UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

6 MADDE İLE NİKOLA TESLA'NIN ÖLÜMÜNDEN SONRA EL KONULAN NOTLARI VE SEBEP OLDUĞU FACİA!..

6 MADDE İLE NİKOLA TESLA'NIN ÖLÜMÜNDEN SONRA EL KONULAN NOTLARI VE SEBEP OLDUĞU FACİA!..

6 MADDE İLE NİKOLA TESLA'NIN ÖLÜMÜNDEN SONRA EL KONULAN NOTLARI VE SEBEP OLDUĞU FACİA!..

Füzyon tepkimeleri oluşturmak ve bundan enerji elde etmek şu anki teknolojilere göre imkânsıza yakın fakat işin içinde Nikola Tesla’nın adı geçince insan ‘acaba’ demekten kendini alamıyor. İşin en ilginç yanına geleceğim, çok da şaşıracaksınız, fakat öncesinde gelin biz füzyon konusuna, geçmişte bu konuda hangi deneyler yapılmış ve şu anda bu teknolojinin soyut anlamda kullanıldığı bilim kurgu filmlerine bir bakalım…

1.     1.Füzyon nedir?

Biraz soyutsal bilgilerle başlayalım..

Füzyon yani diğer bir isimle nükleer kaynaşma, parçalanmanın tersine çok hafif iki çekirdeği birleştirerek daha ağır bir çekirdek oluşturmak ve bu şekilde açığa çıkan bağ enerjisini kullanmaktır. Bu işi denetim altında yapabilmek oldukça zordur. Çekirdekler birbirlerini büyük bir güçle iterler. Bu işi yapabilmek için iki çekirdeğin birbirine yaklaşmasını ve aradaki itme kuvvetini ortadan kaldırabilecek büyük bir kuvvet gerekmektedir. Bu kuvvetin oluşabilmesi, 20-30 milyon bir sıcaklıkla aynı değerdedir. Dünya üzerindeki hiçbir katı madde böyle bir sıcaklığa dayanamayacağı için yeryüzünde henüz böyle bir düzenek hazırlanamamıştır.

Şu an böyle tepkimeler sadece bize çok uzak yıldızlarda -Güneş- meydana gelmektedir ve insanlığın şu anki hedefi yapay nükleer füzyonu yaratıp, Dünya’da ve evrenin keşfinde nasıl kullanabileceğimiz üzerinedir.

2. Tesla’nın notları Sovyet ajanlarının eline geçiyor.

Birçoğumuzun bildiği gibi Nikola Tesla 86 yaşındayken New Yorker Oteli’nin bir odasında kalp yetmezliği sebebiyle hayata veda etti (7 Ocak 1943). Ölümü sonrasında Tesla'nın tüm çalışmalarına FBI tarafından el konuldu; notları anlaşılamıyordu belki ama tüm bilgileri değerliydi. Buraya kadar ki konular bilinen şeylerdi fakat notlarda neler vardı? İşte bu büyük bir gizem olarak halen değerini koruyor…

Tesla'nın elektrik, elektriğin ücretsiz iletimi ve enerji verimliliği üzerine çalışmalarının bulunduğunu çoğu bilim insanı biliyordu. Ancak bunun nasıl olduğunu ve çalışmalarının hangi boyutta olduğunu tahmin edilemiyordu. Bu çalışmalardan birisi de -iddia edildiğine göre- soğuk füzyon. Tesla öldükten sonra ABD’li bilim adamlarına bu çalışmalar ne kadar gösterildi bilmiyoruz. Ama çalışmaları dikkatle inceleyen ve soğuk savaşın önemli aktörleri olan ajanlar vardı ve doğanın tabiatı gereği işin içine girdiler ve SSCB ajanları bir şekilde notları Rusya’ya ulaştırdı. Bu notlardan yola çıkarak SSCB 'li bilim adamları, uzun çalışmalar sonucu bu yeni buluşu teoriden pratiğe dönüştürme adımını atabileceklerini düşünüyorlardı ki; enerji konusunda sıkıntılı durumda olan SSCB yönetimin de bunun için her türlü fedakârlığı yapacaktı. Eğer deney başarılı olursa enerji darboğazından çıkıp, enerji krallığını kuracaktı Sovyetler. İki kutuplu dünyayı, Sovyet dünyası yapacaklardı.

