Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, kulübe dün getirilen haciz ve İranlı iş adamı Reza Zarrab'ın Vodafone Arena'dan loca almasıyla ilgili açıklamalar yaptı.
Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, icra haberlerinin ardından ağır açıklamalarda bulundu. İşte Fikret Orman'ın basın toplantısında yaptığı açıklamalar...
"AMAÇ NEDİR, BAKALIM, ANALİZ EDELİM"
'Bu yaşanan olayın sürecine bakalım, nasıl bu noktaya gelindi, amaç nedir bakalım ve analiz edelim. 2004 senesinde o günkü yönetim Beşiktaş'ın stadın içindeki saha kenarındaki reklam alanlarını Aktif Reklam diye bir şirkete vermiş. Şirket yapmış olduğu işlem stat kenarındaki yerleri kiraya verip, kulübe kazanç sağlamasıyla alakalı. Şirket Beşiktaş'a yapması gereken ödemeleri yapmamış ancak sözleşme öyle bir mantıkla hazırlanmış ki sanki iptal ettiğinizde para ödenecekmiş gibi. O dönem yönetim iptal edince şirkette davalara başvurmuş."
"Hatta bu arkadaşlar o dönemde benim yanıma da geldiler, olayı anlatmaya çalıştılar. Ben o dönemde de söyledim, Beşiktaş büyük bir kulüptür, yaptığınız işin hakkını öder ve bu işi sulh yolu ile çözmelerini tavsiye ettim."
"Bu şirket Beşiktaş'ı mahkemeye vermiş. Beşiktaş Kulübü de davaları çok iyi takip edememiş. Bilirkişi karporuna göre de bu arkadaşlar dava kazanmışlar. 10-12 milyon dolarlık bir dava. Biz dava sonuçlanmadan önce bu arkadaşları camianın içinden tanıyan kişilerle bir araya geldik. Ancak şirket afaki paralar istediği için dava sonuçlandı. Dava sonrasında görüştük ve bir akit imzaladık. Buna göre biz onlara 7 milyon dolar para ödeyeceğiz. Bana göre bu hak etmedikleri bir para olmasına rağmen, kulüp çıkarmış bunlara bu parayı ödemiştir. Yani bunlar basına anlatarak, bandolarla mızıkalarla yapıldı. Siz nereden biliyordunuz mesela bunu? Daha önce de haciz olayları böyle yaşandı mı? Nereden biliyordunuz? Hepinize haber verildi ve böyle bir olayla karşı karşıya kalındı.'
'BU PARAYI ONLARA ÖDEMEYECEĞİZ'
'Bu arkadaşlar ödemeyi geç aldıkları için anlaşma bozuldu dediler tekrar parar istediler. Biz de yargıya başvurduk. Biz bunun bir geçim kapısı haline geldiğini, şirketin iş yapmadığını söyledik. Bu şirket bir masa, bir kasa şirketi. Bunlar çalışmayan bir şirket. Hukukçularımızla beraber olayı hukuka taşıdık. Dava açtık. Ortada bir akit olduğunu ve parayı ödediğmizi söyledik. Bu bir para tahsilay konusu değildir. Bizler burada 7 yetimin hakkını savunuyoruz. Bizlerin görevi hak yememek, hakkını yedirmemektir. Ben gideceğim bu paralara onlar Porsche arabalar alsın diye onlara mı yedireceğim? Ben bu parayı onlara ödemeyeceğim. Beşiktaş geldiğimizde güllük gülistanlık bir kulüp değildi ki... Borç herkese vardı ama hiçbir işlem böyle duyulmazken, neden bu şirketle bu duruma geldik?.. Biz bu şirketle akit yaptık ve 7 milyon dolar para ödedik. Biz bunların parasını ödedik. Bugüne kadar böyle bir işlem gördünüz mü? Bu arkadaşlar hacize devam diye basın bülteni yayınlıyorlar. Amaç Beşiktaş üzerinden para almaktır. Bunun kolayı vardır. Bunlar bizim paramız değil, camianın parası... Bu bizim yarattığımız bir borç değildir. Geçmişe dayandırıp öderiz ama bu insanlar bize bu görevi ne için verdi? Hakkımızı kollayalım diye verdiler. Biz de hukukun üstünlüğüne, adalete güveniyoruz. Yargıda bu işin çözüleceğine inanıyoruz. Biz bu parayı arkadaşlara ödesek, daha sonra davayı kazansak parayı geri almamızın imkanı yok. Var olan bir şirket değildir bunlar. Bizim stadın bir senede hasılatı 10 milyon dolar değil. Biz götüreceğiz bu parayı bunlara mı vereceğiz?.. Bu anlaşmaları ben ve arkadaşlarım yapmadı ama çözmek bizim işimiz. Biz kimsenin hakkını yemeyiz ama hakkımızı da yedirmeyiz.'
