UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

FLAŞ! BAŞBAKAN AHMET DAVUTOĞLU'DAN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR!..

FLAŞ! BAŞBAKAN AHMET DAVUTOĞLU'DAN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR!..

FLAŞ! BAŞBAKAN AHMET DAVUTOĞLU'DAN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR!..

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun katılımıyla, Çanakkale Kara Savaşları'nın 100. yılı kapsamında İstanbul Kongre Merkezi'nde "Çanakkale 100. Yıl Barış Zirvesi Yüksek Düzeyli Oturumu" düzenleniyor.

İşte Ahmet Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları:

Her şeyden önce hükümetim ve ülkem adına hepinize hoşgeldiniz diyorum. çok anlamlı bir yıldönümünde barışı konuşacağız. Bir savaş üzerinden barışı konuşmak erdemlerin en büyüğü. Üç imparatorluğa başkentlik yapmış, her kültürden her dinden yaşayanları barış içinde yaşatmış çok köklü bir şehir, hepiniz barış diyarı İstanbul’a hoş geldiniz. İstanbul’un diğer isimlerinden biri Dersaadet’tir yani mutluluklar diyarı.

Birinci dünya savaşı, bir cihan bir dünya savaşıydı. Hem kapsam itibariyle, her coğrafyadan gelen insanlar farklı cephelerde savaştılar. Hem de başta hava kuvvetlerinin etkin kullanımı dolayısıyla son derece tahrip edici bir savaştı. 100 yıl önce çanakkale’de iki ayrı safta olanların psikolojilerini düşündüğümüzde, o kapsamlı mücadelenin üzerine tefekkür etme imkanımız olur.

Bir tarafta savunanlar, sadece türkiye’de yaşayanları kast etmiyoruz, afrikalılar, balkanlardan gelenler, Boşnaklar, filistinden gelenler. Şu anda belki 30 ülkeye yayılmış şekilde, bu ülkeye gelmiş olanlar savunanlar safındaydı.

Çanakkale’ye gelen, İngiliz, Fransız, değişik diyarlardan gelenler. Karşılıklı iki ayrı psikoloji hakimdi. Şimdi bir çok ıraklı liderle bir araya geldiğimizde, ki ıraklı dostlarımızın bir çoğu bana benim büyükdedemde çanakkale’de savaşmıştı demiştir. Onlar hep beraber İstanbul’u

İstanbul düşerse bağdat’ta düşer, bağdat’ta kudüs’ü de kaybederiz diye düşündüler. Ermeni taburları, Yahudi taburları da vardı, rumlar Hristiyanlar hep beraber barış içinde yaşadıkları istanbul’u savunuyorlardı. Öylesine etkin bir savunmaydı ki bu, Türkiye’de hiçbir okul yoktur ki varolmuş olsun bir neslini savaşta kaybetmemiş olsun. benim okuduğum İstanbul lisesi, altın nesil savaşa gittiler ve hiç gelmediler. O yüzden lisenin duvarları sarı renkti, pervazları siyaha boyandı, hala lisenin rengi sarı siyahtır.

Bir tarafta savunanların psikolojisi. Peki gelenler? Avustralya’dan hindistan’dan gelenlerse onurlu bir zafer için geldiler. Belki kulaklarına türkleri durdurmazsak, gelirler avustralyayı da alırlar demiş olabilirler. Bu işin psikoloji tarafı.

Ama bir de savaşın ahlakı var. savaş hiç olmamasını dilediğimzi bir eylemdir. Keşke barış içinde yaşasaydık. Maalesef insanlığın da bir gerçeği. Ama Çanakkale gelibolu’da savaşanlar bir destan bıraktılar. Savaşın ahlakını bize öğrettiler. Öylesine hatıralar yaşandı ki, birkaç saat sonra birbirlerini öldürecek olan askerler, ateşkes verildiğinde sigara ikram ettiler, türk kahvesi ikram ettiler. Böylesine centilmence böylesine kahramanca böylesine insani yoğunluğu yüksek bir savaşı insanlık tarihi görmedi. Hiç kimse bir diğerine hakaret etmedi, bayrağına saygısızlık yapmadılar. Utanılacak bir iz bırakmadılar.

Onun için biz türkler, bizim karşımızda savaşmış olanlar mertçe savaştığında onları hayırla andık. Ve şimdi Avustralya ve yeni Zelanda başbakanları huzurunda bir kez daha söylüyorum ki, sizlerin büyükdedeleriniz farklı amaçla da gelmiş olsalar da kahramanca savaştılar. Benim büyükdedemin kardeşi de çanakkale’de şehit düşmüştü ve o nesil adına da gelibolu’da kahramanca savaşan bütün askerleri, o ülkeleri saygıyla hürmetle selamlıyorum.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13
ETİKETLERahmet davutoğlu