3. Deney 26 Nisan 1986’da durduruluyor…

Sovyetler Birliği hemen deney için santral inşa etmeye başladı, elde edilecek sonuçlarla artık enerji sorunu tarih olacaktı onlar için; ama tabi ki bu düşünce Amerika’nın gözünden de kaçmadı. Bu kadar yoğun bir şekilde üzerine durulan bir nükleer santral aşırı şüpheliydi. Ne olduğunu bilmedikleri bu deneyin durdurulması için Amerika çalışmalara başladı. Deney 26 Nisan 1986'da durduruldu. Hem de uzun süreli izler bırakarak. Bir nükleer reaktörde olabilecek son şey, büyük bir patlama. Sonrasında uzun yıllar boyunca ve hala buna bağlı nedenlerle ölen insanlar ve tabi hala enerji için öldürülen insanlar, savaşlar…

Burası SSCB’nin, Ukrayna Sovyet’inde yer alan Çernobil…

4. Faciadan sadece 3 sene sonra…

Bu facia ile alakalı elde net ve somut deliller olmasa da Amerika’nın füzyon olayıyla ilgilendiği kesin. Çünkü patlamadan hemen sonra Amerika’da füzyon konusu ile alakalı çalışmalar katlanmış, dergiler basılmaya başlanmış ve Amerika büyük yatırımlar yapmaya başlamıştır bu konuya.

Çernobil Faciasından sadece 3 sene sonra Amerika tüm olanaklarıyla bu konuya eğildi, binlerce bilim insanı bu konuda çalışmalar yaptı. Amaç tabi ki enerji bağımlılığını yok etmek ve dünyaya hakim olmaktı..

Bu çalışmalardan belki de en ünlüsü Utah Üniversitesi profesörlerinin yaptıkları fakat rezillikle sonuçlanan deneydir.

5. Soğuk füzyon deneyi.

23 Mart 1989’da Utah Üniversitesi’nde çalışan iki bilim insanı Stanley Pons ve Martin Fleischmann bir basın toplantısı yaparak sıradan laboratuvar cihazlarını kullanarak laboratuvar ortamında soğuk füzyon gerçekleştirdiklerini ve bu yöntemin faydalı enerji elde etmek için kullanılabileceğini duyurdu. Bu toplantıyı takip eden iki ay içinde tüm dünyada eşi emsali görülmemiş ölçüde medyatik bir tartışma gelişti. İlk başlarda bilim insanlarını da kapsayan iyimser bir hava oluşmuş olsa da, sonuçta kuşkucu ve sorgulayıcı kanaat egemen oldu.

Yapılan toplantılarda Pons ve Fleischmann’a sorular yöneltiliyor, bin bir türlü bahanelerle bu sorular geçiştiriliyor fakat deneyle ilgili doğru düzgün bilgi olmayınca kesin olarak soğuk füzyonun gerçekleşmediği söylenemiyordu.

Bu söylentiler bile Amerika’nın dönemin parası ile bu işe 5 milyon dolar gibi bir bütçe ayırmasına yetecekti. Binlerce bilim insanı bu konuya yoğunlaştı. Çünkü deney sonunda elde edilecek sonuç muazzamdı.

Tüm yapılan çalışmalara rağmen sonuç fiyaskoydu. Apar topar tüm çalışmalar durduruldu ve başlangıçtaki iyimser hava ile alkışlanıp üniversite idarelerince önlerine milyon dolarlar koyulan “mucitler” daha sonra dışlanıp çalıştıkları kurumlardan uzaklaştılar.

