Osman Sınav’ın yazıp yönettiği “Aşk Kırmızı” filmi, aklıma Sean Pean’in yaptığı bir açıklamayı getirdi…
Sean Penn, bir dönem oyunculuğunun yanı sıra, senaristliğe ve yönetmenliğe başlamıştı… Onun hayatını okurken yaptığı bir açıklama çok dikkatimi çekmişti…
Sean Penn, “Bir filmin yönetmeni ve senaristi bir olmalı, senaryoyu yazarkenki hislerin yönetmenin de hissetmesi gerekiyor” demişti…
“Aşk Kırmızı” da bu cümlenin çok doğru olduğunu gösteren bir yapım olmuş… Hikâyenin sahibi Osman Sınav, filmi de yazdığı gibi yönetmiş…
Ama bu film kesinlikle eşini aldatan erkekler için sakıncalı, kesinlikle eşini aldatan erkeği çok kötü hissettirecek bir film olmuş…
Bence kadınlar, eşlerinden şüpheleniyorsa kesinlikle eşlerini bu filme götürsün en azından filmin etkisinden çıkana kadar aldatılmayacakları “Garanti”…
Filme gelince…
Nurgül Yeşilçay, ilerleyen günlerde cesur sahneleriyle gündem olacaktır ama bence gündem olması gereken muhteşem oyunculuğu!..
Bence Nurgül Yeşilçay, hakikaten bu rol için yaratılmış!.. O, bu rol de olmasa kim olurdu diye düşündüğümde 2’nci bir isim aklımın ucundan bile geçmedi…
Yeşilçay, argoyu kullanması ve mimikleriyle “hayat kadını” rolünü anında seyirciye işliyor…
Ve Nurgül Yeşilçay’la birlikte bir de Ezgi Asaroğlu vakası var!..
Ezgi Asaroğlu bence bu filmle aşmış...
Asaroğlu’nu izlediğinizde aldattığınız bütün kadınlardan özür dilemek isteyeceksiniz… Duygusallığı seyirciye direk yansıyor…
Film daha yeni vizyona girdiği içi çok fazla detay vermek istemiyorum ama bu filme mutlaka gidin!..
