UçanKuş TV’nin Genel Müdürü Anılcan Tanrıyar ve Genel Yayın Yönetmeni Oğulcan Tanrıyar kardeşler, hızla büyüyen Türkiye’nin ilk ve tek sosyal medya kanalı UçanKuş TV’nin detaylarını, geleceğini, projelerini ve babaları Can Tanrıyar’dan öğrendikleri her şeyi “Gala” dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Hakan Solakel’e anlattı:
İşte o röportajın detayları:
‘Televole’ kültürünün İmparatoru Can Tanrıyar ve oğulları Oğulcan-Anılcan kardeşler, Gala Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Solaker’e, Uçankuş TV’nin babalarından kalan kültürel bir miras olduğunu söylediler
Anılcan ve Oğulcan Tanrıyar, babaları Can Tanrıyar’ın ‘Televoleyi’ paparaziye kaçıyor diye bıraktığını, onun yarım bıraktığı yerden de kendilerinin başladığını Gala Dergisi’ne anlattılar
Oğulcan ve Anılcan Tanrıyar kardeşler spor, magazin dünyasında yaptığı programlarla çığır açan usta gazeteci Can Tanrıyar, Uçankuş TV ve şirketinin kapılarını Gala Dergisi için araladı. Genel Yayın Yönetmenimiz Hakan Solaker'in sorularını yanıtlayan Tanrıyar kardeşler, yeni kurdukları Uçankuş TV ile Türkiye'de ilklere imza atmaya hazırlanıyorlar. Babaları Can Tanrıyar'dan kalan kültürel miras ile oldukça iddialı cevaplar verdiler.
Baba mesleğine siz mi bulaştınız yoksa babanız mı bulaştırdı?
Biz bu işin beşiğinde sallandık. Doğduğumuz günden beri babamızın işi ve yaptığı programların içindeyiz. Asılında ikimizde futbolcu olmak istiyorduk. Beşiktaş altyapısında top oynadık, aslında iyi de gidiyorduk. Ama bir gün babamız bizi yanına çağırdı ve aynen şu konuşmayı yaptı. “Bakın çocuklar hangi mesleği yapmak istiyorsanız onu yapın. Ama ben Uçankuş TV ve Yapım Şirketini kurdum bunu devam ettirmenizi arzu ediyorum” dedi. Üniversiteyi bitirdikten sonra işlere sarıldım iki yıl sonra kardeşim Anılcan, reklam üzerine eğitimini tamamladı ve işin başına geçtik. Aslında istediğimiz meslek bu idi. İçinde doğduğumuz Pazar Keyfi ve Televole ile yetiştik. Şimdi suyun iki tarafında büyük bir sorumluluk aldık. İnşallah en kısa zamanda bu işin üstesinden gelip büyük başarılara imza atacağız.
Babanızın hangi huyları sizde mevcut?
Oğulcan Tanrıyar; babamın zekasını almışım. Pratik düşünüp kıvrak bir şekilde düşündüklerimi uygulamaya geçiriyorum. Babam da böyledir. Kardeşim Anılcan ise biraz sinirli babam da aniden sinirlenip kızabiliyor. Aslında armut dibine düşer derler ya her ikimizde babamızın kopyasıyız. Ama habercilik gazetecilik açısından biz biraz daha teknolojinin içinde büyüdüğümüzden olmalı, işleri uzatmadan kısa yoldan bitiriyoruz. Bu da teknolojinin sunduğu bir nimet.
1000’İN ÜZERİNDE CANLI YANIN TERCÜBEMİZ VAR
Anılcan Tanrıyar: Yıllardan beri babamızın bize verdiği aile eğitimi ile kendi bilgi birikimimizi birleştirdik. İki kardeş sabah 05:00’de kalkıp kanala gelerek dört saat boyunca canlı yayın yapıyoruz. Şu ana kadar yaklaşık 1000'in üzerinde canlı yayın tecrübesine sahip olduk. Yaz aylarında festivaller, konserler gibi tüm müzik aktivitelerini canlı vereceğiz. Kimse ile rekabet içinde değiliz. Biz çalışma ve projelerimizle bizi kendilerine rakip görenleri geride bırakacağız. Babamıza, ‘şunu yaparız bunu yaparız’ demedik. Sadece ona bir gökdelen bina gösterdik. Biz böyle olacağız dedik. Bizim başka bir avantajımız da eski duayen gazetecilerin hepsinin babamın arkadaşı olmaları. Hangisini arasak asla gelemem demiyorlar. Tüm büyüklerimiz bize manevi olarak destek veriyorlar. Bu da parayla alınamayacak kadar büyük bir servet.
Uçankuş’un hedefleri neler?
