Mevlüt Tezel - Sabah Günaydın
DEDE NİYE ANLAMASIN?
Arda Turan'lı Opet reklamını ilk izlediğimde anlamadım. Şaka değil; bazı sahnelerde Arda Turan'ın ne dediği anlaşılmıyor. Tamam, doğallık güzel ama 'Baklavamıoyıaaa' falan derken Arda aşırı doğal konuşmuş ve dublaj ihtiyacı doğmuş. Hakan Şükür'den Fatih Terim'e kim yurt dışına çıksa; reklamlarda hep Türk yemeklerine duyulan özlem ön plana çıkıyor. Baklava, dolma, çay vs; bu klişelere doymadık mı artık? Reklamda başta 'Aa Opet, İspanya'ya da şube açmış' diye seviniyorsunuz sonra bunun hayal olduğunu anlıyorsunuz. Keşke bu gerçek olsaydı diye düşünüyorsunuz ve bunun gerçek olmaması da hayal kırıklığı yaratıyor. Reklamın bilinçaltının hayal kırıklığı yaratmasının markaya nasıl bir katkısı olabilir acaba? Reklamın 'Anlamazsın dede anlamazsın' sloganı da aşırı milliyetçi. Vatan hasreti sadece bize özgü bir durum mu? Bir İspanyol da vatan hasreti çekemez mi? Milyon dolarlar kazanan bir futbol yıldızı, gurbette yerli benzinci hasreti çeker mi? Gurbetteki yalnız futbolcu imajı da inandırıcı değil. En azından Arda Turan için inandırıcı değil. Arda neredeyse her hafta Türkiye'de.
Sina Koloğlu – Milliyet Cadde
BÖYLE EĞLENCE OLMASIN!
Durum, felsefi tartışmanın ya da ideolojik saptamanın ötesinde, bir yaşam savaşı halini aldı. Sakın ola bir yılgınlık ifadesi olarak algılamayın bu sözleri. Bir geçici durum heyecanı olarak da görmeyin. Yayıncılık anlayışının değişmesi lazım. İzleyicinin sıkılma pahasına, “Bu akşam dizi yok mu?” diye üflemesine karşın ya da, “Bu kadar yatırım yaptık, ne olacak bunlar?” diyen yapımcıya, “Alsak alsak ne alsak?” reklamlarının sektörüne rağmen...
‘GÜNEŞİN KIZLARI’ SONUNDA BİTMİŞ
Tüm yukarıda yazılanları tam da ‘Güneşin Kızları‘nı izlerken not aldım. “Neden ben oturmuş diziyi izliyorum?” sorusu. Dolaştım kanalları normal bir hal. ‘Terörün amacı yıldırmak’ hikayesi gibi değil. Siyah elbiseyle çıkmak ya da Okan Bayülgen’in programını iptal etmesi gibi de değil. Bunlar geçer, biz ayakta dik duralım diye iki gün sonra normal yayına dönmek gibi de değil. Neyin içinde olduğumuzu anlayıp öyle bir yayın yapmakla ilgili. ‘Dizi de olmasın yarışma da olmasın’ diye kısa yoldan karşı çıkmak da değil. Bir bütün olarak anlayışın değişmesi lazım. “Sana ne oluyor?, “Biz mutluyuz” diyebilirsiniz. Sektör, “Kafayı yemiş, neyi değiştirecekmiş? Anlatsın bakalım” diyebilir. Bir imtihandı aslında tüm yaşananlar televizyon için.
Mustafa Doğan – Habertürk
GÜZEL KÖYLÜ OLMUŞ HANIMKÖYLÜ!
Ege dizilerinin izleyicinin gönlündeki yeri bir başka. Yeşilin ve mavinin buluştuğu, şehirli insanın özlemini duyduğu fonun, sıcacık insanların, naif hikâyelerin, kulağa hoş gelen şivenin bunda etkisi büyük elbette. Son dönemdeki en başarılı örneklerinden biri ‘Güzel Köylü’ydü. Yaz ekranında başlayıp uzun süre devam etti, damağımızda güzel bir tat bıraktı. Şimdi aynı ekip yeni projeye soyundu. Yapımcı, yönetmen, fon, hatta oyuncuların birçoğu aynı. İsim de kendini ele veriyor zaten: Hanımköylü. Hikâye, kadınların borusunun öttüğü Marmaris Saklıköy’de geçiyor. Köyün kızları dünyalar güzeli. Köyden hiçbir kızı dışarıya vermiyor Saklıköylüler. Eğer dışarıdan biri o bölgeden bir kızla evlenmek isterse mutlaka ‘Hanımköylü’ olup orada yaşamak zorunda. Esas oğlan Ferit ve birçok bağrı yanık erkeğin ‘Hanımköylü’ olmasının eğlenceli hikâyesi özetle. Şu sıralar Show TV'de Piramit'i sunarken izlediğimiz Yusuf Çim ile Gülsüm Ali başrolde… Tanıtımlarından görüldüğü kadarıyla Gülsüm Ali köylü güzeli rolüne cuk oturmuş. Yusuf Çim de rolünü sevmiş, belli. ‘Güzel Köylü’de kırmızı Şahin'i ile efsane olan Bünyamin’e hayat veren Toygan Avanoğlu bu kez İbrahim Tatlısesvari bir karakterle karşımıza çıkacak. Eminim yine dizinin en eğlenceli ismi olacak.
