Yüksel Aytuğ – Sabah Günaydın
ARKA SOKAKLAR’DA KAYBOLANLAR!..
Meslektaşım Tansu Sarı, gönderdiği bilgi notunda Arka Sokaklar'daki oyuncu sıkıntısını dedektif titizliğiyle irdelemiş: "Kanal D'de yayınlanan Arka Sokaklar dizisinde oyuncu sıkıntısı devam ediyor. 112'nci bölümde Mesut'un gazi olan asker arkadaşı Baretta Kudret rolünü oynayan Özcan Varaylı; dizinin 394'üncü bölümünde Uyuşturucu Baronu Cengiz karakteriyle ekrana geldi. Özcan Varaylı'nın karakterleri ayrı olmasına karşın, iki rolün de ortak noktası uyuşturucuydu. Bilindiği gibi; daha önce de Cem Kurtoğlu, Tuncay Kaynak, Mehmet Atay ve Bülent Onur gibi isimler, farklı rollerle karşımıza çıkmıştı."
Oben Budak – HT Magazin
HOLLYWOOD’DAN ‘OYUNBOZAN’A!..
İlayda Akdoğan, ‘Mustang’ filmiyle hayatımıza hızlı bir şekilde girdi ve yakında Show TV’de yayına girecek olan ‘Oyunbozan’ dizisi sayesinde artık her hafta karşımıza çıkacak. Barış Kılıç’ın merakla beklenen yeni dizisi olma özelliğini taşıyan ‘Oyunbozan’ın anlaşmasının yapıldığı tarihte İlayda, Oscar adaylığı olduğu ‘Mustang’ için ABD sularındaydı. Katıldığı partilerde dünyaca ünlü oyuncularla tanışan İlayda’ya “Nasıl oldu da aklını kaçırmadın?” diye sordum. İki ay önce Los Angeles’ta Altın Küre partilerine katıldıktan sonra benim normale dönmem çok uzun sürmüştü mesela. O da “Olan biten şeyleri tam anlamıyla sindiremiyorum! Hâlâ fotoğraflarımıza baktığım zaman tüylerim diken diken oluyor. Bir tek Oscar değil Cannes’dan başlayarak yaşadığımız her şey inanılmaz ve gerçekten rüya gibi. Harika insanlarla tanıştık ve bazen tanışmayı kıl payı kaçırdık...” diye cevap verdi samimice. Bir mekân çıkışında Sam Smith ya da Alicia Vikander ile karşılaşması, başka bir partide Leonardo DiCaprio’nun olması onun için fazlasıyla heyecan verici olmuş. Hatta ‘Mustang’in partisinde Kirsten Dunst ve Suki Waterhouse ile tanışıp arkadaş bile olmuş. Girdiği hayat fena halde cezbedici olsa da cümlesini, “Bizim bir Karadeniz kasabasında çektiğimiz filmin böylesine büyüyüp farklı ülkelerden birçok insana ulaşmış olmasından dolayı çok mutluyum” diye bitiriyor. Bakalım İlayda Akdoğan’ın bizim hayatımıza dokunuşu nasıl olacak?
Onur Baştürk - Hürriyet Kelebek
EĞLENCE SEKTÖRÜNDE KONUŞULAN ŞEY BU
Şu sıra eğlence sektörünün dönüp dolaşıp konuştuğu şey aynı: Hala önümüzü göremiyoruz. Evet, gündelik hayat normale döndü ve insanlar dışarı çıkmaya başladı gibi görünüyor ama işletme sahipleri tedirgin. “Ya yine bir şey olursa?” diye. Dile düşen bir başka olay da beş yıldızlı lüks otellerin durumu. Çoğu otelin fiyatlarını indirdiği zaten biliniyordu ama bazılarında durum şu noktaya kadar gelmiş bile:
Katlarını kapatıyorlarmış!
Kimisi, “Madem işler azaldı, o zaman tadilata girelim” diyormuş.
Kimisi de müşteri sayısının fena halde azalmasından dolayı...
İşin kötüsü bu konuşmalar domino taşı gibi.
Herkes yakınıyor, herkes birbirinin moralini bozuyor.
Çıkış yolu, çözüm önerisi yok.
Şimdi yaz bekleniyor.
Belki her şey düzelir umuduyla...
Ayşe Aral - Hürriyet Kelebek
İLLA Kİ EVLENECEĞİM BAŞKA YOLU YOK!
Evlilik programları en büyük ilgi alanım. Allahım, en son izlediğimde bu kadınlar pek efendiydi (ekranlarda bir yedi seneleri var ne de olsa)... Kadınlar eh, kem küm ederek varlıklarını gösterirlerdi. Şimdi olmuşlar sanki birer canavar. Kabul etmiyor geleni gideni: “İstemiyorum bana ne, çıkmayacağım buna, hayır asla...” “İsterim altı evi, beş arabası olsun, köprünün bilmem ne tarafında otursun, yalı istemem korkarım, mazallah deniz aman ben düşerim sonra, ha alışveriş merkezine yakın olsun çünkü alışverişi pek severim...”
Bu ve bunun gibi şart şurtlarla gelen adam, bir bakıyorsun geldiğiyle kalmış. “Aaa olmadı, tipi tipime uygun değil, elektrik durumu gelişmedi, yani alamadım...”
Adama resmen tipsiz diyor, benim sinirlerim geriliyor. Sağ tarafımı açmak için evde çalışıyorum ya; hareketi kaç kere yaptığımı şaşırıyor, sil baştan bir daha yapıyorum. O arada yayın akıyor. Erkekler resmen eziliyorlar. Bir kadına yaranabilmek için kılı kırk yarıyorlar. Bir de tabii aday olan damatlar var. Kadın geliyor, kendinden çok emin. Biraz sohbet, biraz muhabbet, yok diyor olmadı, biraz konuştuk da bana Mercedes almazmış, bir de Anadolu yakasında oturuyormuş, annesi de pek yakın... Bu arada şoke oluyorum. Yine sayımı da hareketi de unutuyor, başka harekete geçiyorum! Acaba evlilik programlarına “sakalın yoksa programa katılamazsın” diye şart mı geldi? Bakıyorum herkeste sakal. Pis sakal, temiz sakal, yuvarlak sakal, küt sakal, şu sakal bu sakal... Herkes sanki sözleşmiş, sakalın yoksa gelme demiş. Ha bir de sunucular var. Ay Allah kolaylık vere! O kadın kısmı, sunucunun da canına okuyor. Abuk sabuk laflar ediyor, siz yaptınız, siz ettiniz bla da bla... Sunucu gülüyor, aşağıdan alıyor... Eh yapacak haliyle, böyle para nerede? Bir bakıyorum benim hareketler durmuş, kaptırmışım kendimi programa. Halı üstünde hareketsiz duruyorum. Ah Ayşe diyorum, hocan demedi mi sana öyle çok oturursan bir daha zor kalkarsın yerinden! Öyle de oluyor, kalkamıyorum... Hay bin evlilik programı, nesine kaptırırsın kendini, şimdi çözülene kadar bekle iyi mi...
