”, “Rauf”, “Rüya”, “Rüzgarda Salınan Nilüfer”, “Siyah Karaca”, “Tereddüt” ve “Toz”...
Oyuncu kadrolarına bakınca gişe yapacak gibi görünmüyor hiçbiri. Belli ki “festival filmi” hepsi...
Yılmaz Erdoğan’ın yazıp, yönettiği ve oynadığı, Farah Zeynep Abdullah, Songül Öden, Şükran Ovalı ve Şükrü Özyıldız’lı kadrosuyla “Ekşi Elmalar”, Özcan Deniz’le Nurgül Yeşilçay’ın oynadığı “İkinci Şans” ve Nejat İşler’li Serenay Sarıkaya’lı “İkimizin Yerine” gibi “ticari” ya da “gişe filmleri” yok yarışanlar arasında.
Çünkü bizdeki festivaller ve jüri üyeleri “ticari filmler”e mesafeli...
Jüri, hak ettikleri ödülleri vermeyince bu filmlere, yapımcıları da göndermiyor filmlerini festivallere.
Hal böyle olunca her yıl ortaya çıkan tablo aynı:
Sinemaseverlerin gişede ödüllendirdikleri filmler, festivallerde ödül almıyor.
Festivallerden ödülle dönen filmlerin çoğu ya oynayacak salon bulamıyor ya da gişe yapmıyor.
TÜRKİYE’NİN İLK KOMEDİ FESTİVALİ
BKM, bu yıl bir ilke imza atacak ve 15-20 Kasım tarihleri arasında Türkiye’de ilk kez “Komedi Festivali” yapacak.
İstanbul Komedi Festivali’nin hedefi; 1984’ten bu yana yapılan Melbourne, 1990 yılından beri süren Edinburgh veya Brighton (2002), New York (2004) Toronto (2005) komedi festivalleri gibi uzun soluklu olmak.
BKM bunu başarır mı?
Şimdiden kestirmek zor.
Ancak festivalin kadrosuna baktığınızda bence asıl sıkıntı orada.
Festivalde sahneye çıkacak dünyaca ünlü komedyenler Eddie Izzard, Maz Jobrani ve Ennio Marchetto.
Beş gün boyunca BKM Mutfak, BKM Sahne ve Uniq Hall’de sahne alacak yerli komedyenler ise şunlar:
Yılmaz Erdoğan, Ata Demirer, Nilgün Belgün, Süheyl & Behzat Uygur ve Demet Akbağ.
Seneye Cem Yılmaz, Tolga Çevik, Şahan Gökbakar ve 3 Adam da dahil olsa kadroya tablo ortada...
79 milyonluk Türkiye’deki komedyen sayısı, iki elin parmaklarını zor buluyor valla...
GÜNÜN SÖZÜ
Kalbinizin ısınmadığı insanlardan uzak durun... (Hz. Ömer)
KORAY CANER - VATAN
MODA HAFTASININ UNUTULMAZLARI
Beş güne yayılan defile, sunum ve etkinliklerden oluşan Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul’u geride bırakırken ‘unutulmayacaklar’ listemi paylaşmasam olmazdı.
- Arzu Kaprol’ün Mercan Dede’nin müzikleri eşliğinde sunduğu dijital ağırlıklı çalışması, tasarımın sadece kumaşlara, kesimlere veya podyumda süzülen modellere bağlı olmadığını gösterdi. ‘Life Print’ adlı koleksiyon, üç boyutlu baskı teknolojisi kullanarak hazırlanmış tasarımların üzerine yansıtılan video aracılığıyla sunuldu. Yaşamı dijitalleştiren, dijitali yaşamın merkezine koyan böyle bir çalışmayı #MBFWI kapsamında izlemek çok keyifliydi.
- Duayen tasarımcı Bahar Korçan bu sezon ‘Mercedes-Benz Celebrates Bahar Korçan’ başlığıyla karşımızdaydı. Üç yıllık bir çalışmanın ürünü olan ‘Toz’ adlı koleksiyonda resim, heykel ve modayı buluşturan tasarımcı moda haftası boyunca sergilenecek bir esere imza attı.
- Mercedes-Benz Otomobil Grubu Pazarlama ve Satış Türkiye Direktörü Şükrü Bekdikhan ve Bahar Korçan’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen özel buluşma, duygusal anlar yaşanmasına neden oldu. Moda Tasarımcıları Derneği’nin kurucularından ve moda haftasının temellerini atan isimlerden olan Korçan’ın “Mercedes-Benz Türk ile birlikte sunduğumuz bu çalışma, bana bir ödül gibi geldi” sözleri davete katılanları hem gülümsetti hem de bir hayli duygulandırdı.
- Deniz Berdan ve Begüm Berdan’ın asi ve sıra dışı markası DB Berdan, moda haftasında en çok dikkat çeken şovlardan birisine imza attı. Cinsiyetçi moda algısına karşı bir tavır sergileyen ikilinin ‘aynı gökkuşağının altında yaşama’ fikriyle oluşturduğu koleksiyonun podyumunda Gonca Vuslateri ve Rüzgar Erkoçlar gibi isimleri izledik. Grafik çalışmaları, müzikleri ve enerjisiyle davetlileri ayağa kaldırmayı başaran defile, cinsel kimliğini özgürce taşımak isteyenler için önemli bir adım oldu.
-Moda Tasarımcıları Derneği başkanı Mehtap Elaidi’nin ‘Dear Diary’ adlı sunumu, bizi bir fantezi dünyasına davet etti. Yumuşak ve akışkan kumaşlarla rahat görünümler sunarken eğlenceli işlemelerle tasarımlara hareket katmayı başaran Elaidi’nin koleksiyonu hazırlarken çıkış noktası Wes Anderson imzalı ‘Moonrise Kingdom’ filmiymiş.
