UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

EKRANLARIN SEVİLEN YÜZÜ SABA TÜMER'DEN İDDİALI AÇIKLAMALAR: "BENİM KADAR CESUR TELEVİZYONCU YOK!.."

EKRANLARIN SEVİLEN YÜZÜ SABA TÜMER'DEN İDDİALI AÇIKLAMALAR: "BENİM KADAR CESUR TELEVİZYONCU YOK!.."

EKRANLARIN SEVİLEN YÜZÜ SABA TÜMER'DEN İDDİALI AÇIKLAMALAR: "BENİM KADAR CESUR TELEVİZYONCU YOK!.."

İşte Milliyet’te yer alan o samimi röportaj:

TV8’de ekrana gelen ‘Oyuna Geldik’ programının sunucusu Saba Tümer, bambaşka bir formatla izleyici karşısına çıktı. “Eski yaptığım işten sıkılmıştım” diyen Tümer’le kariyerinde yaşadığı zorlukları ve ilişkilere bakış açısını konuştuk. Program nasıl gidiyor?

Çok eğleniyoruz. Konuklar, stüdyodan “Tekrar geleceğim” diye çıkıyor. Ama programın matematiği beni yoruyor. Altı ünlü konuk ağırlıyoruz, onların arkadaş olması önemli. İsimler, listeler, o onunla mı olur, bu bununla mı... Devamlı elimde kağıt kalem var.

 Bugüne kadar farklı formatlarla izleyici karşısına çıktınız. ‘Saba ile Oyuna Geldik’i kariyerinizde nasıl konumlandırıyorsunuz?

Kendimi denemeyi ve yenilikleri seviyorum. Yapabileceğime inandığım her şeyi yapmak istiyorum. Bu programın kariyerimde beni, 3 - 5 çıta daha yukarı götüreceğini biliyorum. Öngörümde de yanılmadım. Değişimden ve yenilikten korkmam, korkulmaması gerektiğine de inanıyorum. Her yenilik insanın zekasını çalıştırıyor,  enerjisini değiştiriyor.  Onun için yeniliklere açık olmak lazım.

 Nasıl karar verdiniz böyle bir program yapmaya?

Formatı görünce, yapmak istediğime karar verdim. Eski yaptığım işten sıkılmıştım, haz almıyordum zaten. Haz almamaya başlayınca yaptığım şeyi değiştiriyorum. Bu formatı bulunca “Alalım, alalım” diye tutturdum, aldılar. 

 Geçmişe dair pişmanlıklarınız var mı? 10 yıl öncesine dönseydiniz, neleri değiştirirdiniz?

Hepsini yapardım, “Yapmazdım” dediğim bir şey yok. İstediğim şeyleri yaptım. Çok şükür ki, hayat da beni o şekilde yönlendirdi. 

 Çocuk istemediniz mi?

Hayat denk getirse yapardım, denk getirmediğine göre kafa yormaya gerek yok.

O kadar çok ince düşüncelere girmeyi sevmiyorum. Olan hayırlı, olmayan da hayırlı sonuçta. Vardır yukarısının benim için bir bildiği. Zorlamayı seven biri değilim. Hayırlı olan gelecektir, akışta olup beklemekte fayda var. 

‘Özel hayatımda başarısızım’

 “Bir erkeğe ihtiyacım olduğunu yeni fark ettim” demişsiniz...

Kendine çok soru soran biriyim. Kendimi sorgulaya sorgulaya bu sonuca vardım. Hayatımda bir erkeğe ihtiyacım varmış ama muhtaçla, ihtiyaç kavramını tamamen karıştırmışım. Şu anda bunun farkındayım.

 Kalbiniz  dolu mu peki?

Kalp bu, dolar boşalır (kahkahalar). Sonuçta karşındaki insan, senin ona değer verdiğin kadar var. Belki de hiç yok...

 Doğru, her şeye biz anlam yüklüyoruz aslında...

