UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

RATING ANALİZİ!.FİNALE YÜRÜYEN ÇALIKUŞU! SOSYAL MEDYANIN RATINGLERE ETKİSİ! İÇERİK ÜRETENLERİN ALTIN ÇAĞI BAŞLIYOR!

RATING ANALİZİ!.FİNALE YÜRÜYEN ÇALIKUŞU! SOSYAL MEDYANIN RATINGLERE ETKİSİ! İÇERİK ÜRETENLERİN ALTIN ÇAĞI BAŞLIYOR!

RATING ANALİZİ!.FİNALE YÜRÜYEN ÇALIKUŞU! SOSYAL MEDYANIN RATINGLERE ETKİSİ! İÇERİK ÜRETENLERİN ALTIN ÇAĞI BAŞLIYOR!


Survivor yine zirvede yer aldı…

Yarışmada artık işler iyice kızışmaya başladı. Dün ünlüler adasından Duygu ve Akın gönüllüler adasına geçti.

Artık ada içindeki dengelerin nasıl olacağını herkes merak ediyor.

Bu merak doğal olarak sonuçlara yansıyor. Survivor dün totalde 23, AB’de 31 share aldı.

Totalde Survivor’ın ardından Samanyolu’nun gurur kaynağı Şefkat Tepe geliyor.

Dizi totalde 17 share’le 2’nci sırada, AB’de 7 share’le 10’uncu sırada yer alıyor.

Totalde alınan sonuçlar ile AB’de alınan sonuçlar arasında uçurum var.

Ancak Samanyolu’nda yayınlanan diğer dizilerde de aynı uçurumu görmek mümkün…

Samanyolu dizileri ve programlarıyla daha çok totale sesleniyor, o yüzden AB’nin dikkatini pek çekemiyor.

Kanal D’nin, Arka Sokaklar’ı totalde 3’üncü olmuş.

Bir ara atağa kalkmıştı Arka Sokaklar ve Şefkat Tepe’nin üstünde yer almayı başarmıştı.

Ancak o günlerini aratıyorlar…

Bu durum nasıl düzelir bilemiyorum ama dizi dün totalde 16, AB’de 10 share almış.

Dizi belli bir noktada takılıp kaldı, sonuçları yukarı taşıyamıyorlar…

 

FİNALE YÜRÜYEN ÇALIKUŞU…

Çalıkuşu fanları mesajlar attılar, haksızlık yapılıyor dizimiz bitiyor diyerek.

Ancak onlarla aynı fikirde değilim maalesef…

Alınan sonuçlar Kanal D gibi büyük bir kanal için yeterli değil. Günü değişti dün akşam yayınlandı ancak yine olmadı…

Çalıkuşu dün akşam totalde 9, AB’de 11 share almış. Tamam AB’de çift rakamları yakalayabilmiş ancak saat 23:00’da yayına girdiğinden dolayı bu sonuçlar için yüksek ve iyi demek çok zor

Burada önümüze çıkan başka bir konu ise sosyal medyanın Türkiye’yi ne kadar yansıttığı?

Eğer sosyal medyaya bakarsak Çalıkuşu’nun orada çok kuvvetli olduğunu görüyoruz.

Ancak gel gelelim ratingler bize bunu göstermiyor.

Şimdi asıl konu sosyal medyaya bakarak yayın akışını bile değiştiren programların neler yapması gerektiği…

Sosyal medya bazı konularda çok güçlü, bunu kimse inkar edemez.

Örgütlenme, haberleşme v.s. olarak göz önüne aldığımızda sosyal medyanın gücü çok fazla…

Eğer konu diziler, ünlüler kısacası insanların hayatında, hayati öneme sahip olmayan konular olduğu zaman sosyal medyanın gücü hala çok zayıf Türkiye’de…

Nitekim bunun kanıtı olarak sosyal medyada hep övülen insanlar ve dizilerin ratinglerinin olmayışını görüyoruz.

O yüzden bu tarz konularda Türkiye’yi, sosyal medyadan gelen mesajlar olarak algılarsak çok büyük bir hataya düşer yıllarca ya da aylarca emek verdiğimiz şeyleri bir günde kaybedebiliriz…

Bu sebeple çok çok dikkat etmeli…

Burada bir başka görüş de ortaya çıkabilir.

Milyonlarca insanın yer aldığı twitter v.s. sosyal paylaşım sitelerindeki bakış açısı ve seçimler mi önemli, yoksa 3.000 kadar hanenin ( rating verileri Türkiye’de farklı kesimlerden seçilmiş 3.000 hanenin izleme tercihleriyle yapılıyor) tercihi mi önemli?

3 Milyon sosyal medya kullanıcısının tercihleri mi önemli, yoksa farklı bölgelerden seçilmiş 3.000 hanede yaşayan kişinin tercihleri mi önemli?

Düşünmeden cevap verirseniz, sadece rakamlara bakarsanız hemen tabi ki 3 Milyon kişi dersiniz…

Ama acele ile bu kararı verirseniz istatistik denilen bir bilimi yok saymış olursunuz!

Çünkü hangi kesimden oldukları belli olmayan, bir kritere sahip olmayan 3 Milyon kişi yerine, belirli bir kritere sahip 3.000 hanenin tercihini daha geçerli gören ve kabul eden en önemli kesim reklam verendir.

Reklam veren işte bu 3.000 kişinin tercihini o kadar ciddiye almaktadır ki en pahalı reklam unsuru da televizyon reklamlarıdır.

