UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

İNSANLARIN YALAN SÖYLEDİĞİNİ NASIL ANLARSINIZ? İŞTE SORUNUN CEVABI!..

İNSANLARIN YALAN SÖYLEDİĞİNİ NASIL ANLARSINIZ? İŞTE SORUNUN CEVABI!..

İNSANLARIN YALAN SÖYLEDİĞİNİ NASIL ANLARSINIZ? İŞTE SORUNUN CEVABI!..

Son yıllarda hile konusundaki araştırmalar pek de iyi sonuç vermiyordu. Eski girişimlerin çoğu, yalan söyleyen kişinin niyetini okumak amacıyla vücut diline yönelmişti: yüz kızarması, gergin bir gülüş, göz kaçırma vb.

Bunlara verilen en bildik örnek eski ABD başkanı Bill Clinton’un Monica Lewinsky ile ilişkisini gizlerken parmağıyla burnuna dokunmasıdır. Bu, Clinton’un yalan söylediğinin bariz belirtisi olarak algılanmıştı.

ABD’deki Alabama Üniversitesi’nden Timothy Levine yalan söylemenin heyecan, suçluluk gibi bazı güçlü duyguları provoke ettiğini ve bu duygulara gem vurmanın zor olduğunu söylüyor. Levine, yüzümüzün hiçbir şey ele vermediğini düşündüğümüz zamanlarda bile irademiz dışında gelişen bazı “mikro ifadelerin” bizi ele verdiğini iddia ediyor.

Psikologlar bu konuya eğildikçe, insan davranışının çok çeşitli olduğunu ve her konuda başvurulabilecek standart ipuçlarını tanımlamanın ne kadar zor olduğunu fark etti. Tanıdığınız insanların bir tikini gözlemleyip ne zaman yalan söyleyip söylemediğini anlayabilirsiniz. Fakat başkaları farklı bir davranış sergileyebilir. Bu nedenle uzmanlar evrensel bir vücut dili sözlüğünün olmadığını söylüyor.

2012’deki Londra Olimpiyatları’nda güvenlik sistemleri üzerine çalışma yapan Sussex Üniversitesi’nden Thomas Ormerod, görevlilerin “şüpheli davranışları” gözlemlemek üzere eğitildiğini ve bu sistemin bazı etnik gruplara karşı önyargılı davranışa yatkınlık sorununu içerdiğini belirtiyor.

Mevcut yöntemin hile tespitini engellediğini ifade eden Ormerod, çözüm olarak basit bir yöntem değişikliği öneriyor: Hile ve yalanı tespit etmek için davranıştan ziyade insanların seçtiği kelimelere dikkat etmek, sorulan sorulara verilen cevapları değerlendirmek.

'Zihinsel yüklenme' yöntemi

Bu soruları sorma tarzına ilişkin geliştirdikleri yöntemler şöyle sıralanıyor:

Ucu açık sorular sormak: Böylece yalan söyleyen kişinin ayrıntılara girmesini sağlayarak söylediği yalanlar zincirine sıkışması sağlanabilir.

Sürpriz unsuru katmak: Kafa karıştıracak türden beklenmedik sorular sorarak ya da bir olayı sondan başa doğru anlatmasını isteyerek yalan söyleyen kişinin çabası 'zihinsel yüklenme' yöntemiyle zorlanabilir.

Doğrulanabilir küçük detaylar aramak: Örneğin biri Oxford Üniversitesi’ne gittiğini söylüyorsa, ona oraya nasıl yolculuk yaptığı sorulabilir. Cevapta çelişki bulunduğunda bu dile getirilmeyerek yalan söyleyen kişinin daha büyük bir özgüvenle yalanlarını daha fazla açık etmesi sağlanabilir.

Özgüven değişimini gözlemek: Zor sorularla karşılaştıklarında potansiyel yalancıların nasıl taktik değiştirdiklerine bakılabilir. Konuşmanın gidişatını kendilerinin belirlediğini düşündüklerinde laf ebesi olan yalancılar kontrolü kaybettiklerini gördüklerinde daha ağzı sıkı davranabilirler.

Burada amaç sıkı bir sorgulamadan ziyade sohbet tarzı rahat bir konuşma şeklindedir. Bu hafif baskı altında yalancılar kendi anlattıkları hikayeyle çelişebilir ya da sorulara kaçamak cevap vererek kendilerini ele verebilir.

Ormerod’un yöntemi havaalanlarında yolcularla denendiğinde ne kadar işe yaradığı görüldü. Gerçeğine yakın bilet ve pasaportlarla ziyaret eden sahte yolcular hazırlanarak Avrupa çapında çeşitli havaalanlarına gönderildi. Ormerod’un “zihinsel yüklenme” yöntemiyle hazırlanan görevliler bu sahte yolcuları belirleme konusunda 20 kat daha başarı gösterip onların yüzde 70’ini tespit etmişti.

Kendisi bu araştırma içinde yer almayan Levine de gerçek bir ortamda yürütüldüğü için bu çalışmayı oldukça başarılı buluyor.

BBC

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERyalan söylemek  araştırma  yalan  uzmanlar