UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

FLAŞ!.. GÜZEL OYUNCU EZGİ MOLA ÖZEL HAYATINDAKİ DEĞİŞİMİ NASIL ANLATTI?..

FLAŞ!.. GÜZEL OYUNCU EZGİ MOLA ÖZEL HAYATINDAKİ DEĞİŞİMİ NASIL ANLATTI?..

FLAŞ!.. GÜZEL OYUNCU EZGİ MOLA ÖZEL HAYATINDAKİ DEĞİŞİMİ NASIL ANLATTI?..

Ezgi Mola yaşadığı büyük değişimi Sabah Pazar'a anlattı...

İşte o röportaj - Reklam kariyerin asansöre giremeyen kızdan, bir güzellik markasının yüzü olmaya evrilmiş...

- Evet 2002 yılında asansöre şişman diye giremeyen kızı oynuyordum. O zaman o reklam işini çok ilginç bir şekilde aldım. Öğrenciyim, ucu ucuna yaşıyorum. Tam o yıllarda, kendimi denkleştirip, karşıya geçtim. Yağmur yağdı, saçım ıslandı, süründüm yollarda, yaptığım makyaj aktı...

Tam girdim reklam için oyuncu seçecek ajansın kapısından... "Çekimler bitti, kasetleri gönderdik" dediler. "Tamam ya, benim hatam" dedim... Ama oradaki yetkili benimle deneme çekimi yapmaya karar verdi, çekti ve gönderdi kaseti. Son giden kişiyim. Beni seçtiler...

Nereden nereye...

- Evet şimdi güzellik yüzü oldum (gülüyor). İnanılmaz gururum okşandı. Hangi kadının hoşuna gitmez. Her kadın beğenilmek ister. Ben de işimle birlikte, fiziken de talep görüyorsam niye mutlu olmayayım. Hep derlerdi bana, "Sen bir yerin yüzü olmalısın" diye... İçimi kan ağlatan iki cümle vardır, "Çok güzel yüzün var ama..." ve "Çok iyi oyuncusun ama..." Bunlar fiks. Evet hakkındaki yorumlar hep bir ama ile bitiyor... Kilona bağlanıyor bu ama'lar...

- Ekşisözlük'te, "Hayatımın Kadınısın'da iyi kadın oyuncu olduktan sonra sıfır beden vücut ölçülerinin hiçbir anlam ifade etmediğini kanıtlayan genç oyuncu" diye yazmışlar. Bu yoruma o kadar sevinmiştim ki. O kadar mutlu olmuştum ki, o zamanlarda bayağı kiloluydum. Bundan 15-16 kilo fazlaydım ve biraz da dert etmeye başlamıştım. Neden dert etmeye başlamıştın?

- Kamera önündeyim ve insanlar beni bir yerde gördüklerinde fotoğraflarımı çekiyorlar. Onu geç; ayakkabımı bağlarken belim ağrıyordu. Bunu yaşadığım yaş da 23... Öte yandan da oldum olası böyleydim, kiloluydum. Başka bildiğim bir alternatif yoktu ki. Dert olmaya başlamasının sebebi sağlık olabilir sadece. Onun dışında, "Kiloluyum, çok dert ediyorum bunu" gibi bir durumum yoktu. Öyle doğdum, öyle büyüdüm. Yani bir anda, bir ilaçla, bir sağlık ya da psikolojik çöküşle kilolu olmadım. Bu benim normalimdi. - Mutfağı seven bir ailen var o zaman...

- Ailem yemek yemeyi sever. Ama Türk toplumunda yemek deyince, sevmeyen yoktur ki... - Yemenin de neşeyle bir bağlatısı var galiba...

- Kesinlikle. Ne demiş Cemal Süreya, "Kahvaltıyla mutluluğun bir ilgisi olmalı..." Sabah akşam kahvaltı yapabilirim. Bir peynir, zeytin, ekmek ömür geçer öyle... Bayılırım... Baksana "Yemek" deyince gözlerim parlıyor. Durdur beni (gülüyor). - Unut yemeği... Seksi ve güzel görünme çabasındaki kadınlara ne diyeceksin?

- Güzel. Her çaba takdire şayandır. Bir çaba varsa inanç vardır. Ben daha iyi oynamak için çaba gösteriyorum, onlar da seksi olmak için. Tombulum falan diye kafaya takan bir kız mıydın lise yıllarında?

- Lise gençliği çok acımasız. O kadar sevimliydim ki... Tabiri caizse, "Hayal kırıklıklarıyla dolu bir gençlik geçirdim" diyerek ağlamaya başlıyormuşum (gülüyor)... Ben de kafama takıyordum tabii. Erkek arkadaşlarımın kalecisiydim. Kimse kaleci olmak istemiyordu, ben de "Arkadaşlarım ister de ben olmaz mıyım" deyip kendimi oraya atıyordum. Ama bu günün sonunda bir hüzün olarak dönmüyordu bana çünkü o patates kızartmasını yemek zorundaydım ya da o köfteyi mutlaka tatmam gerekiyordu. Bu bir zaaftı ve buna bayılıyordum. - Seni var eden de bu sanırım...

- Bazen hakarete varan şöyle yorumlar geliyor; "Eskiden bambaşkaydın, şimdi ne hale geldin. Biz seni etli, butlu, dolgun dolgun seviyorduk" diyorlar... Ben de onlara "İncecik olmak için bunu yapmıyorum. Sağlıklı olmaya, düzenli spor yapmaya, sizin karşınıza çıkarken kendime özen göstermeye ihtiyacım var" diyorum. Korkmayın, sıfır beden olmayacağım diyebilir misin izleyicine?

- Diyebilirim. Sıfır beden olmak değil taş gibi olmak hedefim. Zihnen, ruhen, psikolojik olarak, fiziken taş gibi olmak istiyorum. Biri "Nasılsın?" diye sorduğunda, her halimle "Taş gibiyim" demek istiyorum. En son Kocan Kadar Konuş filminde görüntü yönetmeni, "Gözünün dibine kadar girip yüzünde hiçbir şey yokken seni çekebiliyoruz" dedi. O noktada "Allah'ım çok teşekkür ederim" diyorum. - Kilo verince değiştin mi?

- Bence hâlâ bakıldığında yuvarlak hatlı ve sıkı biriyim. Genç bir kadınım, niye daha güzel görünmeyeyim? Başka bir halle anılmak istiyorum. castım değişti. Yılmaz Erdoğan 2004'ten beri beni tanıyor, bu zayıflama sürecine girene kadar; "Ezgi bu böyle olmaz, zayıflaman lazım" deyip durdu. Sürekli "Tamam" deyip geçiştirdim. Şimdi "Ne güzel işte" diyor. Bu tepkiyi alınca mutlu oluyor insan.

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13