GÜRCAN BİLGİÇ
Futbolun en basit tuzağına düştü Fenerbahçe. Maçı kafasında erken bitirdi, rakibi küçümsedi, mücadele etmekten vazgeçti ve... İlk yarı bittiğinde rakibe sıfır pozisyon vermiş, topun kontrolünü sağlamış, maçı istediği gibi eğip-büken bir takımdı sarı-lacivertliler. Çift ön libero (Emre- Baroni) ile tüm gedikleri tıkadılar. Duran top organizasyonu ile öne geçip, penaltıdan ikincisini de buldular. Geriye bir saatleri vardı. İşte o anda "kibir" devreye girdi. Koşmaktan vazgeçtiğiniz anda, rakibinize davetiye çıkartırsınız. Konya, takım olarak da, tribün olarak da bu zaafın farkına vardı ve "boy ölçme işlemini" başlattı.
İki bekin üstüne gittiler. Hep arkalarına adam kaçırdılar ve neredeyse tamamında başarılı oldular. Arka direk ortalarından iki net pozisyon bulup, Mehmet Topuz üstünden bir de penaltı kazanıp, kaçırdılar. Alper-Salih değişikliğinde topun ileriye daha kaliteli taşınacağı beklentisindeydik. Ama Baroni geri koşmaktan vazgeçti. Emre rölantiye geçip, topa gitmemeyi tercih etti. Ön taraf da sorumluluk almaktan uzak, ciddiyetin yakınında bile değildi. Emenike'nin skor 2-1'iken kalecinin üstüne vurduğu top da, bu ciddiyetsizliğin en kaliteli resmiydi.
Böyle bir maçta, 2-0 öndeyken, ben teknik direktöre fatura çıkarmam. Kalecisiz bile oynasa, bu kalitedeki kadronun maçı galip bitirmeyi bilmesi gerekir zaten. Bir devrede üç gol yendi. Hiçbiri kontrataktan gelmedi. Önündeki oyuncuyu döndürene (Baroni), yanından geçen topa bakana (Topuz-Yobo) veya ayağındakini kaptırana (Salih), Ersun Hoca'nın yapacağı bir şey yok. Belki bazı şeylerin farkında. Özellikle sorumsuzların ve "kaçakların" altını çizecektir maç sonrasında. Eğer Salzburg maçlarında doğru fatura adresini tespit etseydi, kulağı çekilmişlerin böyle sorumsuz oynama haklarını da ellerinden almış olurdu. Avusturyalılar atamadı, Konya'da kaçıran olmadı, bir de kalecisi penaltı kurtardı.
Arsenal gibi bir rakip ile karşılaşmadan önce 2-0'dan 3-2'ye gelen skor büyük travma yaratır. Tepeden, aşağıya düşmek gibi. Bakalım oyuncuları nasıl toparlayacaklar. "Böyle şeyler" olur deseniz bile, "böyle şeylerin olacağına" nasıl inanırsınız.
DR.GÜRKAN KUBİLAY
1- Başlangıçta çekingen gözüken Konya karşısında çok düşük bir tempo ile başlaması şaşırttı beni Fener'in.
2- Webo, kesiği yiyendi Emenike'nin gelmesi ile. Oysa ki, hazır gözü de kapanmışken Kuyt'sız bir Webo'yu önde, Emenike'yi sağda denemenin zamanı değil miydi?
3- Topal'ın diz sorunu ile dinlendirilmesi, Cristian'ı Topal'laştırmaya itmişti Yanal'ı. Böylece Alper ve Emre'ye öne daha çok gitmek kalmıştı. Alper bunu daha çok yaptı, penaltıyı öyle aldı.
4- Yobo'nun gol dahil performansı" onu Avrupa'da kullanırım" diye düşünen Yanal'ı "güzel bir zorluğa" itiyordu. Ama, penaltı öncesi hücumda baskı ile Topuz'un kaptığı top dışında, 2 kenar bekinin ve hatta Sow'un ilk yarıdaki etkisizliği de belini büküyordu.
5- İlk yarıda 5 kilometreyi geçen sadece 4 Fener'linin olması da takımın temposuzluğunun göstergesi idi. Tehlike sinyali idi.
6- 2. yarıda gömülen Fener'e ilk 10 dakikda bulunan pozisyonlar tehlike işareti idi.
7- Yanal'ın hataları başladı. İyilerden Alper çıktı, Salih girdi ama savunma önüne çekildi. Cristian hücum arkasına geçti, Webo da Kuyt'ın yerine sağa geçti ve takım düzeni darmadağın oldu. Koşmayan Fener, bir de % 68'le topu rakibe bıraktı. Emenike'nin kaçırdığı gol ise dönüm noktası oldu.