Peki o 3 Milyon kişi boşa mı çıkıyor?

Tabi ki hayır…

Ancak reklam verenin sosyal medya ile ilgili ayırdığı bütçeler televizyonun yanında çok düşük kalmaktadır.

Sonuca geldiğimizde matematiğin (rakamsal görüntü) aksine istatistiğin çok daha geçerli olduğunu görmekteyiz.

Zaten seçim anketleri de hiçbir zaman 3 Milyon kişi ile yapılmaz toplasanız 3.000 kişi ile yapılır ve hep gerçek sonuçlara yakın veriler elde edilir. Geçtiğimiz son seçim sonuçlarına bakarsak şöyle bir gerçek karşımıza çıkıyor.

Sadece sosyal medyayı göz önüne alırsanız AK Parti’nin yüz 20’lerde kalması gerektiğini düşünürsünüz.

Ancak sadece 3.000 kişi ile yapılan istatistiki veriler yüzde 40’lara işaret etmişti ki, sonuç da öyle oldu…

Ben şahsen sosyal medyaya çok inanan ve takip eden kişilerden biriyim, ancak mantık olarak asla istatistiki verileri göz ardı etmem, edemem.

Yalnız vurgulamak istediğim bir nokta var. Özellikle de 3.000 haneli ratingler için, bu hanelerin hala çok sağlıklı seçildiğine inanmıyorum. Yanlış anlaşılmasın, bu ratinglere inanmıyorum demek değil.

Sürekli takip ettiğimden tutarsızlıklar görüyorum.

TV yöneticileri de bu durumun acısını son yıllarda fazlası ile yaşıyorlar. İstatistiki olarak incelediğimde 5.000’e kadar yükseltilmiş hane ile ve çok doğru dağıtılmış bir seçimle çok çok daha iyi veriler elde edileceğine inanıyorum.

Yani ratingler mi sosyal medya mı dediğimizde, sonuca gelirsek ratinglerin çok daha kabul edilebilir bir gerçek olduğu inkar edilemeyecek bir gerçek durumundadır.

Tabi ki bununla ilgili bir TV programı yapılsa sonucu yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan gibi içinden çıkılmaz bir sohbete şahit olacağımızın da farkındayım…

Bir gerçeği daha hatırlatmak lazım Türkiye yakın zamanda tamamen televizyon çağını terk edecek ve internet çağına geçecek.

Ancak şu anda internete ulaşım, televizyona ulaşım kadar kolay değil. Dolayısıyla televizyon daha çok kişiye sesleniyor. Durum böyle olunca televizyon reklamlarının daha pahalı olması kaçınılmaz oluyor.

Şu anda geçiş sürecindeyiz ve televizyon hala internetin çok önünde.

O yüzden reklamları da kat kat pahalı. Fakat kaçınılmaz son geliyor, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde odalarımızdaki televizyonlar, sadece bilgisayar yada laptopunuzun içerisindeki eğlence unsurlarından biri olarak yerini alacak, TV yayıncılığı çok zor hale gelecek.

Ancak içerik üretenler için hiçbir şey değişmeyecek. Hatta tam tersi mecralar çoğaldığı için içerek üreten insanlar altın çağını yaşayacaktır.

 

KISACIK SÜREN PROGRAMLARA ARTIK SON VERİLMELİ. HAK YENİYOR!!!

10-11 dakika süren programlardan totalde yaklaşık 11’i barometrede yer almış.

Kısa süren programlar, uzun süren ve çok emek verilen programların önünü kesiyor artık…

Bu konuyu daha önce yazmıştım, ancak hala aynı şekilde devam ediyor bazı konular...

Bunun en büyük örneği Cuma akşamı yayınlanan Beyaz Show’un saat 02:00’dan sonrasının Cumartesi ratinglerine yansıması ve o iki dakikalık bölümün barometrede yer alıyor olması.

Bu tarz durumlara bir müdahale edilmesi şart…

Belki de 15 dakika sürmeyen programların barometreye girmemesi gerekiyor…

 

STAR’IN ‘’KİM O’’SU DOLUDİZGİN DEVAM EDİYOR!

Star’da yayınlanan ‘’ilginç’’ program ‘’Kim O’’ yoluna doludizgin devam ediyor.

İlginç dedim çünkü daha önce Türk televizyonlarında görmediğimiz bir program.

Programı bir türe oturtamıyoruz…

O yüzden ilgimizi daha çok çekiyor

Kim O dün totalde 12, AB’de 15 share almayı başarmış.

‘’Kim O’’, ‘’Arkadaşım Hoşgeldin’’ tarzı programlarda konukların pek bir önemi kalmıyor.

Neden mi?

Çünkü orada konuklar kendileri olmuyorlar…

Bir rol içine giriyorlar. Durum böyle olunca ratinglere de çok bir etkisi olmadığını görüyoruz.

Bu sebeple bu tarz programlara kim konuk olursa olsun yine aynı sonuçları alacaklarını düşünüyorum. Çünkü bu programlar diğerlerinden çok farklı…

Diğerlerinde konukların etkisi çok büyük…

Ancak alınan sonuçlarla Star Tv’nin, Kim O ile iyi bir karar aldığını söylemek yanlış olmaz…

 

ANILCAN TANRIYAR

anilcantanriyar1@gmail.com

Twitter: @AnilcanTanriyar

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13