Yakışıklı veya güzel. Birikimlerini doğru yaptıkları için maddi sıkıntıları yok ve akıllılar.
Tek eksikleri kuramadıkları yuvaları. Nedenini sorduğunuzda;
– Bizim alemde evlenilecek kişi yok.(Bulunduğun alem bu
kadar kötüyse ne işin var orada)
– Zamanı gelmedi.
– Kısmet
– Şöhretimi kaldıramazlar
– O iş bir kere olur. Ayrılırsak hele birde çocuk olursa diye
korkuyorum.
Gibi onlarca cevap alırsınız. Aslında tek neden var. Anneleri.
Sorulduğunda evlatları bilir. O kimi sever ve isterse o kabulümdür der ama duyguları reddeder gerçeği.
Anneler evlatlarına en iyi, en güzel eşi hayal eder. Ama o hayali uğruna bazen evladın kurmak isteyeceği aileyi mahveder. Uymamıştır kendi beklentisine aday. Üstelik evladı kocasının yerini almıştır çoğunda.
Çoğu kocasını çocukları küçükken kaybetmiş ya da ayrılmıştır. Çevre baskısı nedeni ile genç yaşta kendini ‘çocuklara adamak’ zorundadır. Zaten yeniden evlense emanet edemez üvey baba’ya çocukları. Eh çocuklarda annelerini babalarından başka erkekle düşünmek dahi istemez.
Çocuklardan biri ve özellikle erkek olan yavaş yavaş annenin kocasında özlediklerini, hayal edip bulamadıklarını sunmaya başladığında iş işten geçmiş olur. Delikanlı veya genç kadın için en büyük istek para kazanıp annesini rahat ettirmek değil midir? Çok çekmiştir anacığı. Hem anne hem de baba olmuştur.
Anahtar burada. ‘Hem anne hem de baba’ olmakta. Duygusal acındırma. Bağımlı kılmaktan başka bir sonucu yoktur.
İNCİ YEŞİLYURT