Uçankuş Türkiye'nin en büyük magazin portalı. Dolayısıyla yıllardan beri sanat ve magazin hayatına yön veriyoruz. Ama babamızla her konuştuğumuzda artık bir televizyon olması gerektiğini söylüyorduk. Elimizin altında bizi en az üç yıl götürebilecek bir arşive sahibiz. Aslında çok kolay bir iş bu. Amacımız magazini, paparazi algısından çıkartıp değiştirmek. Biz tüm muhabirlerimize şunu söylüyoruz. Arkadaşlar mikrofon uzattığınız sanatçı konuşmak istemiyorsa hemen mikrofonu geri çekin ve onu görüntülemeyin, ısrar etmeyin. Bize hizmet veren gazeteciler, sanatçıdan her konuda daha bilgili, daha kültürlü ve daha eğitimli olmalı. Kılığı kıyafeti her hali ile sanatçıdan bir iki adım önde olmalı. İşte o zaman sanatçı o muhabiri ve Uçankuş kamerasını görünce kendiliğinden gelip konuşacak. Bizim diğer bir amacımızda sinema, tiyatro, konser ve tüm müzik sektörüne can getirecek bir kanal olmak. Şu an bile her ay bunun üzerine koyarak yolumuza devam ediyoruz. Magazin her geçen gün paparazi olmaya yüz tutmuşken, biz bu tezatlığı ortadan kaldıracağız. Babam, Televole’den sırf bu yüzden vazgeçti. ‘Gidişat paparazi ben bunda yokum’ dedi ve geri çekildi. O magazin yapmak istiyordu. Biz onun yarım bıraktığı yerden başladık. Şimdi hayatı daha eğlenceli bir şekilde sunacağız. Kanalar içinde tekiz. Biz sadece magazin haberleri veriyoruz ve 24 saat canlı yayın ile ilklere imza atıyoruz.
Alt yapınız bu iş için hazır mı?
Anılcan Tanrıyar: Şu anda gerek gazeteler gerekse piyasada olan tüm TV kanalarından daha fazla ekip ve ekipmana sahibiz. Biz her yerdeyiz, davet edilen her habere gidiyoruz. Kaliteli işler yaparak kanala geliyoruz. Bizden hiçbir görüntü kaçmaz, arşivimiz çok geniş, şu an hiç haber çekmeden üç yıl boyunca yayın yapacak arşive sahibiz. Biz bir sanatçıyı Cihangir’de yürürken çektiğimizde, geçmişten günümüze nostalji görüntüleriyle birleştirip sunuyoruz. Dolayısıyla biz bir haber kanalından daha fazla canlı yayın yapıyoruz. Hatta yeni aldığımız hayalet kameralarla gökyüzünden çekeceğimiz görüntülerle yazın Bodrum, Çeşme, Alaçatı Antalya ve hatta Kıbrıs'tan canlı yayınlar yaparak izleyiciye canlı görüntüler izleteceğiz.
SAYGI VE SEVGİ BAĞLARI ÇOK BÜYÜK
Can Tanrıyar ve çocukları Oğulcan ile Anılcan’ı üstlerinde ziyaret ettim. Uçankuş TV ve Portalı’nın bulunduğu Etiler’deki villaya geldiğimde gerçekten çok şaşırdım. Can Tanrıyar ve oğulları mükemmel bir ortam yaratmışlar kendilerine. Villa, iki stüdyo, bir reji, montaj ve arşiv odası olarak kurgulanmış. Son derece kullanışlı bir televizyon haline gelen Uçankuş, artık tam anlamıyla sahalarda mücadele etmeye hazır bir magazin televizyonu olmuş. En büyük artıları ise ellerinde bulunan dört bin saatlik magazin arşivleri.
Röportaj sırasında ortaya çıkardığım büyük resimde artık işin yükünü çocuklarına devretmiş bir baba gördüm. Oğulcan ile Anılcan ise babalarını hiç mahcup etmeyen hayırlı ve bir o kadar da işlerine sahip olan birer evlat olarak göze çarpıyorlar. Aslında Abi Oğulcan ile kardeş Anılcan arasında çok büyük bir yetenek farkı yok ama aralarında ki saygı ve sevgi bağları çok büyük.
Can Tanrıyar, Uçankuş televizyonunun izlenme ve daha çok platformlarda yer alabilmeleri adına çalışmalarını yürütürken reklam konusunu da ele almış durumda. Canlı yayınların sorumluluğu ise tamamen çocukların ellerinde. Anılcan, gür sesiyle televizyonda yeri göğü inletirken Oğulcan ise daha kendine has bir tarzı ile beğeni topluyor. Can Tanrıyar ve Oğullarının hayalleri çok büyük ve arka arkaya da gerçekleşiyor. Gala Dergisi adına çok güzel bir röportaj gerçekleştirdim…
