'Yaz'ın Öyküsü'-Üç kişinin aile olma savaşı
Nergis Otluoğlu Akoğlu, Gamze Arslan, Hasan Cömert, İlker Arslan ve Cem Görgeç’in kaleme aldığı ‘Yaz’ın Öyküsü’nün yönetmen koltuğunda Yağız Alp Akaydın oturuyor. Dizi her pazar saat 20.00’de Kanal D’de ekrana geliyor
VİLDAN ATASEVER:
İnanmadığım rolü oynamam
‘Umut’u sizden dinleyebilir miyiz?
Birçok kadının maruz kaldığı sıkıntıları yaşayan, kendisine dayatılanlarla mücadele eden, güçlü biri. Çocuk ve genç kız rollerinden sonra anne rolüyle izleyici karşısındasınız, nasıl bir duygu?
Kendi yolculuğuma baktığımda hemen hemen aynı yaş grubunda ama tamamen birbirinden zıt karakterler canlandırdığımı görüyorum. Bana bambaşka bir bakış açısı kazandırdığını ve kazandıracağını düşünüyorum. Beni zorlayacak karakterleri oynamayı tercih ediyorum. Benim dışımda olan karakterlerden heyecan duyuyorum her zaman.
Çocuğu doğumda öldü sanan ve yıllar sonra yaşadığını öğrenen anneyi canlandırırken neler hissediyorsunuz?
Bir oyuncunun ne hissettiğini anlatması bir ressamın o resme bakan insanların nasıl bakması gerektiğini ya da bir edebiyatçının okurun hayal dünyasının nasıl olması gerektiğini anlatması gibi geliyor. Bu aşamadan sonra seyircinin ne hissettiği daha önemli.
Reyting çekinceniz var mı?
Tek kaygım hikayemlizin derinliği, canlandırdığımız karakterlerin gerçeğe yakın olması.
Bizim işimiz fikre, hikayeye hizmet etmek. Her hafta canlandırdığım karakteri daha en gerçekçi hale nasıl ulaştırırım, onu düşünüyorum.
Set ortamı nasıl?
Düzenli ve doğru iletişimin olduğu bir ekip çalışması içindeyiz. Havanın zorluğuna tanıklık ediyoruz fakat işimizi yaparken aldığımız keyifle beraber birçok zorluğun üstesinden geliyoruz. Sıcaklar aramızda eğlence konusu bile oluyor diyebilirim.
Her diziden sonra belli bir ara veriyorsunuz. Yüzünüzü mü dinlendiriyorsunuz?
Bir sonraki işimin her anlamda farklı olmasına dikkat ediyorum. İşim duygularla o yüzden inandığım ve beni büyütecek farklı bakış açıları olan karakterlere can vermek derdindeyim. Bugüne kadar inanmadığım hiçbir karakteri oynamadım. O yüzden acele etmeden seçme hakkımı kullanıyorum. Farklı roller peşindeyim.
Diziye başlamadan önce kilo vermiştiniz.
Kilo vermek gibi bir çabam olmadı. Düzenli spor yapmaya ve beslenme alışkanlığımı mükemmelleştirmeye çalışıyorum. Sağlığım kendime ve mesleğime olan borcumdur.
TANSEL ÖNGEL:
Keyifli tepkiler geliyor
‘Mert’ nasıl bir karakter?
Özgür ruhlu, maceracı, sıra dışı, kendi alışkanlıklarına bile çok bağlı olmayan bağımsız bir karakter.
Baba olmadan rolü oynamak nasıl?
Baba olsaydım daha kolay olurdu diye tahmin ediyorum. Ama ‘Mert’in baba olduğunu sonradan öğrenmesi benim için avantaj oldu. 18 yıl kızıyla birlikte büyümüş bir babayı oynamak benim için çok daha zor olurdu.
Baba rolü gelince, yaşlandığınızı düşündünüz mü?
