Cansen Erdoğan, zaten kendisi fırtınalı ve dalgalı deniz olan hukuk dünyasında dingin ve kendinden emin olarak yürüyen bir avukat. Şimdilerde ise ilk kitabını çıkarmaya hazırlanan, hukukun rasyonel yapısından sonra, edebiyatın duygusal dünyasına da çıkartma yapmaya hazırlanan ve hali hazırda yüzbinlerce okuyucusu olan bir yazar.
Cansen Erdoğan’ı tanıyalım…
Nasıl bir öğrenim hayatınız oldu?
İstek vakfı’ndan sonra Marmara Üniversitesi hukuk fakültesini bitirdim. Sonrasında Cambridge Üniversitesi’nde uluslar arası hukuk okuduktan sonra dönüp avukatlık yapmaya başladım.
Hukuk dünyasının en önemli avukatlarından biri olan, bir hukuk duayeni olan avukat Levent Erdoğan’ın kızısınız. Bunun etkisi nasıl oldu?
Ben doğduktan sonra, hastaneden çıkınca, ilk olarak ev yerine doğru büraya götürülmüşüm ve pusetimle babamın masasına konulmuşum. Yani gözlerimi dünyaya açar açmaz, hastaneden sonra ilk gördüğüm yer hukuk bürosu olmuş.
Büyürken annem de kardeşimle beni kimselere bırakmaya kıyamadığından, biryere gitmesi gerektiğinde babamın bürosuna bırakırdı. Yani kardeşimle ben sadece mecaz anlamıyla değil sözlük anlamıylada hukuk tozunu yutarak başladık hukuk hayatımıza.
Gelelim yazarlığınıza: Çok kısa bir süre sonra ilk kitabınızla okuyucuların karşısına çıkacaksınız. Nasıl ortaya çıktı yazma fikri, oradan başlayalım önce?
Yazma serüvenimin başlangıç meridyeni ilkokula başladığım yıl diyebilirim. Okuma yazmayı öğrendiğim an itibarı ile tüm istediklerim için, almak istediğim tüm izinler için babama mektup yazmaya başladım. Bu bazen bir bisiklet, bazen telefon bazen ise gitmek istediğim bir yer için oluyordu. Tüm içtenliğimle yazdığım mektupların ihtiva ettiği isteklerimin gerçekleşmesi ile kalemin gücünü keşfettim. Yazarak kendimi ifade edebildiğimi, duygularımı, düşüncelerimi sözcüklere tutunarak aksettirebildiğimi fark ettikçe daha çok yazdım. Yazdıkça kendimden taştım, aktım gittim durmaksızın…
Sonra okulda kompoziyon yarışmaları: kazandıkça güvenim geldi kendime, yazdım, yazdım. Birine mi kızdım, kapanıp odaya saatlerce yazıp dökerdim içimi kağıtlara, söyleyip isteyip de söyleyemediklerim mi var yine keza öyle… En yakın arkadaşım oldu Kağıt-kalem ve en büyük sırdaşım…
Güzel ve başarılı avukatın çok özel açıklamalarını, “Alem dergisi”nin Aralık ayı sayında okuyabilirsiniz..