'BU BİR ŞOVDUR'
'Bu bi şovdur. Beşiktaş taraftarı da bunu bilsin. Bunlar biraz ahlaken, biraz da inanç varsa bunun tutulacak tarafı yoktur. Siz hakkınız olmadan parayı almışsınız yemişsiniz, şimdi yine... Türkiye'de adalet vardır, Türkiye'de yargı sistemi vardır. Biz adalete ve hukuka güveniyoruz. Bunlar tekrar söylüyorum, sadece bir masa bir kasadan oluşan bir kurum.'
'HAKKIMIZI HARAM EDİYORUM, YAPANA DA YAPTIRANA DA'
'Bu arkadaşlar Diyarbakır kökenli ve Murat Aksu ile de bir ahpaplık ilişkisi söylentileri var. Biz de Murat Bey'den yardım istedik. Murat Bey bu görüşmelerde bizle olmuştur ancak sonuç alınamamıştır. Biz kimseyi zan altında bırakmak istemeyiz ama ortada yanlış yapılmış bir anlaşma var. Avukatları da Galatasaray Kongre Üyesi'dir. Ayıptır, günahtır. Bu milletin hakkı vekaleten bana ve arkadaşlarıma emanet edilmiştir. Bunu yapana da, yaptırana da paraları haram ediyorum'
'PAPUÇ BIRAKMAYIZ...'
'Ortada kötü bir anlaşma vardır ve haklı olarak feshedilmiştir. Şirket Beşiktaş'a parasını ödememiştir. Davaya gitmiş ve sonucunda suçlu bulunduk. Çıkardık parayı da ödedik, almışlar parayı. Şimdi bunu böyle bir şova getirdiler. Avukatımı aradılar, iki gün sonra bir daha geleceğiz demişler. Biz böyle tehditlere papuç bırakmayız. Biz bu insanların hakkını korumakla yükümlüyüz, biz de onun mücadelesini yapıyoruz. Bunlar ahlaksızdır, dünyanın hiçbir yerinde de böyle bir haciz işlemi yapılmamıştır.'
'Ben büyük Beşiktaş camiasının başkanıyım. Burada konuştuğum şeyler belgelidir. Biz denetlenen bir kurumuz. Bu söylediklerimizin hepsi evraklıdır. Hiçbir haciz işlemi böyle olmaz. Talep edilen para 5 milyon dolar, alacakları iskemle, masa.'
REZA ZARRAB AÇIKLAMASI
'Beşiktaş'ın bugüne kadar 3 senelik süreçte herkesle temas kurmuşumdur. Dünyanın her yerine gidip, Beşiktaşlılar'la beraber oluyorum, Beşiktaş'ı temsil ediyorum. Benim işlerimden bir tanesi inşaat işidir. Yani proje geliştiricisiyim. Bu dönemde bir tane işe başlamadım, iş almadım, arazi almadım. Kendim zarar çeksem de bir tane işe girmedim. Ben Reza Bey'i tanımam. Reza Bey iyi bir Beşiktaşlı. Ben Beşiktaşlı paşaları Silivri'de ziyarete gittim. Bu benim görevim. Reza Bey suçlu mudur? Aranıyor mu bu arkadaş? Polis mi peşinde bu arkadaşın? Ben bunu saklıyor muyum? Arkadaş Beşiktaşlı, Beşiktaş Kulübü'nden loca almak istemiş, parasını ödemiş. Biz o partiye mensupmuş, o yapıya mensupmuş diye mi ayırt edeceğiz? Ne yapmışız biz, adamla görüşmüşüz. Biz kimseden yardım istememişizdir, almamışızdır. Kimseden para istemedik. En yakın dostlarımdan biri Masimov'dur, sormuştur 'Ne yapabilirim?' ben de 'Loca al' demişimdir."