Aynen öyle. O an onunla onu yaşamak, onu hissetmek istiyorsun. Deli gibi bir anlam yüklüyorsun. Sonra bir bakıyorsun ayrılmışsın ve hiçbir şey olmamış gibi. Demek ki ben varsam, sen varsın. Bu izleyici de, arkadaş da, sevgili de olabilir. İşte o kafaya geçince daha bir rahatladım. Bir söz var; sen gökyüzüsün, gerisi hava. Ben de “Gökyüzüyüm” diyorum, olumsuz şeylerden etkilenmemeye çalışıyorum.  Bu kafaya yeni geçtim. Tabii  düşüncelerim devamlı değişiyor. Yarın öbür gün deli gibi aşık olunca “Ben gökyüzüyüm, sen hava” diyebilecek miyim bilmiyorum.

 Evliliğe bakışınız nasıl?

Hayatımı paylaşmak istediğim biri çıkarsa neden evlenmeyeyim? Tabii ki evlenirim, evlenmek de isterim. Tek denemediğim o kaldı, onu da deneyeyim herkes rahatlasın.

Bence bir insanın hayatında muhakkak ki bir başarısının olması lazım. Çok şükür kariyerimde çok büyük başarılar elde ettim. Özel hayatımda ise başarı elde edemedim, başarısızım, bunu kabul ediyorum. Ama  “Onu da başaracağım” diye direnmiyorum, olursa olur.

‘Geçişler kolay olmadı’

 Sektördeki yolculuğunuzda şansınız hep yaver gitti mi?

Doğru zamanda, doğru seçimlerde bulundum. Ve cesur seçimlerde bulundum. Haberciliği bırakıp, programcılığa geçtim. Programcılık yaparken Show TV’yi bırakıp, Okan’la (Bayülgen) çalışmaya başladım. Gece programı yaparken, gündüz kuşağına geçtim. Hepsinde risk aldım. Yaptığım her tercihte de eleştirildim. Ama ben insanların ne düşündüğüyle ya da fikirleriyle ilgilenmiyorum. Hayat benim hayatım... Şu ana kadar benim kadar cesur kararlar alıp, uygulamış ve başarmış hiçbir televizyoncu yok! Hepsi sabit olanı seçip, 20 yıldır aynı şeyi yapıyor. Dedem de yapar onu, ne olacak ki!

 O geçişlerde neler  yaşadınız, adapte olma  süreci nasıl geçti?

Çok zordu! Bunalımlar, antidepresanlarla geçti. Ama oldu mu, oldu. Bir de şöyle bir şey var; ben risk alıyorum ama temkinliyimdir. Yapamayacağıma  inanmadığım bir şey yapmadım, hep kapasitemi bildim.

‘Kahkaha atmak kırılma noktası olabilir’

ABD ve İsviçreli bilim adamları her fırsatta kahkaha atabilen insanların sırrının DNA olabileceğini belirledi. Kahkahanızın sırrı çözüldü sanırım.

Genetiği inceleyen kişiler incelemişler ve bu sonuca ulaşmışlar. Baksana; bir araştırma konusu olmuş, ne güzel. Hoşuma gitti. Keşke herkes kahkaha atıp, gülebilse. Hem ruh durumunu, hem metabolizmayı, hem mutluluğu etkiliyor. Kahkaha yogası diye bir şey var sonuçta. İnsanlar serotonin hormonunu salgılayabilmek için üstüne para veriyorlar.

Her daim mutlu bir tip misiniz?

Çok şükür mutluyum. Sağlığım yerinde, işim gücüm var. O açıdan bakarsan mutluyum tabii. Ama bir mutluluk böceği olarak dolaşmıyorum.

Aileniz de şen şakrak  insanlar mı?

Egeli’yiz sonuçta... Mutlu bir aileyiz diyebilirim. Yaşanmış bütün trajedilere rağmen, ki gerçekten çok travmatik şeyler var, bir şekilde hayata tutunma arzusu olan bir aileyiz. Belki kahkaha atmak, bir şekilde kırılma noktamız olmuştur. Trajedi, trajedi nereye kadar? O tarz şeyleri bertaraf etmek için bir formül geliştirmiş olabiliriz. 

Milliyet/Cadde

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERsaba tümer