8- Konya, Mert'e rağmen bulduğu 3 golle maçı hak etti ve aldı. Uğur Tütüneker'e alkışlar benden giderken, Yanal yanlışlarıyla kaybediyordu.
METİN TEKİN
Süper Lig gerçekten Fenerbahçe için de Konyaspor için de enteresan başladı. İlk yarıyı tamamen kontrolü altına alan bir Fenerbahçe vardı. Tempoyu istediği gibi ayarlıyor, oyunu istediği bölgede oynuyor ve hiçbir savunma zafiyeti yaşamıyordu. Ve oyunu da 2-0'a getirdi F.Bahçe. İlk yarı bittiğinde hepimiz Fenerbahçe'nin ilk maçı çok rahat aldığı bu sene lige çıkan Konyaspor'un da yetersiz olduğu düşüncesindeydik.
İkinci yarı başladı, her şey yavaş yavaş değişiyordu. İlk yarıda rakibini orta sahada karşılayan Konyaspor önde basıyor, F.Bahçe ise Konyaspor'un ekmeğine yağ sürercesine oyunu geriden stoperlerle pas yaparak başlatıyordu. Ama burada Konyaspor'un istediği oldu, pasla çıkamayan F.Bahçe pozisyonlar yemeye başladı ve Konyaspor penaltı kazandı. Mert kurtarınca ve oyun 2-0'da kalınca F.Bahçe'ye oyunun tekrar ele aldığı düşüncesi geldi ancak hiç de öyle olmadı. Ve oyunu elinden kaçıran Ersun Yanal oyuncu değişikliklerine başladı ve işte en büyük yanlışlar burada yapıldı. Sahanın en dinamik futbolcusu Alper oyundan çıktı, yerine bir pas oyuncusu olan Salih Uçan girdi. Ama oyun anlayışı aynen devam etti Fenerbahçe'de.
Değişmesi gereken oyuncular değil, oyunun formatıydı aslında... Ama bunu yapmadı Ersun Yanal. Kuyt-Webo değişikliğinden sonra Webo'yu kenarda kullanma anlayışı ne F.Bahçe'nin topu önde tutmasını ne de topa sahip olmasını sağladı. Oyun tamamen Konyaspor'un bulduğu pozisyonlar ve akabinde gollerle sonuçlandı. Dünkü ikinci yarıdaki fotoğrafın özeti Ersun Yanal'ın lige kötü bir başlangıcı oldu. Umuyorum F.Bahçe için özellikle Arsenal maçı çok daha farklı olur.
RIDVAN DİLMEN
Konyaspor deplasmanında her şey çok iyi başladı Fenerbahçe için... Oyuna hakim olan, iki de gol bulan hatta bir penaltısı verilmeyen bir Fenerbahçe vardı sahada.
Çok yeni bir kadro ile mücadele eden rakibi Torku Konyaspor, ilk yarı 2-0 bittiğinde "Fenerbahçe bu saatten sonra 3 puanı cebine koydu" dedirten bir görüntü sergiledi ilk 45 dakikada.
İlk yarıda yeni transfer Emenike etkili, Sow ve Kuyt ise hücumda etkisizdi. 4-2-1-3 oynayan Fenerbahçe ikinci yarının başında pozisyon vermeye başladı.
Fenerbahçe Teknik Direktörü Ersun Yanal, Alper-Salih değişikliği yaparak topa sahip olmak istedi. Ama yapması gereken en önemli taktiksel değişikliği yapmadı. Direkt 4-2-3-1'e dönecekti. Bir başka değişle 4-4-1-1'e dönecekti. Çünkü ikinci yarıdan itibaren ligin yeni ekibi ev sahibi Konyaspor sürekli sarı-lacivertlilerin üzerine geliyordu. Yanal, Webo'yu çizgide oynatarak oradan gelecek sol bek tehlikesinin önünü açtı. Aynı şekilde Sow'un da bekini kovalama ihtimali düşüktü, o da kovalamadı.
Orta saha oyuncuları Emre Belözoğlu ile Cristian Baroni de yorulunca Torku Konyaspor kenarlara çok iyi geldi ve ikinci yarıda oynadığı oyunla da haklı bir galibiyet aldı. Fenerbahçe takımı 2-0 öndeyken oyuncu değişikliğine değil, taktiksel değişikliğe gitmeliydi. Rakip takımın tehlikeli ataklarını durdurabilmek için oyuncu tercihlerini ona göre kullanmalıydı. Kalecisinin iyi oyununa rağmen 3 gol yemesi Fenerbahçe için uzun vadeli bir tehlike.
