UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

BU İTİRAFLAR ÇOK KONUŞULACAK! CAN TANRIYAR: “ALDATMANIN MARİFET SAYILDIĞI BİR DEVRİN ERKEKLERİYİZ!..”

BU İTİRAFLAR ÇOK KONUŞULACAK! CAN TANRIYAR: “ALDATMANIN MARİFET SAYILDIĞI BİR DEVRİN ERKEKLERİYİZ!..”

BU İTİRAFLAR ÇOK KONUŞULACAK! CAN TANRIYAR: “ALDATMANIN MARİFET SAYILDIĞI BİR DEVRİN ERKEKLERİYİZ!..”

Magazin dünyasının ünlü ismi Can Tanrıyar, eşini aldatmaktan duyduğu pişmanlığı, kendisine hakaret edilmesi için açtığı 'Sövme Hattı'nı, kendini içkiye verdikten sonra tövbe edip namaza başlamasını, "Bir lanet gibi üzerime yapıştı" dediği 'yaşlanamama' hastalığını ve 'Güzin Abi' oluşunu Karar.com'a anlattı.  Lakabı; "Televole İmparatoru"... Magazin ve televizyon dünyasının ünlü ismi Can Tanrıyar, 2004 yılında kanser nedeniyle hayatını kaybeden eski eşi Şafak Tanrıyar için "Yakarım Canını" adını verdiği bir kitap yazdı. Kitap, eşinin ayrılıktan sonra kendisine yazdığı mektuplara cevap niteliği taşıyor.

Tanrıyar, eşini aldattığı için vicdan azabıyla yorulan kalbini biraz dindirmesini umduğu kitapta bir de ‘sövme hattı’ ilan etti: yakarimcanini@gmail.com.

İnsanların kendisine hakaret etmesini beklerken birden Güzin Abla oluverdiğini söyleyen Tanrıyar, Karar.com’a yaşadıklarını anlattı. Tanrıyar Uçankuş ekibi olarak namazlarını düzenli kıldıklarını söyledi.

Birden Güzin Abla oldum

İnsanların size sövmesi için bir mail hesabı açtınız. Ne tarz mailler geliyor?

Ben bu mail hesabını bana saydırmak isteyenler için açtım. Kendimi bir taşlama duvarı yapmak istedim. Çünkü hakettim. Hakaret, küfür beklerken birden Güzin Abla daha doğrusu Güzin Abi olarak buluverdim kendimi. Kitap çıktığından beri, yani yaz başından bu yana her gün ortalama on mail alıyorum. Hepsine hemen anında cevap veriyorum. Maillerin yüzde 90’ı eşi tarafından aldatılan kadınlardan geliyor. Ben de rahmetli eşiniz gibi pencerenin önünde eşimi bekliyorum, sonumuz ne olacak, ne yapmalıyım diye soruyorlar. Akıl istiyorlar.

Yüzüme tüküren yüzde 5 bile değil

Hakaret edenler de oluyor mu?

Yüzüme tüküren yüzde 5 bile değil. Ben hatamı kabul ettikten sonra başta oğullarım olmak üzere insanların beni affettiğini gördüm. Günümüzde insanlar hep kendilerini aklama peşinde. Oysa kurtuluş kabullenişteymiş. Bu herkese bir örnek olmalı. Kitabı yazarken kendimi aklamak aklımın ucundan bile geçmedi. Ben sadece rahmetli eşimden kalan bir vasiyeti yerine getirmek istedim.

Rezil olmaktan hiç çekinmediniz mi?

Yayıncım baskının son günü bile hala bana bu kitabı basmak istediğinden emin misin Can diye soruyordu. Rezil olacağımı, toplum gözünde linç edileceğimi düşünüyordum. Hatta bir süre Amerika’ya giderim diyordum. Ama hiçbiri olmadı. Kendi biletimi kestim ama insanlar kestiğim bileti yapıştırdılar. Allah sizden razı olsun, mutluluğu hakediyorsunuz diye mailler alıyorum.

Tek sığınak duadır

Güzin abi olarak ne tavsiyede bulunuyorsunuz aldatılan kadınlara?

Bana yazan kadınlara diyorum ki öncelikle dua edin. Eşinizin gözünün çok geç olmadan açılması için… Tek sığınak duadır. Ve üzülmeyin. Ah alarak, yanlış yaparak ayrılan bir adamın sonu benim gibi olur zaten diyorum.

Aldatmanın marifet sayıldığı bir devrin erkekleriyiz

Üzmeden ayrılmak mümkün mü ki? İki kişi anlaşamıyorsa ayrılmaları gerekmez mi? 

