UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

TV YAZARLARINDAN SEÇMELER!.. MEVLÜT TEZEL, OYA DOĞAN, YÜKSEL AYTUĞ VE SİNA KOLOĞLU BUGÜN HANGİ KONULARI YORUMLADILAR?..

TV YAZARLARINDAN SEÇMELER!.. MEVLÜT TEZEL, OYA DOĞAN, YÜKSEL AYTUĞ VE SİNA KOLOĞLU BUGÜN HANGİ KONULARI YORUMLADILAR?..

TV YAZARLARINDAN SEÇMELER!.. MEVLÜT TEZEL, OYA DOĞAN, YÜKSEL AYTUĞ VE SİNA KOLOĞLU BUGÜN HANGİ KONULARI YORUMLADILAR?..

Mevlüt Tezel - Sabah Günaydın

Maç yayınında İngilizce küfür krizi!

TRT 1'in yayınladığı Arsenal-Barcelona Şampiyonlar Ligi karşılaşmasında TV tarihine geçecek enteresan olaylar yaşandı. Emirates Stadı'ndaki maçta tribünde oturan ve ses tonundan bir hayli alkollü olduğu anlaşılan bir İngiliz taraftar, ilk 45 dakika boyunca sürekli küfür etti. İngiliz taraftarın en büyük hedefi ise hakem Cüneyt Çakır'dı. Karşılaşmayı canlı yayınlayan TRT, tribünden gelen sesi kısmadığı için küfürler sürekli olarak ekrana yansıdı.

Bu olay Twitter'a damgasını vurdu, çok yorum yazıldı.

TRT'nin deneyimli sunucusu Yalçın Çetin, "Bulunduğumuz yer gerçekten çok kötü... Taraftarla iç içeyiz. Bazı taraftarların sözleri maalesef yayına yansımış. İkinci yarıda bunların tekrarlanmaması için gerekli altyapıyı hazırladık. Taraftarlara uyarıda da bulunduk. Eğer bir aksilik olursa lütfen kusuruma bakmayın" dedi.

Aslında Çetin krizi çok iyi yönetti lakin alınan tedbirlere rağmen küfürler ikinci yarıda da devam edince TRT yönetimi 65'inci dakikada Londra'dan canlı anlatımı durdurdu ve anlatıma Türkiye'deki merkez stüdyolardan devam edildi.

TRT'nin aldığı karar doğru mu?

Bence İngilizce bilmeyenler mevzuyu anlamadı bile. Peki, İngilizce bilen futbolseverler o küfürlerden rahatsız olur mu dersiniz? Küfür, İngilizce edilince Türkçe'deki gibi bir etki yaratıyor mu? Bu sorulara net yanıt vermek mümkün değil.

Yıllarca yurt dışı da dahil tribünlerden çok maç izledim.

Dünyanın her yerinde o İngiliz taraftar gibi küfür edenler; mahallenin delisi olarak görülür, eğlence konusu, geyik malzemesi olur. Elbette o İngiliz taraftarın küfürlerini onaylayamayız ama olayın matrak bir tarafı olduğu kesin. Bence İngilizce bilen birçok futbolsever o adamı sevdi, dalga geçti. Çünkü o adam, tribün efekti gibiydi; maçı tribünden izledik sayesinde. Ancak o adamı sevenler, sanki ABD'yi keşfetmiş gibi TRT'yi uyardılar. Bu da bize özgü bir ikiyüzlülük!

Evet, TRT devlet kanalı olarak Londra'dan canlı anlatımı durdurarak en doğrusunu yaptı. Ama ikinci yarıda maçın seyir zevki de kayboldu.

Eminim futbol fanatiği birçok izleyici, dalga geçtikleri 'İngiliz dayı' için ellerinden oyuncakları alınmışçasına üzüldüler.

Özetle enteresan bir geceydi.

Oya Doğan - Vatan Makaron

Kış Güneşi reytingi ısıtmadı 

Endemol Shine’ın yapımını, Ayça Mutlugil, Alev Toprakoğlu, Erkan Çıplak, Hale Çalap, Tuba Bilir’in senaristliğini, Murat Onbul’un yönetmenliğini üstlendiği Kış Güneşi dizisi salı akşamı Show TV’de başladı. Şükrü Özyıldız, Aslı Enver, Şenay Gürler, Başak Parlak, Mahir Günşıray, Hakan Boyav, Hakan Gerçek, Berrak Kuş, Gamze Süner Atay, Mehmet Esen, Buse Varol, Emre Bulut ve Okan Selvi’nin rol aldığı diziyi pazartesi sabahı ekiple birlikte sinemada izledim. İtiraf etmeliyim, sabahın 11.00’inde, aç karna beni 130 dakika bir sinema salonuna tıkayıp sıkılmadan çıkmamı sağlamak hayli zordur. Ancak Kış Güneşi’nden iyi bir duyguyla çıktım. İzlediğim hikâyede sorunlar olmasına rağmen, rejinin dili ve ritmi işin çapaklarını toparlamış ve seyirlik bir iş sunmuştu.