6. Hollywood füzyon enerjisini kullanmaya başladı bile…23 Mart 1989’da Utah Üniversitesi’nde çalışan iki bilim insanı Stanley Pons ve Martin Fleischmann bir basın toplantısı yaparak sıradan laboratuvar cihazlarını kullanarak laboratuvar ortamında soğuk füzyon gerçekleştirdiklerini ve bu yöntemin faydalı enerji elde etmek için kullanılabileceğini duyurdu. Bu toplantıyı takip eden iki ay içinde tüm dünyada eşi emsali görülmemiş ölçüde medyatik bir tartışma gelişti. İlk başlarda bilim insanlarını da kapsayan iyimser bir hava oluşmuş olsa da, sonuçta kuşkucu ve sorgulayıcı kanaat egemen oldu.

Yapılan toplantılarda Pons ve Fleischmann’a sorular yöneltiliyor, bin bir türlü bahanelerle bu sorular geçiştiriliyor fakat deneyle ilgili doğru düzgün bilgi olmayınca kesin olarak soğuk füzyonun gerçekleşmediği söylenemiyordu.

Bu söylentiler bile Amerika’nın dönemin parası ile bu işe 5 milyon dolar gibi bir bütçe ayırmasına yetecekti. Binlerce bilim insanı bu konuya yoğunlaştı. Çünkü deney sonunda elde edilecek sonuç muazzamdı.

Tüm yapılan çalışmalara rağmen sonuç fiyaskoydu. Apar topar tüm çalışmalar durduruldu ve başlangıçtaki iyimser hava ile alkışlanıp üniversite idarelerince önlerine milyon dolarlar koyulan “mucitler” daha sonra dışlanıp çalıştıkları kurumlardan uzaklaştılar.

6. Hollywood füzyon enerjisini kullanmaya başladı bile…

Hollywood son senelerde özellikle bilim kurgu filmlerinde mühendislik konularını fazlasıyla işliyor bildiğiniz gibi. Enerji üzerine yapılan çalışmalardan sonra bol bol bu konu işlenmeye başlandı ve bu konudaki en son örnek de Iron Man (Demir Adam).

Film şöyle başlar: Yeni ürettiği üstün teknoloji roketleri Amerikan hükümetine tanıtmak amacıyla yola çıktıkları sırada bir örgüt tarafından saldırı yapılır ve Tony yaralanır. Gözlerini açtığında göğsünde bir delik ve o deliğe yerleştirilmiş araba aküsüne bağlı bir elektromıknatıs vardır. Elektromıknatıslar, elektrik akımı kullanılarak mıknatıs özelliği kazandırılan metallerdir. Akım var olduğu sürece mıknatıs özelliği de devam eder. Filmde bu prensiplerden yararlanarak Tony’yi hayatta tutan Profesör Ho Yinsen’dir.

Örgüt, Tony Stark ve Prof. Yinsen’den bir roket yapmalarını ister. Roket tamamlanana kadar onların tutsağı olacaklardır. Demir Adam zırhının temelleri bu şartlar altında bir kaçış planı olarak atılır; ama öncesinde Tony’nin beraberinde taşıdığı aküden kurtulması gerekmektedir. Bunun için babasından kalan bazı belgelere dehasını ekleyerek bir avuç içi reaktör yapar ve göğsüne yerleştirir. Bu, filmdeki adıyla bir ark reaktörüdür. Reaktör hakkında filmde fazla bilgi yok ancak paladyum çekirdeğe sahip olduğunu biliyoruz, bununla beraber çizgi romanda bunun füzyon enerjisi olduğu da belirtilmektedir. Filmin, 20. yüzyıl bilim dünyasını bir süre meşgul edip sonunda fiyaskoya dönüşen soğuk füzyondan ilham aldığını göz ardı edemeyiz. Sonuç olarak Tony, göğsünde nükleer reaktör taşıyan bir süper kahraman. Bu reaktör, Yinsen’in yerleştirdiği elektromıknatısa enerji sağladığı gibi Demir Adam zırhının da enerji kaynağı.


ONEDİO

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERnikhola tesla