'Pamuk Prens' filmi ile izleyizi karşısına çıkmaya hazırlanan Tamer Karadağlı merak edilenleri canlı yayında anlattı.
İşte Renkli Sayfalar'a konuk olan Karadağlı'nın açıklamalarından bazı bölümler:
- Birol ile değişik farkı bir şeyler yapalım istedik. 15 sene önce Çocuklar duymasın da çok farklı bir işti. Birol benim çok yakın bir dostum. Profesyonel hayatım dışında da vakit geçirdiğim biri. Geçmişten konuşurken kendi kendimizle dalga geçmeye başladık. Sonra Birol bir çılgınlık yaptı, o çılgınlığa ben de dahil oldum. Filmde herkes kendini oynuyor.
- 'Magazinin en kanlı olduğu dönemlerde okyanusa girip çıktık. Bundan sonra artık bahçe hortumuyla ıslanmayız' diye düşündük Arzu ile.
- Magazin dünyası, eğlence dünyası. Çok ciddiye almamak lazım. Bu kararı Zeyno ile birlikte aldım. İnsanın çocuğu olunca önceliklerin değişiyor. Ciddiye alman gerekenn şeyler değişiyor.
- Eğer televizyonda iş yapıyorsanız, oynadığınız dizi popüler kültürün bir parçasıyla popüler kültürü reddetmeniz çok manasız. Hepimiz bir magazin figürüyüz aslında.
- Bu kadar kamera önündeyseniz, hele ki tutan bir işin içindeyseniz insanlar özelinizi merak ediyor. Bu durum bütün dünyada böyledir.
- 'Şehvet kurbanıyım' demedim. Anladığım kadarıyla muhabir çarpıcı haber yapmak istemiş...
- Filmde zaafları olan bir adamı oynuyorum. Kendimi maymun ettim.
- Yazılan çizilen herkesle bir flört durumum olmadı. Magazinin diğer tarafında olan sizler kimin ne zaafının olup olmadığını bizlerden çok daha iyi biliyorsunuz. Kimi kumarla ilgilidir, kimi parayla, kimi kadınlarla... O damarı bildiğiniz içinde oradan yürüyorsunuz haliyle.
- Bu tip haberleri birileri okuduğu zaman gerçeği anlatması çok zor oluyor. Kız kardeşimle bile yazıldım ben. Bir süre sonra 'bir şey anlatmaya gerek yok' dedim.
- 30 yıldır falan kovboy çizmesi giyiyorum. Bu da bir zevk. Kimi insan parmak arası terlik giyer dolaşır ben onlardan değilim.
- Kaza yaptım ama motosikletten vazgeçmedim. Çorbadan kıl çıktı diye bir daha çorba içmeyecek miyiz? Avrupa'ya gidip geliyorum motosikletle. Çok ciddi eğitimler aldım. Kaza benim elimde olan bir şey değildi. Yolda yağ vardı, kaydım düştüm. Büyük bir kazayı çok hafif atlattım. Çok iyi giyinmiştim. Kaskım olmasaydı ölebilirdim.
- Biz hiçbir zaman Zeyno'yu pazarlık malzemesi yapmadık. Boşanırken Arzu, 'hiçbir şey istemiyorum' dedi. 'Olmaz alacaksın' kavgası oldu bizim aramızda. Arkamızdan ne derler?
- Arzu benim hayatımda çok büyük bir şanstır. Ben şanslı bir adamım ki, arzu gibi bir kadınla evlendim. Onun gibi bir kadından çocuk yaptım. Çok zor zamanlar geçirdik. Ben Arzu'nun başını önüne çok eğmişimdir ama Arzu benim başımı önüme hiç eğmedi. Her yerde de bunu söylüyorum. İyi bir koca olmamışımdır belki ama çok iyi bir eski koca olmaya özen gösteriyorum.
- Pişmanlıklara çok inanmıyorum. 'Pişmanım' cümleleri kurmanın da ikiyüzlülük olduğunu düşünüyorum. Benim hayatımda birden fazla hata var. Seçimlerimizin sorumluluğunu taşırız, onunla da yaşarız.
- Her seçim bir vazgeçiştir. Bir evliliği bitirmek kolay bir şey değil. Çocuğumuz çok küçüktü. Benim için en zor zamanlardan biriydi. Bütün o hatalarımın bedelini misliyle ödedim. 10 yıldır çocuğumdan uzak yaşıyorum. Tabii ki her fırsatta gidip görebiliyorum ama birlikte akşam yemek yiyelim, dizi seyredelim, ödev yapalım gibi durumlar olmadı. Ben bedelini ödedim. Artık kimsenin bana söyleyecek bir şeyi yok.