Hikayenin eksikleri vardı

Tabii ki, ertesi gün yayın saatinde rakipleriyle beraber değerlendirerek diziyi tekrar izledim. Öncelikle sinemadakinden çok başka bir duygusu vardı. Yine de; bu sezon başlayan işler arasında farklı ve iyi bir ilk bölüm izlediğimi düşünüyorum. Özellikle Ulan İstanbul’dan sonra yönetmen Murat Onbul’un rejisini çok merak ediyordum. Bu projede de; benden kocaman alkış ona. Ayrıca dizi için söz yazıp bestelediği ve seslendirdiği Bilinmez Hikâye şarkısına da bayıldım. Senaryoya gelince; eksik kalan yerler vardı. Birinci bölümde mutlaka öğrenmemiz gereken gerçekler vardı. Yakup neden ikizlerin babasını öldürdü? Mete Nisan’la neden mutsuz? Madem sadece 6 aydır Mete’nin ailesinin yanında yaşıyorlar, neden Leyla durumu bu kadar abartıyor? Mete ölürken neden Efe’den özür diledi? Efe Mete’nin yerine geçecek ama ailesi hakkında hiçbir şey öğrenmeden bunu nasıl başaracak? Nisan neden Mete’ye sesini çıkarmadan bu kadar tahammül ediyor? Seda Mete’yle nasıl aşka düştü? 

Özyıldız muhteşemdi 

Kısacası işin fakir dünyası gerçek kurulurken, zengin dünyası üzerine fazla çalışılmamış gibiydi. Bu da hikâyede boşluklar yarattı ve olaya geç girilmesine sebep oldu. Ancak bu dizide bir oyunculuk performansının altını çizmek gerekirse o tartışmasız Şükrü Özyıldız olmalı. Zira, Efe’de ne kadar sempatikse, Mete’yi o kadar sinir bozucu bir karaktere dönüştürmeyi başarmıştı. Özellikle, birbirlerine kavuşma sahnesinde Efe’de bir geçmiş olmadığı için ne kadar şaşkınsa, Mete geçmişin yüküyle o kadar acılıydı. Teknik olarak oldukça zorlu sahnenin altından kalkmanın yanı sıra, sadece sarılmayla onlarca duyguyu hissettirdi. Ben o sahnede ağladım. Oyunculuk performansıyla göz tırmalayan kimse yoktu. Herkes rolünü giyinmişti.

Death yanlış karardı

Dizinin müzikleri konusunda itirazım var. Özellikle Nisan’ın sahnelerini izlemememiz ve kanal değiştirmemiz için uğraştıklarını hissettim. Çünkü Nisan’ın müzikleri dizinin ritmini anında düşürüyordu. Mete’nin ölümünde çalan Goran Bregoviç Death şarkısı harikaydı. Muhteşem bir ağıt olduğunu kabul ediyorum. Ancak bu şarkının o sahnede kullanılması bizi o dramatik durumdan uzaklaştırdı. Nefis bir sahnede duygu değil, şarkı öne çıkmış ve ne yazık ki, sahneye hizmet etmemişti. Prodüksiyon olarak, Endemol Shine’ın diğer tüm yapımlarından düşük bir kalite vardı. Ancak bu benim hoşuma gitti. Zenginliğin Paramparça ve Kördüğüm’deki gibi abartılı gözümüze sokulmasındansa, sıradan zengin bir ailenin hayatına da tanıklık edebiliriz. Bu projeyle onu gördük.

Poyraz kitlesi izler

Dizi ilk bölümüyle kötü bir başlangıç yaptı. Tüm Kişiler’de 2.13 reytingle 28’inci, AB’de 2.04’le 23’üncü, ABC1’de 2.39’la 24’üncü oldu. Kış Güneşi reytingi ısıtmadı. Ama bunun böyle olacağı belliydi. Dizinin izleyici kitlesi; Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz ve Survivor izleyicisi. O nedenle salı zorlu bir gündü. Bu diziyi türü farklı olmasına rağmen Poyraz Karayel izleyicisinin takip edeceğini düşünüyorum. Onlar da Eşkıya izliyor. O nedenle kanalın bu hafta çok tekrarla diziyi yayınlaması, arkasında durması ve sabretmesi gerekiyor. Zamanla yükselişe geçecektir. Ama zirveye oturması zor. Efe’nin nasıl bir Mete olacağını ve başına neler geleceğini izlemek için ikinci bölümü merakla bekliyorum. 

Yüksel Aytuğ - Sabah Günaydın

Eşkıya ratinglere nasıl hükümdar oldu?

atv'nin kısa sürede fenomen haline gelen dizisi Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, salı akşamlarının tek hükümdarı oldu. Dizi, son derece iddialı yapımları geride bırakarak her hafta reyting listesinin zirvesine oturuyor.

Peki izleyici neden Eşkıya'yı sevdi? Bir kere eşkıya tanımına eskisi kadar tepki duymuyoruz; hatta sempati besliyoruz. Çünkü bugün adına terörist denilen soysuzların yanında, dağlarda at üzerinde gezen Hamidolar neredeyse zemzemle yıkanmış gibi. Bugün kendilerine mafya denilen yürek yoksunlarını görünce, eskinin kabadayılarını özlüyoruz.