-Derya Açıkgöz’ün ünlü akınına uğrayan defilesinin bizi çok şaşırtacağını söylemiştim; haksız çıkmadım. Her sezon giderek daha güçlü siluetler yaratan Derya’nın önünde parlak bir moda yolculuğu olduğunu söyleyebilirim.
- Tuba Ergin’in 130 metrekare gerçek çim kullanarak stüdyo alanında kendi dünyasını yaratması ve şık bir performans eşliğinde sunduğu koleksiyonu, moda haftasındaki sunumlara verilen emeğin bir göstergesi niteliğindeydi. Her şey ‘ana sahne’ için değil, ‘en iyi şekilde sunmak’ için.
- Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul’un en duygusal koleksiyonlarından birisi Bora Aksu tarafından sunuldu. 1930’lu yıllara dönerek çok sevdiği anneannesine ‘hayal bile edemeyeceği’ bir gardırop armağan etmek istediğini söyleyen Aksu’nun romantik tasarımları ve uçuş uçuş renkleri, koleksiyonu izleyen kadınların gönlünü çaldı.
ÇAĞDAŞ ERTUNA - MİLLİYET
SANKİ NOBEL'İ KENAN DOĞULU ALDI
Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi açıklandığından beri tartışmalar durulmuyor.
Nobel’in bir edebiyatçıya değil de bir şarkıcıya verilmesini kabullenemeyenler var. Sanki söz konusu olan Bob Dylan değil de Kenan Doğulu’ymuş gibi davranılıyor.
Oysa Bob Dylan değerli bir ozan.
Türkiye gibi âşık ve ozan geleneğinin olduğu bir kültürde bunun anlaşılamaması daha da tuhaf.
Diğer güçlü aday Haruki Murakami kazanamadı diye üzülenler acaba farkında mı, bu sonucun popüler olanın değil, gelenek yaratanın kazanması olduğunun?
Evet, Murakami çok satan bir yazar, popüler bir marka.
Ama Bob Dylan da gelenek yaratmayı başarmış biri.
İşte sonunda öze dönülüyor, dünyada gelenekler yükselişe geçiyor.
Orhan Pamuk, Nobel aldığı zaman aynı durum söz konusu değildi ama 10 yılda dünya hızla değişti.
İşte bu sonuç da onun göstergesi.
Las Vegas meselesi
Gelelim Bob Dylan’ın Nobel aldığının açıklandığı gece Las Vegas’ta sahneye çıkmasına.
Malum, geçen hafta Coechella’cıların düzenlediği, 68 kuşağının favorilerinden oluşan ‘Desert Trip’ festivalinde de sahneye çıkmıştı, The Rolling Stones, Paul McCartney, Neil Young, Roger Waters, The Who ile birlikte.
Bu hafta da festivalin ikinci haftası aynı program yine tekrarlanıyor, Bob Dylan bir kez daha sahnede.
Arada da Las Vegas’ta sahnedeydi, ‘Neverending’ bir turnede zaten.
Vegas konseriyle dalga geçenler var, oysa bu Dylan’ın değerinden hiçbir şey azaltmıyor aslında.
İstediği yerde sahneye çıkar, istediği kadar para kazanır.
Zaten Bob Dylan sahnesiyle ya da sesiyle değil, yazdıklarıyla aldı bu ödülü.
Kaldı ki günümüz edebiyat dünyasında Dylan’a yapılan tekliflerin onda birine on takla atacak edebiyatçılar da var.
Bu ismi daha çok duymalısınız
İşinde çok başarılı ya da çok yetenekli olmak, çok tanınmak anlamına gelmiyor.
Aynı şekilde çok tanınmış ya da medyatik olmak da çok yetenekli ya da başarılı olmak anlamına gelmiyor.
İşte o yüzden, ‘Mercedes Benz Fashion Week Istanbul’da beni en çok heyecanlandıran moda tasarımcısının adını yeterince duymamış olabilirsiniz.
Çiğdem Akın, tasarımlarını Moda Tasarımcıları Derneği’nin düzenlediği Galatamoda günlerinde gördüğümden beri çok beğenerek takip ettiğim müthiş bir yetenek.
Yurtdışında da moda dünyasında da tasarımlarını gören herkesin “Bu kimin tasarımı, nereden aldın?” diye sorduğu çok ilginç parçalar yapıyor.
Eğer bir gün, defileye çıkan mankenlerin skandallarını konuşmayı bırakıp da podyumdaki koleksiyonlara odaklanacak olursak, işte o zaman adını sık sık duyacağımız bir isim Çiğdem Akın. Adını not etmekte fayda var.
Moda tasarımında plastik
İstanbul Tasarım Bienali daha başlamadan partileriyle, açılışlarıyla konuşulmaya başlandı.
Adahan otelde gezdiğimiz H&M ‘Fashioning The Future’ sergisi de bunlardan biri.
Genç tasarımcılar, H&M’in 3. İstanbul Tasarım Bienali atölye sponsorluğu kapsamında sürdürülebilir tasarımlar yaratmış.
Amaç, modanın geleceğine ışık tutmak.
Aralarında yaratıcı fikirler de var, geri dönüşüm malzemeleri kullanarak giyilebilir kıyafetler yaratanlar da var.
Ama şaşırtıcı olan, birçok tasarımcının sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm felsefesini belirlemiş bir markanın düzenlediği yarışmada malzeme olarak plastik kullanmayı tercih etmesi.
Bütün dünya plastik kullanımını azaltmak için büyük mücadele verirken, bizim genç moda tasarımcılarımızın bu kadar duyarsız olması üzücü.
Not: İstanbul Tasarım Bienali 22 Ekim’de başlıyor, 20 Kasım’a kadar devam edecek.
