UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

GÜNEŞİ BEKLERKEN DİZİSİNİN ''ZEYNEP''İ HANDE DOĞANDEMİR BİLİNMEYENLERİNİ ANLATTI!

GÜNEŞİ BEKLERKEN DİZİSİNİN ''ZEYNEP''İ HANDE DOĞANDEMİR BİLİNMEYENLERİNİ ANLATTI!

GÜNEŞİ BEKLERKEN DİZİSİNİN ''ZEYNEP''İ HANDE DOĞANDEMİR BİLİNMEYENLERİNİ ANLATTI!

Oyunculuğuyla son dönemin parlayan yıldızı Hande Doğandemir, ‘Güneşi Beklerken’ adlı dizide ‘Zeynep’ karakterine hayat veriyor.

İzleyici özel hayatınızda da sizi merak ediyor. Kendinizi bize nasıl anlatırsınız?

İnsan kendini ne kadar anlatabilir bilmiyorum. İşkolik bir insanım galiba. Babam da öyledir ona çekmişim. Çalışmadan duramıyorum, çalışmadığım ya da bir şeyler üretmediğim zaman mutsuz oluyorum. Geçip giden zamanda bir şeyler üretmek, bir şeyleri geride bırakmak gerekiyor sanırım, o yüzden durmayı sevmiyorum. Duygularımı çok saklayamam, ne hissediyorsam yüzümden belli olur. Bunların dışında, fotoğraf çekmeyi seviyorum; keşke boş zamanım olsa ve bu konuda kendimi geliştirebilsem.

 Çocukluğunuz nasıl geçti?

Ailenin tek çocuğuyum ama kardeşim gibi birlikte büyüdüğüm kuzenlerim var; o açıdan çok şanslıyım. Güzel bir çocukluk geçirdim. Ankara Bahçelievler’de sokakta oynayarak büyüdüm. Mahalle kültürünün içinde yaşadım. Mahallenin çocuklarıyla kendi dünyamızı kurardık. Henüz teknoloji bu kadar hayatımızın içinde değildi ve oyunlarımızı biz yaratırdık, iyi ki öyle olmuş…

 İstanbul’a tek başınıza gelme kararı almışsınız. Peki, gelirken korkularınız yok muydu?

Üniversite son sınıfta Fransa’ya gittim. Döndükten sonra yalnız yapabileceğimi anlamıştım zaten. Belki oraya gitmeseydim İstanbul’a gelmeye de cesaret edemezdim. Sakin ve kontrollü bir yapım var, o yüzden bu gibi durumlarda bir anda karar verip hayata geçirebiliyorum.

 Özlüyor musunuz Ankara’yı?

Çok özlüyorum. Lise, üniversite yıllarım Ankara’da geçti. Ankara’ya ne zaman gitsem kendimi daha güvende hissederim.

 ‘Güneşi Beklerken’ dizisinden önce nasıl bir hayatınız vardı? Diziden sonra ne değişti?

Aslında değişen tek şey dışarıdaki ilgi. Önceden beni kimse tanımıyordu. Dışarı çıktığımda ne kadar sevildiğimizi ve izlendiğimizi fark ediyorum. Onun dışında aynı Hande’yim, çevrem, arkadaşlarım, gittiğim yerler yaşadıklarım…

 Dizinin bu kadar tutacağını düşündünüz mü?

Her işe umutla ve hevesle başlıyoruz. Tabii ki güzel bir iş çıkacağını düşünüyorduk, hayal ediyorduk, kendimize ve ekibimize güveniyorduk ama bu kadar kısa sürede bu kadar popüler olması bizim için de sürpriz oldu. Özellikle Zeynep ve Kerem’in gördüğü ilgi bizi çok heyecanlandırıyor. Harika bir yönetmenimiz ve ekibimiz var dolayısıyla başarımız da beni hiç şaşırtmıyor açıkçası.

 Gerçek hayatta Zeynep’in yerinde olsaydınız ne yapardınız? Aşkınızı içinizde saklar ve onun gibi gizli bir şekilde yaşar mıydınız?

Bu çok empati kurabileceğim bir durum değil. Zaman, şartlar, kişiler hepsi o andaki kararları etkileyen faktörler. Zeynep’in aşkını özgürce yaşayamamasının birçok nedeni var ama o kadar âşık ki ondan da vazgeçemiyor. Doğru veya yanlış diye yargılayamam. Tabii ki dürüst olmak her şeyden önemli ama böyle bir aşkı yakalamak da belki de insanın hayatında bir kere karşılaşacağı bir duygudur. Tek bildiğim Zeynep ve Kerem birbirlerini her şeyden çok seviyor ama ikisinin de işi gerçekten çok zor.

 Dizide canlandırdığınız karakteri nasıl değerlendiriyorsunuz? Zeynep nasıl biri?

Zeynep güçlü, inatçı ve kararlı bir kız. Zor bir çocukluk geçirmiş. İstanbul’a gelmesiyle hayatı daha da zorlaştı. Özellikle baba konusundaki hayal kırıklığı onu daha da yıprattı, şimdi bir de Kerem’le yaşayamadığı aşkının yükü var omuzlarında ama o çok güçlü bir kız. Her sorunun altından tek başına bir şekilde kalkmayı başarıyor. Ayrıca bence çok komik bir karakter, eğlenceli. Ben onu canlandırmaktan çok keyif alıyorum.

 Sette bir gününüz nasıl geçiyor?

Sabah kahvaltımızı yaptıktan sonra saç-makyaj ve kostüm hazırlığına başlıyoruz. Set hazırlandıktan sonra da çekimler başlıyor. Eğer arada boşluklarım varsa dinlenerek, bir şeyler okuyarak vakit geçirmeye çalışıyorum. Zaten genelde çok yoğun bir set programım olduğu için sahnelerime çalışmaktan başka bir şeye fırsatım olmuyor açıkçası.

 Kendinizi izliyor musunuz?

İnsanın kendini izlemesi rahatsız edici, çok fazla kendimi izlemekten hoşlanmıyorum. Çünkü her zaman daha iyisi olabilir diye düşünüyor insan.

 Hayattaki en değerli şeyiniz?        

Hayattaki en değerli şeyim ailem. Bu konuda çok şanslıyım; bana her konuda, her zaman çok destek oldular. Bugüne gelebilmemde en büyük rol onlarındır. İnsanın ailesi yanındaysa, kuvvetli ilişkileri varsa sanırım sırtı yere gelmez.

 İleride “Şunu da gerçekleştirmeliyim” dediğiniz projeleriniz, hayalleriniz var mı?

Şu an için ileride yapmak istediğim tek şey bir sinema filminde rol almak. Birçok sinema projesi geliyor ama ben sırf yapmış olmak için bir projede yer almak istemiyorum. O yüzden de doğru filmi bekliyorum. Umarım en kısa zamanda karşıma içime sinen bir sinema filmi çıkar ve ben de seve seve rol alırım.

 Yaşam yolculuğunda gitmek istediğiniz yer?

Mesleki olarak daha yolun başındayım yapacak çok işim ve hedeflerim var. Başarılı olmak ve geride içinde bulunmaktan gurur duyduğum güzel işler bırakmak istiyorum. Bunun dışında ailemle, sevdiklerimle huzurlu ve mutlu bir hayat tek dileğim.

 Kendinizi mutlu etmek için neler yaparsınız?

Arkadaşlarımla vakit geçirmek, güzel filmler izlemek, iyi ve kalabalık yemekler organize etmek, spor yapmak beni çok mutlu ediyor.


AKŞAM

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13