Güler misiniz yoksa ağlar mısınız?
Türk milleti Soma faciasında hayatını kaybeden maden işçisi kardeşlerimiz için ağlarken, en samimi duygu ve düşünceleriyle yas tutarken bazı ünlü(!) kadınlar kendi aralarında neyin kavgasını yapıyor?
Üç gündür magazin yazmamak, yazarsam da seviyeli kişi ve konulara değinmek için uğraşıyorum ama sustukça da çatlıyorum. Bu yazımı lütfen biraz daha dikkatli okuyun. Bırakın fanatik sanatçı hayranı olmayı. Sıradan, ama düşünmesini bilen kişi gibi yorumlayın.
Allah biliyor ya, kuldan neden saklayayım oyuncu Berna Laçin'i hiç sevmem. İlk günlerinde sempatik ve daha klas bulurdum. Sonraki yıllarda 'ne istediğini bilmeyenler' sırasına koydum. Bu yüzden de fırsatları kullanamadığını düşünüyorum. Oysa güzel yüzü, fiziği, sesi, konuşması ve iyi tiyatro eğitimi var. Star sanatçı olmak için her şeye sahip. Elimden geldiğince de destekledim. En azından hakkında kötü şeyler yazmadım. Son zamanlarda kulağıma gelen haberleri de dinlemiyorum bile... Yaklaşık on yıldır da resmen sevmiyorum. Çünkü dört şehir eşkıyası Bağdat Caddesi'nin en şık lokalinde, onlarca kişinin yanında arkamdan kahpece saldırıp burnumu kırdıkları zaman Berna Laçin yan masada oturuyordu. Eski tanışmışlığımız olmamıza rağmen polis ve ambulans çağırmadığı gibi, daha sonra arayıp bir geçmiş olsun bile demedi. Ki 15 dakika önce şakalaşmıştık da... Öyle bir kişilik işte. Siz olsanız böyle bir tanıdığı sever misiniz?
Ünlü görünce acısı mı hafifleyecek?
Yiğidi öldür ama hakkını yeme derler. İki gün önce gazetecilere çok doğru birkaç cümle etti. O sözleri sonuna kadar doğru buldum ve kalben destekledim. Berna Laçin, Soma'ya gidip 'İzdivaç' programına devam eden Esra Erol'a haklı gönderme yaptı, yani eleştirdi. Ünlü görmenin, Soma'daki insanlara moral vereceğini düşünenlere hayret ediyorum. İnsanların içi kor alev, ünlü görünce acısı mı hafifleyecek? "Ben moral için gitmeye utanırım arkadaş. Çalışmaya varım. Haber bekliyorum. İhtiyaç olursa çocuklara bakarım, ekmek dağıtırım" şeklindeki sözü Esra Erol hanımefendiyi çıldırttı. Sanki insanlık adına bilimsel araştırmalar yapan bir bilim kadını. Alt tarafı TV'de eş arayan beyni az gelişmiş insanları buluşturup, milyonlarca lira para kazanan bir sunucusun. Soma halkı akrabalarını, arkadaşlarını kaybetmiş, toprak altından çıkması beklenilen insanlar var. Kurtarılma çalışmaları devam ediyor. Esra Hanım ise ışıkçısıyla, sesçisiyle gitmiş, gözü yaşlı, elinde hâlâ kömür karası olan insanların arasında çöpçatan programı hazırlayıp sunuyor. Bu, Tarkan'ın facia akşamı konser vermesinden daha büyük ayıp, gaf ve vicdansızlık değil mi? Ama kendini haklı buluyor Esra Hanım. Twitter'dan Berna Laçin'e isim vermeden yanıt veriyor. "Beni sakın ola iğrenç kavgalarla beslenen magazin dünyanıza karıştırmayın. Dünyamı kirletmeyin. Bunca yıl o kavgaların içinde olmadım, olmam da..." Nasıl yanıt ama. Bilmesek, Danıştay başkanı bayan hakimin yanıtı sanacağız. Güzel kardeşim sen yaptığın İzdivaç programıyla zaten magazinin ta içindesin. Karıştırmaya gerek yok ki. Sinirlenmene de hiç gerek yok. Yaptığın yanlış. Bu da sana aklı verenlerin suçu. Özür diler, üç beş gün tatil yaparsın. Sonra İstanbul'da stüdyoda işine devam edersin. O formattaki bir programı da Türkiye'de en iyi yapan kişi olduğunu kimse inkar edemez. Mesele bu kadar basit...
Aykut Işıklar
BUGÜN