Eşkıya'yı reytinglerde zirveye çıkaran ise bıyıklı bir dizi gibi görünmesine rağmen hem kadın, hem de erkek izleyiciyi aynı ekranın karşısında buluşturacak bir senteze ulaşmış olması.

Kurtlar Vadisi'nin senarist ve yapımcıları Raci Şaşmaz ile Bahadır Özener, bu kez öykünün yarısını kadın hikayelerine ayırmış.

Suça meyilli, organize ailenin kadınları da; eşlerden büyükannelere, eltilerden görümcelere kadar işin içinde. Ama tamamen kadın ruhu ve kadın dokunuşlarıyla...

Eşkıya'nın Vadi'den bir başka farkı ise; yapıştırma duran mafya raconları ve iliştirme görünen afili aforizmalar yerine çok daha gerçekçi bir anlatıma bürünmesi.

İlk bakışta hikaye ürkütücü görünüyor. Mafya patronluğuna soyunan ve tüm ailesini bu işin içine katan Karadenizli aile reisi Hızır, üstüne üstlük başka bir kadından çocuk peydahlıyor. Ayrıca bu ilişkisini gizlemeyip tüm aileye adeta zorla kabul ettiriyor. İşte Eşkıya'nın merak uyandıran tarafı da bu. Başroldeki adam, kahramanlıkla pespayelik arasında gezinip duruyor. Yani gerçek bir gri karakter, bir anti- kahraman. Peki adam bu işin içinden çıkabilecek mi? Karısı, çocukları ne yapacak? Büyükannenin tepkisi ne olacak?

Yuva yıkanın yuvası olacak mı, yoksa hak ettiğini mi görecek?

Aslında hepsi, dizinin isminde gizli. Dizi, kılıçla yaşayanın kılıçla öleceğini anlatıyor.

Suç üzerine inşa edilen bir aile yaşamının, o aileyi güçlüymüş gibi gösterip aslında nasıl içten içe kemirerek, içi boş bir çınara çevirdiğini belgeliyor.

Son bölümde Hızır'ın, oğlu Ömer'i kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı anlardaki çaresizliği, ailenin diğer fertlerine karşı derin bir suçluluk psikolojisine kapılması; eşkıyanın aslında nasıl da hükümdarlıktan uzak olduğunu gösteriyor.

Dizinin en güçlü taraflarından biri de; özenle seçilen oyuncu kadrosunun ortaya koyduğu muhteşem performans. Belli ki Raci Şaşmaz ile Bahadır Özener daha diziyi yazarken, hangi rolde kimi oynatacaklarını belirlemişler. Ben en küçük (!) oyuncunun, en büyüğüyle kafa kafaya yarıştığı böyle bir dizi daha izlemedim.  

Sina Koloğlu - Milliyet Cadde

GERÇEKTEN DİZİLERE YAZIK!

Show TV’nin yeni dizisi ‘Kış Güneşi’ saat 20.00’de başladı. Yeni dizi kemiksiz (reklamsız yani) 120 dakika sürdü. Kanal D dizisi ‘Hayat Şarkısı’nı izledik. TRT 1’de Arsenal - Barcelona maçının ilk yarısını feda ettik, ikinci yarıya bakalım dedik dizi hâlâ devam ediyordu. Yani 22.45’te. Ara, ara döndük yine devam ediyordu! Yeni bölüm 20.00’de başlamıştı düşünün yani! ATV’nin ‘Eşkıya Hükümdar Olmaz’ bir nebze ‘reklamlı’ yayınlandı. Yeni bölüm 21.00’de başladı 45 dakika sonra Reklama girdi. Sonra tam bir saat 45 dakika sürdü. Toplamda 190 dakikayı buldu dizi! ‘Gecenin Kraliçesi’ de bittiğinde 23.00’ü geçiyordu. 180 dakikayı geçmişti çoktan...

İçimiz bayıldı

Her hafta 120 ile 180 dakika arası dizi... Çekilir iş değil. ‘Hayat Şarkısı’nı izleyelim dedik, malum rakiplerine aman vermemek adına tek reklam bile girmediler. Bir yere kadar dayanıyor insan. Tam da mayhoş bir tat yakalamışlar, komediyle dram arasında. Bunu ne kadar sürdürebilecekler? Gelelim yeni dizi ‘Kış Güneşi’ne ayrıntıyı önümüzdeki günlerde paylaşırım. Hani Kore dizisinden uyarlama ama fena değil. Peki ortalama 120 dakika kemiksiz ne kadar gidecek? Günün birincisi ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ sadece reklam sonrası bölümüyle başlı başına bir film uzunluğundaydı. ‘Bu iş böyle gitmez’ diye yineliyorum. Seyirciyi de, sektörü de, oyuncuyu da, reklamcıyı da alıştırın... Taş çatlasa bir saat olmalı...

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERtv yazarları