UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

CAN TANRIYAR’IN KİTABINA İLGİNÇ TEPKİLER! “İSTERSENİZ BANA SÖVEBİLİRSİNİZ,” YAZIP, BİR E-POSTA HESABI VEREN TANRIYAR’A NELER YAZILIYOR?

CAN TANRIYAR’IN KİTABINA İLGİNÇ TEPKİLER! “İSTERSENİZ BANA SÖVEBİLİRSİNİZ,” YAZIP, BİR E-POSTA HESABI VEREN TANRIYAR’A NELER YAZILIYOR?

 CAN TANRIYAR’IN KİTABINA İLGİNÇ TEPKİLER! “İSTERSENİZ BANA SÖVEBİLİRSİNİZ,” YAZIP, BİR E-POSTA HESABI VEREN TANRIYAR’A NELER YAZILIYOR?

Can Tanrıyar’ın “Yakarım Canını” isimli yeni kitabına çok ilginç tepkiler gelmeye başladı.

Kitabının kapağında, “Suratıma tüküreceklerini bile bile, rahmetli eşimin vasiyetini yerine getirmek ve bu kitabı yazmak zorundaydım” diyen Can Tanrıyar, kitabın sonunda da “İsterseniz bana sayıp sövebilirsiniz. Haklısınız, pişmanım” demiş ve yakarimcanini@gmail.com isimli E-Posta hesabı vermişti.

Tanrıyar, kitabın arka kapağında da, “Ahı’nı aldığım rahmetli eşim insaflı davranıp sadece benim onu yaktığım kadar yaktı canımı! Yoksa bu itirafları bile yazamaz hale gelir, pişmanlığımı bile dile getirecek şansı bulamazdım. Çünkü hak etmiştim! Kitabı okuyunca, bir insan kendi kendisini nasıl böyle acımasızca yargılayabilir diye düşüneceksiniz ve…” ifadesini kullanmıştı.

İşte Can Tanrıyar’ın verdiği mail’e gelen tepkiler:

“ARTIK YENİ ROTANIZA BAKMANIN ZAMANI GELMİŞ BENCE, BU HESAP KAPANMIŞ”

 

“Az önce saat 00.05 te kitabınızı bitirdim. Enteresan bir deneyimdi benim için.

Şimdi cennette sizi bekleyen bir meleğin, sizin cehenneminizde yaşadığı yıllarda kaleme aldığı öfkeli aşk mektuplarını/şiirlerini ve her bir yazısına istinaden sizin sonsuz acınıza pişmanlığınıza şahit olduk.

Bu kitap; kitaptan çok ,uzun bir özür ve iç hesaplaşma olmuş.Dedim ya benim için ilk oldu bu eser.Sizinle bir iki ortak noktamızda var bu arada..Bende bir aleviyim ve evliliğimin sonundayım...fakat sizin aksinize oğlum için her şeyi yaptım, eşim için de keza...fakat yaranamadım derler ya? Aha tam sırası, yaranamadım !

Biz sıradan hayatları olan,güç bela geçinen insanlarız.Fakat her şey eşimin kariyer hırsına kapılması ve başarılı olmasıyla bozulmaya başladı. (haa eşim sadece bir hemşire bu arada bir dahi falan değil) O güçlendikçe ben onunla gurur duyarken,o farkına varmadan gaddarlaştı.O onun için en samimi ve pazarlıksız kendisini seven ailesine (elbette oğlumuz hariç) anne babası dahil tahammülsüz olmaya başladı...ve 2 yıldır ayrı odalarda yaşayan biz....önümüzdeki günlerde boşanacağız....fazla uzatmak istemiyorum.Yani ilgi kime yönelirse ,ilginin hedefindeki insanın aşkını yok ediyor (elbette istisnalar hariç )...bence kural bu...bu dünyada, iki taraflı mutlu olmak ,mümkün gibi görünse de en azından ben inanmıyorum....böyle..

Şafak hanımın sizi affettiğini düşünüyorum,zira Allah’ında....yani Can bey (Şafak hanımın CANCAĞIZI) ,artık yeni rotanıza bakmanın zamanı gelmiş bence ,bu hesap kapanmış...

İlk sivrisineği de az önce gördüm,yine yaz gelmiş anlaşılan şimdi sabaha kadar durma uğraş.Sizde öyle Amerika ya falan gitmeyin öyle,gerek yok...siz sadece  Şafak ablanın size yazdığı mektuplara,özür karşılıkları yazdınız.Biraz sesli okuyunca bizde duymuş olduk, hepsi bu.... kitap için tebrikler..

ve kitabınızın bana ulaşmasını sağlayan, yayıncınız Murat Bulut arkadaşıma da sevgiler, iyi geceler...”

