Ali Eyüboğlu – Milliyet
RTÜK NİHAYET EVLİLİK PROGRAMLARINA EL ATTI
RTÜK Başkanı Prof. Dr. İlhan Yerlikaya, “Evlilik programları çığırından çıktı. Buralarda çok kötü şeyler oluyor” deyince özetle şunları yazmıştım 10 Şubat’ta Alice’de:
“RTÜK Başkanı dert yanacağına, bu programlardan kuralları ihlal edenlerin ceza alması, mevcut kanunlar onları zapturapt altına almaya yetmiyorsa yenisinin çıkarılması için çaba harcasın.”
Ve RTÜK nihayet bu sorunun çözümü için düğmeye bastı.
RTÜK, evlilik programı yayınlayan televizyon kanallarının yöneticilerini bugün Ankara’da toplantıya çağırdı.
İlk toplantıdan ne sonuç çıkar bilemem ama çok izlenen, bir o kadar da şikâyet edilen evlilik programlarının böyle gitmeyeceği de aşikâr.
RTÜK, şikâyetleri de dikkate alarak TV yöneticilerini, bu programları topluma kötü örnek olmayacak şekilde düzen vermeye mi mecbur edecek yoksa kökünden mi çözecek, bekleyip göreceğiz.
Mevlüt Tezel
Bu akşam 'Aile İşi' kaçmaz!..
Küçük 'Ece', bir trafik kazasında anne ve babasını kaybeder. Daha da kötüsü 'Ece' hafızasını da yitirir. Doktorlar, 'Ece'nin hayata tutunması, hafızasını kazanması için bir aileye ihtiyacı olduğunu söyler. Normal şartlarda birbirleriyle asla yan yana gelemeyecek olan yedi kişi, 'Ece' için sahte bir aile kurar... Bu akşam atv'de başlayacak olan 'Aile İşi' dizisinin öyküsünü okudunuz. Tıpkı eski Yeşilçam filmleri tadında bir öykü, öyle değil mi? Bu öykü, karakter çatışmalarıyla epeyce güldüreceğe benziyor çünkü fragmanları gerçekten komik. Dizinin oyuncu kadrosu da zengin: Ufuk Özkan, Pelin Akil, Hasibe Eren, Füsun Demirel, Sait Genay, Murat Akkoyunlu... Bu kadroda ben asıl Can Bonomo'nun performansını merak ediyorum. Diziye çok güzel bir jenerik müzik hazırlamış Bonomo. Dizinin duygusunu notalara müthiş döken Bonomo'nun rolünü de hissederek oynayacağını düşünüyorum. Ekrandaki aile dizilerinin sayısı her geçen gün azalıyor. Hep dram, hep aksiyon, hep entrika nereye kadar! 'Aile İşi'; fragmanında bile sıcak, komik bir aile ve mahalle dizisi olduğunun sinyalini veriyor. Bu akşam 'Aile İşi'ni kaçırmayın derim.
Mesut Yar – Posta
YAPMA BE O DA MI ÖLDÜ?
Önceki gün yeni fragmanı yayınlanan Game Of Thrones isimli dizinin bu hamlesi de çok konuşuldu. Bir korku filmini andıran tanıtımlarda dizi karakterlerinin ölü yüzlerinin maskları sergileniyordu. İzleyenler muhtemelen "Nereye düştük?" dedi. İşte aynı korkuyu ben Kırgın Çiçekler (ATV) dizisinin fragmanlarını izlerken de yaşıyorum. Çünkü her fragmanda karakterlerden birinin öldüğü zannı oluşuyor. Kimi doğru çıkıyor ama kimi de bir hayli yanıltıcı. İnsanın Kırgın Çiçekler'de “Yapma be o da mı öldü şimdi?" diye sormadığı bir tanıtımı izlemenin imkanı yok mu acaba?
Yüksel Aytuğ - Sabah Günaydın
ŞAKA GİBİ ŞAKA!..
Haber bültenlerinde mutlaka izlemişsinizdir. Genç kadını 'olay yerine' çağırıyorlar. Kadın bir de bakıyor ki, erkek arkadaşı ambulansın yanında, yerde boylu boyunca yatıyor. Hemen gidip telaşla üzerine kapanıyor. Adam o sırada sırıtarak evlilik teklif ediyor. Heveslileri için benim çok daha romantik (!) bir evlilik teklifi önerim var. Örneğin; kız arkadaşınıza ıssız bir sokakta arkadan yaklaşıp bıçağı boynuna dayayın. O, Kelime-i Şahadet getirirken, siz evlenme teklif edin. Nasıl ama? İşin daha da garibi, o görüntülerin yer aldığı haber bülteninin ardından 112 Acil Kamu Spotu yayınlandı. Orada servislerin gereksiz yere meşgul edilmesinin sakıncaları anlatıldı. Bir sonraki kamu spotunda ise ambulanslara trafikte yol verilmemesinin, ölüm kalım savaşı verenleri nasıl zorda bıraktığı anlatılıyordu. Peki ya ambulansların 'şaka' için kullanılmasına ne buyrulur?
Emrah Akçaay - Milliyet Cadde
YENİ SİSTEM: ‘GECELERİN BAŞKANI’
Cumartesi günü Selim Atalay’ın NTV’de yayınlanan programı ‘Dünyanın Köpüğü’nde Amsterdam’ın 24 saat eğlence bölgesi oluşturmak için kolları sıvadığı bilgisi paylaşıldı. Bu uygulama şu an Paris ve Zürih’te gerçekleşiyor. Avrupa sınırlarını aştığımızda Rio de Janeiro’da da böyle bir yapılaşmanın olduğunu görebilirsiniz. Peki 24 saat eğlence bölgesi nasıl bir şey? İsterseniz Hollandalı siyasetçilerin projesinden biraz bahsedeyim. Amsterdam’ın şehir içerisinde bulunan tüm gece kulübü ve barları şehrin dışına izole edilmiş bir bölgeye taşınacak. Bu bölge içerisine lüks restoranlar, eğlence yerleri açılacak. Eğlence severler, istedikleri zaman hiç uyumayan bu özel bölgeye gidip saatlerce eğlenebilecek. Hatta sistem gereği bir belediye başkanı atanacak. Bizlerin tabiriyle ‘gecelerin başkanı’ bu bölgenin sorumlusu olacak. Ne dersiniz bir gün dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul’da böyle bir yapılanma olur mu?
