· Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? (Çocukluk ve Eğitim)
Londra’da büyüdüm ve West Minister College Hotelcilik Okulu’nda 4 yıl Otel Yönetimi Eğitimi aldım. Otel Yönetimi okurken birçok alanda bilgi sahibi oldum. Bunlardan biri de mutfak ve aşçılık eğitimiydi. Klasik Fransız Mutfağını öğrenme şansım oldu. Okula devam ederken bir yandan da part time olarak çeşitli Grand Hotellerde garsonluk yaptım. Birçok banket mutfakta görev yaptım. Londra’daki Parlamento Evinde yapılan organizasyonlarda dahi yer aldım. Hotel endüstrisinde de 5-6 ay yine part time olarak çalıştım. Almanya’da Grand castle Hotelde aynı zamanda İngiltere’de Oxford’a yakın çok ufak butik bir otelde çalıştım. Burada her şeyi yaptım diyebilirim. Misafirlerin odalarını temizlemek, barda çalışmak hatta mahzendeki bira fıçılarını değiştirmeye varana kadar birçok işte çalıştım. İnanılmaz insanlarla çok güzel bir deneyim yaşadım burada.
· Turizm sektörü ilk işiniz miydi? Başka işler de yaptınız mı?
Hoteller benim her zaman benim ilk aşkımdı ve her zaman da böyle devam etti. Bugüne kadar part time catering işlerim hariç hep otellerde çalıştım. Buckingham Sarayı’nın Royal Garden Party’lerini düzenleyen bir catering firmasında da görev yapmıştım. Unutulmaz anılarla dolu bir deneyim olmuştur benim için. Aynı firma ile Wimbledon Tenis Turnuvası’nın organizasyonları için de görev yapmıştım. Ayrıca Baş Gardon olarak birçok hafta sonu organizasyonlarında ve düğünlerde görev yaptım. Dönemin birçok ünlü politikacısına da bu anlamda hizmet vermiştim.
· Turizm sektörüne nasıl başladınız? Giriş hikayenizi anlatır mısınız?
Babam göçmendi ve birçok ülkede mühendis olarak çalıştı. Babamı Tayland’a ziyarete gitmiştim o dönemde orada görevliydi. Bölgede oteller ve verilen yüksek seviyedeki hizmet beni oldukça etkilemişti.Buradaki oteller beni işim için burayı ziyaret etmeye teşvik etti ve sonunda 1992’de Bangkok’a döndüm ve burada 6 sene çalıştım.
Lise yıllarımdan itibaren turizm alanında ve otelcilikte çalışmak istedim Bunun için de ülkenin en prestijli otelcilik okuluna, West Minister’a başvurdum. Görüştüğüm kişi bana neden otelcilik sektöründe çalışmak istediğimi sordu. Ben de yeni yerler gezmeyi ve yeni insanlarla tanışmayı çok istediğimi söyledim. Bana neden bir otobüs şirketine başvurmadığımı sordu. Tabii ki de şaka yapıyordu. Okuldan mezun olduktan sonra ilk işim Zürih’te bir Fransız Restaurantında çalışmak oldu.
Daha sonra Asya’ya hareket ettim ve burada 30 yıldan fazla birçok farklı ülkede zaman geçirdim.
· Türkiye’de turizm sektörüne kendini adamış herkes size büyük bir hayranlık duyuyor. Şöhretiniz ülkemizde bulunan turizmciler arasında bir hayli konuşuluyor. Bunu nasıl başardınız?
Bu sorunuzla gururumun okşandığını söyleyebilirim. İş ortaklarınızla iletişim halinde olmak, onların ve müşterilerinin geri dönüşlerini dinlemek, karşınıza çıkacak fırsatlar ve aksiyonlar hakkında size yol göstericidir. Misafirlerinizi anlamak için dinlemek, konuşmaktan daha önemlidir her zaman benim için. Otel yöneticileri her zaman için alçak gönüllü ve gösterişsiz olmalıdır. Esnek ve seven olmalıdır. Küstah ve kibirli olmamalıdır. Misafirlerinizin sizinle iyi iletişim kurmanızı kolaylaştırmanız onlar açısından olumlu karşılanacaktır ve iletişiminiz daha iyi olacaktır. Bu konu işinizde önemlidir. Jumeirah gibi lüks bir markada çalışıyor olmak bana kendimi güvenli hissetmemi sağlıyor. Jumeirah’ın “Stay Different” felsefesi bana misafirlerimize hayran kalacakları cömertçe servisleri sunma olanağı sağlıyor. Mutlu misafirlerimizin olumlu yorumları, Türkiye’deki acentelerimize olumlu yansımakta ve böylece de otelimizin tanıtımı artmaktadır. Bu bir ekip işidir ve ekibimi hep büyük bir hassasiyetle seçerim.
· Bu sektörde sizi ayrıcalıklı kılan şey ne peki? Nedir sizin otelcilik anlayışınız?
Hotel Yönetimi’ndeki kişiler sanat veya bilimden ziyade çekirdekten yetişen ve farklı disiplin ve fikirden oluşan insan topluluğudur. Yeme içme, satış pazarlama gibi. Ancak hepsi bazı temel gereklilikleri yerine getirmek durumundadır. Oteli en yoğun seviyede tutmak ve en başta misafirlerin ve çalışanların memnuniyetini maksimum seviyede tutmak. Bu hedefi yerine getirdiğiniz taktirde diğer bir görev kar etmektir.