Hayır. Ama her geçen saniye zaten yaş alıyoruz. Ömrümüz o nihai sona doğru yol alıyor. Ama kendimi yaşlanmış hissetmiyorum. Artık üniversite öğrencisi rolü oynamayacak olmak hoşuma gidiyor. Çünkü 30 - 40 yaş aralığının da çok tatlı bir tarafı varmış. Hele ki 31 - 32 yaşlarından sonra çok daha güzel oluyormuş. Biz mesleğimizden dolayı biraz geç olgunlaşıyoruz. Zaten çağ öyle bir çağ. Erkekler çok daha geç olgunlaşıyorlar. ‘Hamdım, piştim, oldum’ lafı vardır ya, ben işte o piştim aşamasında hissediyorum. Yaşlılık ya da yaşlanmaktan ziyade güzel bir yaş almaya tezahür ediyor. Bundan da mutluyum.
Rolünüz için nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Çok riskli bir roldü. Önce baba olmayı reddeden bir karakter. Ama seyirci çok sevdi. Böyle farklı adamlar iyi yazılır ve iyi yönetilirse güzel oluyor. Sokakta çok güzel tepkiler alıyorum. ‘Yaz’ı üzmeyin’ diye bana kızdıkları da oluyor. ‘Bak iyi baba olacaksın ama motoru da satmayacaksın değil mi?’ diye soruyorlar. Çok keyifli tepkiler geliyor. Umarım bu güzel tepki- ler katlanarak devam eder.
Her hafta reytingde birinci olmanızın başarısını neye bağlıyorsunuz?
Öncelikle iyi bir ekip ol-duk diyebilirim. Her sette bu söylenir ama bizimkisi gerçek. İşini seven insanlar bir arada. Bu kadar yoğun tempoda çalıştığımız halde herkesin yaptığı işi sevmesi, güler yüzlü olması gerçekten mucize gibi. Burada tabii ki D Yapım’ın büyük rolü var. Uygulayıcı yapımcım Ayşıl Tay ve yönetmenimiz Yağız Alp Akaydın’ın isminin kesinlikle zikredilmesi gerekiyor. Diğer oyuncu arka- daşlarım da müthiş özverililer. Vildan (Atasever) ve Ece (Çeşmioğlu) de harikalar. Ve tabii senaryo da muhteşem. Senaryo iyi olmazsa verdiğiniz emek bir yerden sonra boş oluyor.
Ekrana 1.5 sene ara vermenizi nedeni var mı?
Beklediğimiz, istediğimiz projeler gelmedi. Gelen bazı işleri istedik ama teknik konularda anlaşılamadı ve olmadı. İçimden bir ses beklemem gerektiğini söyledi. Şu an ‘Mert’in doğru bir rol ‘Yaz’ın Öyküsü’nün de doğru bir proje olduğunu düşünüyorum. Doğru bir karar verdiğimi gördüm.
VİLDAN ATASEVER - UMUT
36 yaşında... Yaptığı televizyon programıyla özellikle kadınlar tarafından çok seviliyor. Kızına yıllar sonra kavuştuğunda çatışmalar yaşar.
TANSEL ÖNGEL - MERT
Kural tanımaz, maceracı, yardımsever ve tutkulu bir adam. Birden hayatına girecek olan Yaz’a babalık yapmak için çalışır.
ECE ÇEŞMİOĞLU - YAZ
Dikkat çekici, aykırı ve tehlikeli. Annesi Umut ve babası Mert’i tanımamış. Dedesi Doğu’nun, annesi Umut’a oynadığı oyunla kimsesiz kalmıştır.
ÇAĞDAŞ ONUR ÖZTÜRK - TUNÇ
Zengin ve çekici bir adam. Umut’un programının yapımcısı olan Tunç aynı zamanda Umut’a tutkuyla bağlıdır.
BATUHAN EKŞİ - EGE
Üniversitenin popüler ve zengin çocuğu. Tunç’un kardeşi Ege, abisiyle sık ssorumluluk, hayat ve çalışma konusunda çatışmalar yaşar.
TUĞÇE AÇIKGÖZ - EKİM
18 yaşında. Duru bir güzelliği olan, naif, duygusal anlamda güçsüz, intihara meyilli, bağımlı kişilik yapısına sahip bir genç kız.
HÜRRİYET
