Gürcan Yurt’un karikatüründen esinlenerek sinemaya uyarlanan ‘Robinson Crusoe & Cuma’, 4 Eylül’de vizyona girdi. Filmin başrol oyuncusu Serhat Kılıç, rolünü ve yaşadıklarını anlattı.
Robinson Crusoe & Cuma’ 17 yıldır yazılan bir karikatür. Teklif geldiğinde ne düşündünüz?
Böyle bir şey hayal etmedim. Aklımdan hiç geçmiyordu. Karikatür, karikatürken güzeldir. Son dönemde çizilen bir karikatür olsaydı risk almayabilirdim. Gürcan Yurt’un burada çok büyük payı var.
Neden bir karikatürün, beyazperdeye aktarılmasını kabul ettiniz?
Zaten üç tane filmim var. Başka birileri çekiyor olsaydı, bu kadar güvende hisseder miydim bilmiyorum. Benim için bir filme kalkışmak büyük risk. O yüzden de kolay kolay cesaret edemiyorum. Özellikle içinde komedi varsa hep kaçtım. Kendimi tekrar etmeyi sevmiyorum. Ama Gürcan Yurt ve Cüneyt Ceylan, “Oyun alanı yaptık, gelsene” dediler.
Teklifi kabul ettikten sonraki süreç nasıl geçti?
Anlaştıktan sonra kaçırdığım karikatürleri de alıp okudum. Artık tarihi şeyler onlar. Sürekli Gürcan’ın başının etini yedim. Maymun iştahlıyım. Hep biraz daha üstünün peşinde koşarım. Amaç önce bütünlüğü sağlamak ve inandırıcı olmak.
‘Hiçbir şey beni kesmedi’
Karikatürü okuyanlar akıllarında Robinson Crusoe’yu kuruyordu. Filmden sonra artık, hayallerde siz olacaksınız. Bu risk mi?
Her sahneden sonra bir daha çekelim diyordum. Hiçbir şey beni kesmiyordu. Ben de bir süreç yaşadım orada. Elimizden geleni yaptık. Saçıma peruk takabilirdim ama özel olarak protez yapıldı. 25 santimlik kaşkolla dolaştım o sıcakta.
Film, her saniye gülecekmişiz havası veriyor?
Serileri okumayanlar iki abaza, iki de kız koymuşlar kim kime, dum duma demiş olabilir. Öyle bir şey yok. Bu sadece bir komedi filmi değil; uyarlama. Hiç eğlenmediğimiz anlar da var.
Filmin devamı olacak mı?
Hedef üç film.
‘Kübalılar tembel’
Bu film Türkiye’nin her yerinde çekilebilirdi Neden Küba’da tercih edildi?
Tropik adayı iyi yansıtsın diye Küba seçilmiş. Yapımcıya istediğimiz bir şeyi göndermezsen, “Kahrolsun castro” diye bağırırım dediğimde hemen geliyordu.
Küba günleri nasıl geçti?
Çekimler başlamadan önce birkaç yere gittik. castro’un dışardan göründüğü kadar tatlı bir adam olmadığını hep birlikte gördük. Birkaç defa fena yağmura yakalandık. Kübalılar tembel. 12 saat sonra işi bırakıyorlar. Sadece İspanyolca yalvarabiliyorsun.
‘Cuma’yı canlandıran John Nyambi nasıl bir partner?
Hayatıma en güzel katkı... Sanıyorum iyi bir meslektaş olacak. Yetenekli; müthiş kulağı var. Hemen adapte oldu. Bir kere bile şikayet etmedi.
‘Şanslı biriyim’
‘Seksenler’ dizisinde bir plakçı,‘Kış Uykusu’nda bir imam şimdi de karikatürdeki karakteri canlandırıyorsunuz. Oyunculuğun tadını mı çıkartıyorsunuz?
Heyecanı orada… Rolü seçerken, beni burada yenileyecek ne var, nasıl eğlenirim diye bakıyorum. Kendime oyun alanı arıyorum. O alanı açanla da oynuyorum.
Ters köşe yapıyorsunuz?
Amaç o zaten, yoksa oyuncu değil star oluyorsun.
Hayalini kurduğunuz bir iş var mı?
Ankara’da ‘Okul’ isimli oyunculuk, yazarlık ve dans okulu açtım. Londra’yla çalışıyoruz. Müfredatımız ve müfettişimiz de oradan geliyor. Yeni öğrenciler alacağız. Sektöre ve koşullara baktığımda şanslılardan olduğumu düşünüyorum.
Cadde
