UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

BİZİM SEKTÖRDE KARİYER HATIR GÖNÜLE İLERLER! ..

BİZİM SEKTÖRDE KARİYER HATIR GÖNÜLE İLERLER! ..

BİZİM SEKTÖRDE KARİYER HATIR GÖNÜLE İLERLER! ..

Atv dizisi 'Evli ve Öfkeli'nin fettan 'Seray'ı Ebru Cündübeyoğlu: 10 parmağında 10 marifet olan isimlerden biri.. Bizim sektörde kariyeriniz başkalarının tercihleri üzerinden planlanır; biraz hatır-gönül, biraz şöhret gerektirir. Yapabileceğim bazı projelerin sunulmaması beni yaraladı. İşimin bu entrikalarını 'Şans işte' diyerek geçiştirdim

Cündübeyoğlu; güzellik yarışmasıyla adım attığı şov dünyasındaki kariyerine çok şey sığdırdı ama hiçbir zaman çizgisini bozmadı. Televizyona geçenlerin aksine tiyatro sahnelerini ihmal etmedi. 2005'te 'Aşılı Kolum' adında bir şiir kitabı, 2013'te ise 'Sevdiğim Şarkılar' adında bir albüm çıkardı. Ardından bir single geldi; devamı da gelecekmiş. Asıl sürprizi ise; kendisinin senaryosunu yazdığı, radyocu eşi Güçlü Mete'nin de yapımcılığını üstleneceği bir sinema filmiyle izleyiciyle buluşacak olmasıymış. Cündübeyoğlu ile rol aldığı 'Müziksiz Evin Konukları' adlı tiyatro oyunu öncesi kuliste buluşup biraz lafladık... 

KOLAYA KAÇMAM 


Herkes diziye başlayınca tiyatroyu ihmal eder ama siz öyle yapmadınız... 
İkisini bir arada yapmaya çalışıyorum çünkü ikisi de birbirini destekliyor. 

Konservatuvar okumamanın eksikliğini hissettiniz mi hiç? 

Okumak her daim önemli bir şeydir ama ben alaylıyım. Konservatuvar mezunu olmak; insana zaman kazandırır. Okulluları ve alaylıları karşılaştırdığınız zaman, alaylılarının işinin daha zor olduğunu görürsünüz çünkü düşe kalka, canınız yana yana öğrenirsiniz. Alaylı olmayı da tüm kaidelerine uygun bir şekilde yapmak gerekir. Okulda bir şeyi size bilgi olarak verirler ama siz alaylıysanız, o bilgiyi dışarıda arar ve bulursunuz. 

Mankenlikten tiyatroya geçtiniz... 

Mankenlikten demeyelim çünkü mankenlik yapmadım ama güzellik yarışmasıyla başladım diyebiliriz. Güzellik yarışmasından sonra kariyerime sunuculukla devam ettim. Zaten o yarışmaya katılma amacım televizyona geçiş yapmaktı. Öyle başladım ve televizyonculuğun mutfağında yetiştim. Eğlenceden haber programına kadar TV dünyasındaki her şeyi bilirim; 23 senelik bir kariyere sahibim. 
Aman Ebru Hanım, böyle derseniz yaşınız çıkacak ortaya... 
Sektörde neredeyse bir çeyreği tamamladığım için çok yaş almışım gibi zannediliyor ama 18 yaşımdan itibaren hem okudum, hem çalıştım. Çalışırken de, yaşımın küçüklüğünden dolayı hep bir öğrenci modundaydım. 41 yaşındayım ve 99'dan beri hem dizi, hem de tiyatroyu birlikte götürüyorum. Tiyatro, oyunculuğumu besleyen bir damar ve bundan beslenmem gerekiyor. 
Televizyon oyunculuğunun kolay olduğu söylenir. İki alana da eş zamanda başlayıp kolaya kaçmamışsınız... 
Hiçbir zaman kolaya kaçan insanlardan olmadım. Sorumluluk almaktan ürkmem, korkmam. Çünkü böyle olduğunuz zaman verdiğiniz değerlerin karşılığı daha da kıymetlenir. 

Öyle ama şov dünyasının entrikalı tarafları sizi tedirgin etmedi mi? 