Modern bir hotelde basit bir işletme ama birbirinden karmaşık sistemler yer almaktadır. Burada önemli olan hoteldeki ekipmanlar değil insandır. Yemeği yapacak olan, odaları temizleyecek olan, telefona cevap verecek olan güler yüzlü insandır.
· Sizi tercih eden misafirlerin neredeyse hepsi otellerinizden mutlu ayrıldı. Bu sektörde insanları mutlu etmek, her beklentilerine cevap verebilmek neredeyse imkansızken siz bunu nasıl başarıyorsunuz? Neden Herkes Jumeriah’tan gülümseyerek ayrılıyor?
· Vittaveli’de misafirlerimizin tercihlerini ve öne çıkan özelliklerini ortaya çıkarmaktır. Bu şekilde nelerin onları mutlu edeceğini ve memnun kalacaklarını tahmin etmeye çalışıyoruz. Eğer bir gün kahvaltıda misafir cappucino isterse, diğer konakladığı günlerde cappucinosu kendisi sormadan gelmelidir. Birlikte çalıştığınız insanları ve çalışanlarınızı mutlu etmek bu işte başarılı olmanızın ana kuralıdır.
Şuanda çalışanlarımızın kantinini daha da büyütüp büyük bir teras haline getiriyoruz. Burada kendileri yemek dahi yapabilecekler. Kendileri için daha büyük bir spor merkezi oluşturuyoruz. Buraya misafirlerimiz gelip futbol maçlarını dahi izleyebilir. Ayrıca Belirli izin günlerinde çalışanlarımızın güvenli rahat bir botla Male Merkez’e gitmelerini sağlıyoruz. Çalışanlarımızın misafirlerle iletişim kurmaları konusunda teşvik ediyoruz. Onların isteklerine maksimum seviyede yanıt vererek İnanılmaz Maldiv anılarıyla buradan ayrılmalarını istiyoruz.
· Bu pozitif enerjinizi nereden alıyorsunuz?
Kendini otomatiğe bağlı olarak çalışan bir insanım. Hep daha ileriye gitmek isteyen rahat etmeyi düşünmeyen bir kafa yapım vardır. Beni en çok mutlu eden şey misafirlerden gelen Otelle ilgili olumlu yorumlar, otelin ne kadar ileriye gittiği ve çalışanlarımızın işine ne kadar heyecanla ve mutlulukla sarıldıklarıdır. Kısacası insan enerjisi de diyebiliriz.
· Sizce bu sektörde bayanlarımı yoksa erkeklerimi memnun etmek daha kolay?
Bu benim için zor bir soru çünkü her insanın cinsiyet ayırmaksınız farklı dinamikleri, duygusal ve fiziksel istekleri olabilir. Önemli olan maksimum seviyede taleplere cevap verebilmektir ve biz hep bunun için çalışmaktayız.
· 2015 yaz sezonu Dünya Turizm Sektörü açısından sizce nasıl geçecek? Genel bir değerlendirme alabilir miyiz sizden?
Turizm, dünyada milyonlarca insana çalışma fırsatı sunan muhteşem bir iş koludur. İnsanlar arasındaki bariyerleri kaldırır ve bakış açılarını değiştirir. Dünya git gide daha karmaşık bir hal alıyor ancak tüm zorluklarına rağmen 2015 yılının daha iyi geçmesini umut ediyorum.
· Daha önce Türkiye’de hiç bulundunuz mu?
İstanbul’da partnerlerimizle görüşmek üzere birçok kez bulundum. Avrupa’da en sevdiğim yerlerden biridir. Gelecekte ailemle birlikte Türkiye’nin çeşitli bölgelerini gezmek istiyorum.
· Ülkemiz hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Türkiye modern, kozmopolit ve çok sevecen insanların yaşadığı bir ülke. Batı’yla doğuyu birleştiren çok eski bir tarihe sahip, kumsalları şehirleri ve farklı destinasyonlarıyla turizm açısından misafirlerin ilgisini çekebilecek birçok avantaja sahip. İstanbul’a her gelişimde mimarisi beni çok etkilemiştir. Kendimi izlemiş olduğum aksiyon filmlerinde gibi hissederim. İstanbul benim için her zaman etkileyici olmuştur.
· Ülkemizde sizin gerçek anlamda hayranınız olan binlerce Turizmci var. Özellikle burada ki genç turizmcilere ne gibi önerilerde bulunursunuz?
Hangi sektörde çalışıyor olursanız olun, yapmış olduğunuz işe tutkuyla bağlı olmanız o işteki başarınızı etkileyen önemli bir faktördür. Sektörün gerektirdiği fedakarlıklara katlanmanız gerekecektir. Örneğin, bir Resort’te çalışıyorsanız herkes rahatına bakarken sizin mesai yapmanız kaçınılmazdır. Bu durum birçok insanla tanışma fırsatı sunmaktadır. Turizm sektöründe hayat var diyebilirim. Bu sektör hiçbir zaman kaybolmayacaktır ve seçmeniz durumunda her zaman güzel iş fırsatları karşınıza çıkacaktır.
LIFEGOESON MAGAZİN