 

“SEVGİLİ CAN ,ÇOK CAN YAKTIN AMA SENİN DE CANININ YANDIĞINI ACIKÇA YAZIYORSUN”

“Sevgili Can Tanrıyar,

"Yakarım Canını" kitabını bugün(13/Cumartesi) aldım ve gece 23.00 te okumaya başladım 00.02 ' de bitirdim. Neden elimden bırakamadığıma gelince: Ben Şafak'ı 16-17 yaşlarında İstanbul'a okumaya geldiğimde Caddebostan 'da tanıdım. İnce yapılı,zarif, son derece dirayetli, güçlü ve çok güzel bir kızdı benim tanıdığım Şafak. Yaşadığınız dramı bizler hep okuduk, üzülerek şahit olduk. Gerilere çok da gitmenin artık doğru olmadığını düşünüyorum;ancak kitapla ilgili söylemek istediklerim var: Sevgili Can ,çok can yaktın ama senin de canının yandığını acıkça yazıyorsun.Bir girdabın içinde yuvarlandın; ama çook geç de olsa geri dönüşlerle hatalarını dile getirdin, sanırım tüm okuyanlar bu samimiyeti ve itirafları görecektir.Ben seni de anlamaya çalıştım.Keşke gerçek acıyı çeken Şafak 'ta bu günlere şahit olabilseydi diyorum.Çocuklarınla mutluluklar diliyorum”

 

“ÇOCUKLARINIZ DA BENİM GİBİ HİÇBİR ŞEYİ UNUTMAMIŞTIR ASLA UNUTTUKLARINI SANMAYIN”

“Merhaba ben 20 Yasında bir gencim. Röportajlardaki adam bana cok tanıdık geldi. Cok tanıdık geldi diyorum cunku benim dunyada en cok sevdiğim insan olur kendisi BABAM. Belki zamanında aynı yerde bile çapkınlik yapıyordunuz. Evet benim babam da boyle bi adamdı, adamdi diyorum cunku babam bana babalik yaptı ama asla iyi bir Eş olamadı. Siz o donem adam değilmişsiniz ama simdi gercekten takdir ediyorum sizi. Evet haddime degil evet belki ekran basından kufur ettiniz suan bana ama bu boyle. Benim babam hala büyümedi hala içiyor hala geziyor doymuyor doymak bilmiyor. Umarım bir gun sizin gibi dogru yolu bulur. Yine haddime olmayarak sunu demek istiyorum bizler yani gencler yani çocuklarınız olarak hic bir seyi unutmayız. Ben sinirsel problem yasıyorum cocukluğumun stres altında geçmesinden oturu. Her zaman belli bir standartın üstünde yasamış olmam bunu değiştirmiyor malesef. Çocuklarınız da benim gibi hic birşeyi unutmamistir asla unuttuklarını sanmayın. Bilmenizi istedim”

 

KEŞKE!..

 

“Keşke Avsa’nın kumsalında tambur çalan can abimiz olarak kalsaydın...”

 

“SİZE SÖVMEK İÇİN YAZMIYORUM. TIPKI SİZİN GİBİ BİR BABANIN KIZIYIM”

“Hürriyet gazetesindeki röportajınızı okudum ancak size sövmek için yazmıyorum. Tıpkı sizin gibi bir babanın kızıyım. 37 yaşındayım ve maalesef babam hala aynı. Sizin hatalarınızın farkına varmanız, bunu bu kadar açık bir dille ifade etmeniz, huzura giden ilk adımdır. Geçmişi değiştiremezsiniz, o yüzden lütfen keşke demeyin. 20 sene önceki Can'ı eleştirmek bugünkü Can'a hiçbirşey katmaz. Bugün ve yarınlar var. Çocuklarınız var. Bundan sonralarında olun. Onların her ihtiyaç duyduklarında yanlarında olun. Bir de huzur istiyorsanız, aramayın. Niyet edince o size geliyor. Selam ve sevgilerimle…”

 

“PARAYLA MUTLULUK OLUR SANAN İNSANLARA BELKİ BİR IŞIK OLURSUNUZ”

“Hikayenizi okudum etkilenmemek elde değil... Yürekli adamsınız sizi tebrik ederim.. Parayla mutluluk olur diyen insanların belki bir ışık olursunuz... Mutluluk huzur sizinle olsun”

 

 

RADYOLARDA, “YAKARIM CANINI” ŞARKISI FIRTINA GİBİ ESERKEN RADYOLAR KİTABINI DA DAĞITIYOR!

 

İsmi kitapla aynı olan (Yakarım Canını) ve söz-müziği Can Tanrıyar’a ait olan “Yakarım Canını” şarkısı da süperstar’ın müthiş yorumuyla iki günde radyolarda en çok çalınan şarkı oldu.

6 versiyon hazırlanan şarkı özellikle de Ajda Pekkan’ın olağanüstü yorumuyla dikkati çekerken, aslında genel anlamda Türkiye’deki kadınların sorunlarına işaret eden kitap ve şarkısı hemen dillere düştü.

“Yakarım Canını” öncelikle hızlı versiyonuyla radyolarda gümbür gümbür çalıp büyük istek alırken, Türkiye’nin en önemli radyolarından Radyo Mega da, aynı zamanda dinleyicilerine “Yakarım Canını” kitabını da dağıtmaya başladı.

 

AJDA PEKKAN-“YAKARIM CANINI”- TÜM VERSİYONLARINI DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN

 


Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13