Hacer Özil yeni single’ı ‘Aşk İçin’le sevenlerinin karşısında. Yaptığı müziği özgür müzik olarak değerlendiren şarkıcı aşkı, “Aşk bir alev ve bu yangın sadece gözyaşıyla söner” cümleleriyle tanımlıyor.
‘Aşk İçin’ single’ını nasıl anlatırsınız?
Hayatımızın merkezi aşk... Diziler, magazin, şarkı sözleri birçok şey onun üzerine. Aslında hepimiz aşktan besleniyoruz. Gözleri görmeyen, hayata müzik aşkı, eşi ve işiyle bağlanan Ufuk Öztürk, bana ‘Aşkla’ adında bir şarkı dinletti. Sonra parçalar kendiliğinden aşk için geldi. Ve böyle bir çatıda buluştu. Birçok aşk hikayesine müziklerimle eşlik ederek sevgililerin anılarında olmak istedim.
Albümün hazırlık süreci nasıl geçti?
Şarkıların seçimi, stüdyo kayıtları, düzenlemeler, okumalar, canlı enstrümanların çalınması, mix, mastering, fotoğraf ve klip çekimleri 7 - 8 aylık bir süreç. Yaptığınız işte aşk varsa heyecan vardır. İçime sinen ve dönüp baktığımda ‘Güzel iş çıkardık’ diyebileceğim bir proje oldu.
Müzik tarzınız için ne diyeceksiniz?
Lisede batı müziği, üniversitede Türk Müziği Devlet Konservatuarı Halk Müziği Bölümü’nde okudum. Türk Sanat Müziği cemiyetlerinde görev aldım. Bugünkü pop müzik, içerisindeki enstrümanlarla tam bir müzik karmasıdır aslında. Batı müziği sound’u üzerine Türk ve Orta Doğu enstrümanlarının çalındığı müzik türüne günümüzde Türk pop müziği deniliyor. Yaptığım müziğe özgür müzik diyorum.
Tarzınızda değişikliğe mi gittiniz?
Aslında değişime gitmedim. İlk albümüm zaten poptu. Geçen seneki albümüm ise tamamen toplumsal olayları kapsayan bir çalışmaydı. ‘Ahdı Vefa’ çok ilgi çektiği için değişiklik yapmışım gibi algılandı. Müzik, her tarzıyla benim için birdir. Önemli olan ne anlattığım ve dinleyicilerin ne anladığı.
‘Aşk İçin’le hedeflerinizin neresindesiniz?
Her şeyden önce bu projenin yapımcı ve prodüktörlüğünü de kendim üstlendim. İşimle bire bir ilgileniyorum. Belirlediğim bir strateji var. Bu uzun yolda hedeflerime belirlediğim şekilde ilerliyorum.
Sektörden çözüm ortağı olduğumuz köklü şirketlerle kendi şirketimi proje ortağı olarak konumlandırarak, hem kendi albümlerimi hem de farklı projeleri piyasaya sürmeye devam edeceğiz.
Peki siz aşkı nasıl tanımlarsınız?
Aşkı, hep karşı cinse duyulan bir his olarak tanımlardım. Şimdi öyle düşünmüyorum. Aşk, kıskançlık, onun için her şeyden vazgeçme, hayatta tutunacak dalım diyebildiğin kadardır. Aşk bir alev ve bu yangın ancak gözyaşıyla söner. İlacı olmayan bir hastalık gibi.
Tedavisini, içindeki o ateşin gözyaşlarıyla söndürebileceği ve sabır dediğimiz zamana kadar demlenmek olarak tanımlıyorum.
‘BBG benim için bir fırsattı’
Popülerlik sizin için ne ifade ediyor?
Özellikle bir dönem oldukça popüler olmuş bir insan olarak, şöhret duygusunu çok iyi biliyorum. O yüzden şu anda yarışmalardan sonra popüler olan arkadaşlara şunu söyleyebilirim; popülerlik dönemsel bir şeydir. Bunu fırsata çevirmek için çaba sarf etmeleri gerekir. Yani televizyonun o büyüsünün devamlılığı, senin sonrasında ne kadar çalıştığınla doğru orantılı. Şöhret tembel insan sevmez.
‘Biri Bizi Gözetliyor’ yarışmasına katılmanızın sebebi neydi?
O dönem konservatuar okuyordum. Önümüzde bir Tarık örneği vardı. Ben de kendimi gösterebilmek adına bir fırsat olarak gördüm. Ancak yarışmada yeteneğimden çok karakterim öne çıkınca evde 100 gün kalan favori yarışmacı oldum. Şimdiki gibi ses yarışmaları yoktu, benim için BBG bir araçtı.
Cadde