UÇANKUŞ İHBAR HATTI: Whatsapp Telefon: 0 532 472 88 88 E-Posta: haber@ucankus.net Haber Merkezi: 0212 283 54 54

ÇIKTIĞI MAÇTA BAYILARAK HERKESİ KORKUTAN ÜMİT ÖZAT NEDEN FENALAŞTIĞINI YAVUZ DONAT’A ANLATTI!.. ÜMİT’İ SAHA İÇİNDE YERLERE YIĞAN NEDEN NE?

ÇIKTIĞI MAÇTA BAYILARAK HERKESİ KORKUTAN ÜMİT ÖZAT NEDEN FENALAŞTIĞINI YAVUZ DONAT’A ANLATTI!.. ÜMİT’İ SAHA İÇİNDE YERLERE YIĞAN NEDEN NE?

ÇIKTIĞI MAÇTA BAYILARAK HERKESİ KORKUTAN ÜMİT ÖZAT NEDEN FENALAŞTIĞINI YAVUZ DONAT’A ANLATTI!.. ÜMİT’İ SAHA İÇİNDE YERLERE YIĞAN NEDEN NE?

İşte Yavuz Donat’ın yazısı

 

 Türkiye 'kaptanla' gurur duyuyor

 

Para, şöhret, makam, kırmızı plaka, yalı, köşk, yat, jet, pahalı otomobil "taşıyamayanın sırtında çok büyük bir yüktür." "Kimi" taşımayı beceriyor ve herkes ondan "saygıyla, sevgiyle" bahsediyor.
"Kimi" beceremiyor.
Rezil oluyor. Her sektörden, her meslekten "o kadar çok örnek" var ki...
Sağınıza solunuza bir göz atın, TV'leri izleyin, gazete haberlerine bakın "göreceksiniz."

Ümit Özat da bir "örnek."
Seneler önce Gençlerbirliği'ndeydi. Terbiyeli, efendi, mahcup bir gençti.
Sonra "taşıması çok güç olan" Fenerbahçe formasını giydi. Efendiliğinden bir şey kaybetmedi. Mütevazı idi, daha da tevazu sahibi oldu.
Pazar günü (31 Ağustos) öğle saatlerinde Ali Şen'le oturuyorduk. Söz Ümit Özat'tan açıldı.
Başladık birbirimize Ümit'i methetmeye. Tam bu sırada Ali Şen'in telefonu çalmaz mı?
Ümit,
Almanya'dan aramaz mı?
Önce Ali Şen konuştu, sonra biz. Kaptan'a moral vermeye çalıştık.
Ümit'e söz verdik:
- Seni yalnız bırakmayacağız... Arayacağız... Yarın telefonumuzu bekle.
- Yavuz abi gerçekten arayacak mısınız?
- Söz.
- Ama abi daha önce de bir sözünüz vardı.
Kaptan'la Sivas'a gidecektik... Söz vermiştik. Gitmesine gittik de "ayrı ayrı" gittik. Kısmet olmadı, birlikte gidemedik. Oysa Ümit "birlikte gidelim, annemin yemeğini yiyelim" demişti.

Pazartesi "yoğunduk, Ümit'i arayamadık." Dün öğle saatlerinde konuştuk.
- Kaptan, zamansız mı aradık?
- Hayır abi, tam zamanında aradınız... Annem, babam, eşim yanımdayken aradınız... Hepsinin de selamı var... Birlikte Sivas'a gideceğiz değil mi?
"Elbette" dedik:
- Sivas seninle gurur duyuyor...
Türkiye seninle gurur duyuyor... İyileş, gel, seni Sivas'a götüreceğiz.

 

 Kaptan şu anda saat 13.00... Bugün (dün) neler yaptın?
- Eko testi vardı, şükürler olsun sonuç çok iyi.
- Doktorlar ne diyorlar?
- Kalple ilgili bir sorun yok. Ama ritim bozukluğu var.
- Neden olurmuş?
- Araştırıyorlar... Akşam, damardan renkli ilaç verecekler... Sabah da bisikletle koşu testine gireceğim.

- Kaptan sesin çok iyi geliyor.
- Gerçekten iyiyim... Ama maçta neden bayıldım?.. Doktorların kafasında bu soru var... Yarın (bugün) son bir anjiyo daha yapacaklar.
- Geçmiş olsun... İnşallah son anjiyo da istediğin gibi çıkar.
- Çıkacak abi... Ailemin yanımda oluşu, sevenlerin sık sık araması beni öyle mutlu etti ki... Göreceksiniz, çok çabuk iyileşeceğim.
 
Ümit Özat anlatıyor:
- Maçta bayılmışım, ambulansa koyup, hastaneye getirmişler... Zar zor hatırlıyorum, maçı sordum, "devam ediyor" dediler... Tam tomografiye gireceğim sırada elime bir telefon verdiler... "Alo" dedim... Baktım, karşımda sayın Başbakan: "Ümit, gözlerinden öperim... Türkiye sana dua ediyor... Senin için yapabileceğim bir şey var mı?.. Ben senin ağabeyinim, ne sorunun olursa beni ara... İyileşeceksin, futbola devam edeceksin." Telefon kapandı, gözyaşlarına boğuldum.
Ümit Özat anlatıyor:
- Fatih Hocam (Terim) aradı... "Ümit" dedi... "Oğlum" dedi... "Kaptan" dedi... "Aslansın, kalkacak oynayacaksın" dedi... Abi, Fatih Hocama selamlarımı söyle.
Ümit Özat anlatıyor:
- Ayhan Bermek aradı... Amerika'da, dünyaca ünlü bir kalp doktoru varmış... Ayhan abi iyi tanıyormuş... Ayhan abi dedi ki: "Gelirim, seni alır, ellerimle o doktora teslim ederim."
Ümit Özat anlatıyor:
- Yılmaz Hoca aradı... Memorial'da tanıdıkları varmış... Yılmaz Hoca sanki doktor gibi... Tıp bilgisi çok geniş... "Merak etme yalnız değilsin" dedi.
Ümit Özat anlatıyor:
- Alman doktorlara dedim ki: "Aklınıza bir şey gelmesin ama, kalp ritmimle ilgili yüzde 1, hatta binde 1 risk varsa, bir başka doktora daha görünmek isterim..."
Ve Ümit Özat soruyor:
- Yavuz abi hafta sonunda Türkiye'ye gelmek istiyorum... Ne dersiniz, geleyim mi?.. Sizin tavsiye edeceğiniz doktor var mı?.. Kim?.. Ben mi telefon edeyim yoksa siz mi ararsınız?

Rejim yapanların dikkatine

Sabah yürüyüşlerinden biliyoruz, "kilo vermek isteyen" o kadar çok ki...
Aman dikkat!
Ümit Özat da "kilo vermiş." Günlerdir "maçta neden bayıldım" diye kendi kendine düşünüp duruyor.
Kafa yoruyor.
Senaryolar yazıyor.
Dün dedi ki:
- Bu yaz 8 kilo verdim.
- Ne kadar zamanda?
- 2 ayda.
- Nasıl verdin?
- Az yemek yedim... Yağsız... Ekmeğe, şekere dikkat ettim... Ve antrenman yaptım.
- Ümit, kilon fazla değildi ki?
- Alman birinci liginde oynuyorum... Sezona çok iyi başlamak istedim... Hava da sıcaktı... Vücut susuz kaldı... Anlaşılan hücreler boşaldı... Ve bünye bekledi, bekledi... Tam maç gününü bekledi.
 

Son Güncelleme: 3.05.2020 15:14:13