İnsan ayrılabilir ama mutlaka karşı tarafın gönlünü alarak ayrılmalı. Benim ayrılma şeklim doğru değildi. Ah aldım. Karımı yıllarca hep aldattım. Bir de bunu marifet sandım. Biz aldatmanın marifet sayıldığı bir devrin erkekleriyiz. Aldatmıyorsan erkek değilsin gözüyle bakılırdı eskiden. Ama oğullarımdan da görüyorum bugünün gençleri böyle değil.

Eşiniz sizi affetmeden mi vefat etti?

Karım beni affetmişti ama yetmez. Allah’tan da af istemek gerekirmiş. Allah benden isteyin diyor. Ben Allah’tan istememiştim.

Bir deprem gibi ani geldi vicdan azabı

Vicdan gözünüz ne zaman açıldı?

Benimki biraz uzun sürdü. Biraz dünyaya pembe bakmaktan kaynaklanıyor. Eşim biz ayrıldıktan sonra kanser olup vefat etti. İlk yıllarda pek bir şey anlamadım. 6 yıl sonra depremin gelişi gibi bir anda başladı vicdan azabı.

Nasıl oldu bu?

Benim yaşadığım güzellikleri onun yaşayamamasıyla başladı ilk azabım. Yaşadıklarım bana batmaya başladı. Başarıya sevinemez oluyorsun. Mesela gemi seyahatindeyim, Bahamalar’a gidiyorum. Okyanusta güneş batışını seyrediyorum. Rahmetliye bu güzelliği yaşatamadım diyorum. Güneş batarken, vicdan doğuyor. Tokat gibi bir mutsuzluk. Kendimi içkiye verdim. O kadar çok içiyordum ki, aslında kendimi öldürmeye çalışıyordum.

Vicdan bencildir

Sonra nasıl döndünüz bu yoldan?

Ama vicdanı ne alkol bastırabilir ne de başka bir şey. Azabım dayanılmaz bir noktaya gelince hayatımı tümden değiştirmeye karar verdim. Yalnız olmaya karar verdim. Her türlü yanlız olmalıydım. Arkadaşlarımdan da uzaklaştım. Çünkü kimse arkadaşının vicdanıyla birlikte olamıyor. Vicdanla başbaşa kalmak lafı da buradan geliyor. Çünkü vicdan varken üç kişi oturamıyorsunuz. Ben, vicdanım ve arkadaşım. Arkadaş sıkılıyor zaten. Üçüncü birini kabul etmeyen çok bencil bir duyguymuş vicdan. 

İçkiyi bıraktım namaza başladım

Yalnızlık yetti mi?

Yalnız kalmak yetmedi. Çok çirkin olaylar yaşamaya başladım. Yaşattıklarımı çok ağır bir şekilde yaşadım. Hayal bile edemeyeceğim korkunç şeyler yaşadım. Bir sınavdan geçtiğimin farkına vardım. Bir bedel ödemem gerekiyordu. En sevdiğim şeyi vermek istedim. Ve içkiyi bıraktım. Tam iki yıl önce. Çünkü madem sınavdayım, artık düşünmem gerekiyordu. İçkiyi bıraktığım gece namaza da başladım. O günden bu güne şükürler olsun ki beş vakit namazımı hiç bırakmadım. Aklım başıma geldi. Artık mutlu, sabırlı ve sakinim. Aslında yıllardır sabah namazı kılardım ama diğerleri için hep bir bahane bulurdum. Aslında sadece 5 dakika, bir sigara, bir kahve arası kadar.

Ne biçim Alevisin sen diyenler oldu

Arkadaşlarınız namaz kılmaya başlamanıza ne dedi?

Ben aslen Tuncelili Aleviyim. Namaz kılmaya başladığım için sen ne biçim Alevisin diyen, eleştiren arkadaşlarım oldu.

Ben yaşlanamıyorum

Bu bir ceza, bir lanet

Sınavınız hala devam ediyor mu sizce?

Evet. Ben yaşlanamıyorum. Yaşlanamamak çok ciddi bir problem. 54 yaşındayım, ruhum hala çocuk, saçımda tek beyazım yok. Spor da yapmam, yıllarca çok içki içtim, kendime hiç iyi bakmadım. Ama yaşlanamıyorum işte. Bu bir ceza, bir lanet gibi.

Bu neden kötü bir şey olsun ki? Herkes gençleşmeye çalışıyor…

Çünkü bana ilgi gösteren kızlar da hep küçük yaşta kızlar oluyor. 90’lı kızlar bakıyor bana, olgun kadınlar beni hiç istemiyor.