Entrikalı taraflarını, 'Şans işte' diyerek geçiştirmeye çalıştım. Mesela, yapabileceğim bazı projelerin sunulmaması zaman zaman beni çok yaraladı. Yapabileceğinizin daha altında çalışmanızı istemeleri, şiddet gibi geliyor bana. Ne çalışma saati, ne verdiğiniz emek; bence bu mesleğin en zor tarafı. Yapabileceğiniz şeylerin sınırlı olması ve sizin kariyerinizin hep başka birilerinin tercihleri üzerinden planlanabiliyor olması asıl zor olan. 'Hamlet'i oynarım diye bu yola giriyorsunuz ama 'Hamlet' size hiçbir zaman gelmeyebiliyor. Bana ulaşan üniversite öğrencilerine de hep bunları anlatıyorum. Bizde kariyer planı sistematik ilerlemiyor; biraz hatır, biraz gönül, biraz eş-dost, biraz bilinirlik, hafif popülarite gerekiyor.

Sizin kariyerinizde en büyük etken hangisiydi? 

Benim insanları etkilediğim tarafım enerjimdi. Bunun yanında; arzum, isteğim ve yılmazlığımdı. Kariyerimde hep bir duruşum oldu ve o duruşu bozmadım. 
O halde 'Sahici olmak kazandırıyor' diyebilir miyiz? 
Kesinlikle! Sahici olmak ve sevgi kazandırıyor. Verdiğiniz emek size geri döner. Kızıma "Sana büyüyünce ne olacaksın?' diye sorarlarsa, 'Mutlu olmak istiyorum' dersin" diyorum. Hangi mesleği seçerse seçsin mutlu olsun yeter. 

ŞARKILARIM RADYODA ÇALINSIN DİYE ÇIRPINMADIM 

Şarkıcılıkla ilgili yeni hedefleriniz var mı? 
Evet, yakında iki single çalışmam olacak. Şarkı söylemek bir oyuncunun hayatınca çok uzak değil. Sahnede, müzikal yaptığım zamanlar oldu. Dolayısıyla bunu farklı bir kulvar olarak görmüyorum; mesleğimi tamamlıyor. 

Albüm çıkaran her şarkıcı, radyocuların gözüne girmeye çalışır. Siz de radyocu eşiniz Güçlü Mete'nin peşinden koştunuz mu? 

Açıkçası, radyolarda çalınması için hiç çırpınmadım. Çünkü albüm ve single'dan sonra yoğun bir reklam çalışması yapmadık. Sevdiklerime, bunca yıllık izleyicime bir sürpriz ve teşekkür adına ortaya çıkmıştı albüm. Zaten şarkıcılığa geçiş gibi bir şey söz konusu değil. Ama eşim bana bu konuda da destek oldu. Her şeyden önemlisi; insanın hayatında maneviyatına destek olacak bir yol arkadaşı olmasıdır. Güçlü de böyle biri. 

ÇOCUKSU TARAFLARIMI ÖZGÜRCE VE SINIRSIZ YAŞARIM

Pulitzer ödüllü 'Müziksiz Evin Konukları' oyununda oynuyorsunuz. Canlandırdığınız 'Bella' nasıl biri? 
Çocuk gibi... Aslında kadın kimliğini de hayatına dahil etmek, evlenmek ve çocuk sahibi olmak istiyor. O dişiliği hissetmek ve bir aile kurmanın peşinde fakat aile kuracak kadar kuvvetli olmadığını düşünüyor. 

Sizin çocuksu taraflarınız var mı? 

Var tabii ki; hepsini özgürce ve sınırsız yaşarım. Eğlenceliyimdir ama komik olmak için kendimden feragat etmemişimdir; bu doğal ve içten gelen bir şey. 

Ebru olarak çok naif bir yaşam sürüyorsunuz. Canlandırdığınız 'Bella' çocuksu, dizideki 'Seray' karakteri ise fettan... Zor bir üçgen değil mi? 

Daha kaç çokgen var, çok yamuk... Bütün geometriyi dolaşmış biriyim. Hiç zor olmuyor, benim için bir keyif. O yüzden mesleğimi çok seviyorum. Tabii ki benim de öfkelenen taraflarım ve her türlü rengim var. Her gün aynı Ebru da olunmaz. 

Oğuzhan TORACI / GÜNAYDIN

 

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13