Göz güzele çabuk doyar, sonra sıkılıyorum

Bu imrenilecek bir şey değil mi?

Arkadaşlarım imreniyor ama bu imrenilecek birşey değil. Çünkü benim 90’lı 95’li bir kızla konuşabilecek hiçbir şeyim yok. İnsan gözü güzelliğe kısa sürede alışıyor, doyuyor. Sonra canım sıkılmaya başlıyor. Çünkü tek laf edemiyoruz. Oğullarımın biri 89’lu, biri 91’li. Onlar da kızıyor bana. Onlar da anlaşamıyorlar çünkü benim kız arkadaşlarımla. Ciddi sorun oluyor.

96’lı kızla benimle ne işin var diye kavga ettim

Yaşını sormaz mısınız biriyle arkadaş olmadan önce?

Ben kimseye yaşını sormam. Tahmin de edemem. Bir keresinde hava alanında check-in sırasında kimliği verirken gördüm bir kız arkadaşımın yaşını. Doğum tarihinde 1996 yazdığını görünce şoka girdim. Kavga ettim kızla bana neden yaşını söylemedin diye. Benim yaşımdaki adamla senin ne işin var diye kavga ettim.

E siz olgun birini seçin kendinize. Olmaz mı?

Erkek kim ki, ilişkiye kadın karar verir. Benim yapabileceğim hiçbir şey yok. Bir erkek bir kızı ayarlayamaz. Kurban gibi duruyoruz, onlar bizi seçiyor. Hayatım boyunca hiç bir ilişkimi kendim seçmedim.

Uçankuş TV’yi kurdunuz… Hayırlı olsun.

Meslekte 40. yılımı kutluyorum. Uçankuş TV’yi 11 ay önce kurduk. Allah bana bu işi içkiyi bırakıp namaza başladıktan sonra nasip etti diye düşüyorum. 

Neden?

Çünkü böyle bir iş herkesin alabileceği bir sorumluluk değil. Bizim dünyanın birçok ülkesine yayınımız var. Amacımız aileler. Bikini görünce çekinen aileler olabilir diye bikinili görüntü bile kullanmıyoruz yayınlarımızda. 

Bütün ekiple her vakit namazımızı kılıyoruz

Televole kralı olarak bu muhafazakarlaşmanız herhangi birininkinden daha dikkat çekici… 

Burada en alt katta bir mescit yaptırdım. Her vakit çalışanlarıma da namaz kıldırıyorum. Hep beraber kılıyoruz, onlar da alıştı. Montajcısından editörüne herkes işini Allah korkusuyla yapıyor. Mesela bir ayrılık haberi yapacaksa bu hassasiyetle yapıyor. Bütün dünyada muhafazakarlaşma başladı. Bu kaçınılmaz birşey. Mesela en basitinden bütün hükümetler nüfus çoğalsın diye aile üzerine çalışıyor. Sadece Recep Tayyip Erdoğan demiyor üç çocuk yapın diye. Ama Türkiye’de muhafazakarlaşmayı çok yanlış anlayanlar var. Kadınların  kızların giyim kuşamına endekslemiş olanlar var. Neden biz namazı ya da kibirden uzak kalmayı değil de giyim kuşamı konuşuyoruz?

Yılbaşında geziyorum sanıyorlar, oysa Yuşa Haretleri’nde duadaydım

Size bu manevi yolculuğunuzda destek olan birileri oldu mu? 

Çengelköy’de cami imamı olan çok kıymetli bir Avni hocam var. Bana bu süreçte en çok o destek oldu. Yılbaşında herkes beni mekanlarda geziyorum sanarken, biz gece Avni hocamla Yuşa Hazretleri’nde dua ediyorduk.

Koca adam minik köpekle gezmeye utanmıyor mu?

En yakın dostunuz kim şimdi? 

En yakın dostum Bıcır, bir köpek. Rahmetlinin bana yazdığı bir şiir vardı ayrıldıktan sonra. Derdini duvarlara, yastıklara anlattığını söylüyordu. Ben nasıl ki onu duvarlarla dost yaptımsa, şimdi benim de dostum bir köpek. Her şeyimi ona anlatıyorum. Ama ben şanslıyım ki benim dostum en azından canlı. Duvarlar insanın üstüne üstüne gelir, oysa köpek üzüntünğ hissedip yanına ilişir. Koca adam yanında bu minik köpekle dolaşmaya utanmıyor mu diyenler var, bilmiyorlar ki aslında utanacak çok şey var…

Ürün Dirier/Karar.com

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERürün dirier  can tanrıyar  karar