SİNA KOLOĞLU - MİLLİYET
TÜRK DİZİLERİNE BİRKAÇ UYARI!
Amerikan Variety dergisinde, Nick Varelli imzalı iki yazıya rastladım. Onlardan biri ‘Türk dizileri yerel türbülanslara rağmen satmaya devam ediyor’ başlığını taşıyordu. Yazıda Eccho Rights Genel Müdürü Fredrik Malmborg’un görüşleri yer alıyor. Şirket çok sayıda Türk dizisinin yurt dışı pazarlamasını yapıyor. Bu açıdan yorumlar önemli. “Ayrıntılı hikaye ve yazılımın yanı sıra daha kısa dizilerle Batı ve ABD için Türk dizileri ilginç olacaktır” demiş. “Avrupa ve ABD piyasasına girmek istiyorsanız bu dizilerle olmaz” diyor bir yerde. Söyleyeyim, bu her zaman böyle gidecek değil. Yani bakmayın siz Orta Doğu’ya Balkan pazarına, hele Güney Amerika’ya... Meksika var ensemizde, Güney Kore de yabana atılmamalı. Sen pazarını genişlet, yerli dizi kaliteni yükselt. Yazıyı bir yerde bunun uyarısı diye yorumladım.
‘SON’ DİZİSİ İSPANYA’DA
ATV’nin eski dizisi ‘Son’ , ‘standart yerli dizi’ formatından farklı. Mesela en son İspanya’ya satılmış. Telecinco kanalında uyarlaması ekrana gelecek. Dizi, Avrupa pazarına giren ilk yerli proje olarak da adlandırılıyor. Yukarıda anlatılmak istenenlere güzel bir örnek.
BU DİZİLERİ ABD ALIR
Varitey’deki ‘OTT TV, Türk TV pazarına yaratıcı özgürlükler getirdi’ adlı makalesinde ‘İki üst düzey girişim’ olarak Blu TV ve Puhu TV’yi değerlendiriliyor. İnternet üzerinde içerik aktarımının bu sayede büyük bir gelişme gösterdiği belirtiliyor Türkiye’de. ‘Fi’ ve ‘Masum’ projeleri için yapılan yorum, Türk dizilerinden ‘daha karmaşık ve özellikli’ oldukları yolunda. Bir özelliği daha belirtiliyor; “Bu iki proje, iki saati geçen Türk dizi standardına göre daha kısa.” Tahminim söz konusu dizilerinBatı TV’lerinde de alıcısı olacaktır.
NETFLİX 400 SAATLİK YERLİ ALDI
Yazının satır aralarında enteresan bilgiler de var. Netflix 400 saatlik yerli dizi satın almış. Yine yazıdan anladığım, bu miktarın büyük bölümünü Eccho Rights vermiş. Dünyaya Türk dizilerini tanıtmak olarak da algılanmış yazıda. Ve ‘Netflix’in mutlaka bir Türk dizisi çekeceği belirtilmiş. Ben de artık en kısa zamanda büyük bir proje bekliyorum Netflix’ten. Belirteyim Netflix’in Türkiye payı daha çok taze; yüzde 6.67 (İngiliz Araştırma şirketi Amper Analysis verilerine göre).
KÖTÜ MÜYDÜ YANİ?
Kanal D, iddialı bir dizisini bitirmek zorunda kaldı; ‘Kara Yazı’ bu pazar final yapacak. Şimdi bu proje, benzerlerinden kötü müydü? Haluk Bilginer, Emre Kınay ve gayet başarılı bulduğum bir Zeynep Çamcı vardı mesela...
YÜKSEL AYTUĞ - SABAH
AMMA DA UZATTINIZ!
Öyküsü 1 saat 20 dakikalık bir filmi ancak kaldıran (Köstebek) İçerde dizisini uzattıkça uzatabilmek için bizim senaristler artık iyice mantık dışı yollara baş vurmaya başladılar.
Son bölümde, 'Kebapçı Celal' ile 'Mert'in işbirliği yaptığını belgelemek için hastaneye, içinde kameralı kayıt cihazı bulunan bir uzaktan kumanda aleti yerleştiriyorlar.
Daha sonra 'hayati' önemdeki konuşmayı kaydeden o kameralı uzaktan kumanda, bir polis tarafından merkeze götürülüyor. Tam o sırada 'Mert', polis 'Selim'in otomobilinin önünü kesiyor ve sözde kavga çıkartıp kumanda cihazını, yanında getirdiğiyle değiştiriyor.
Böylece polisin belgeleme girişiminden de kurtuluyor.
Yahu güzel senarist kardeşlerim, siz teknolojinin neresinde duruyorsunuz?
Artık adına 'böcek' denilen ve görüntülerle sesleri 'anında' karşı tarafa iletebilen vericiler çocukların oyuncağı oldu. Siz niye kayıt yapan ve daha sonra mutlaka merkeze götürülmesi gereken eski teknolojiyi kullanıyorsunuz?
Haa tamam, anladım.
Diziyi lastik gibi uzatabilmek için...
NOT: 'İçerde'nin reklam arasında FOX'taki 'Charlie'nin Melekleri' filmine göz attım.
Melekler, azı dişlerine taktıkları verici mikrofonla merkeze bilgi ulaştırıyorlardı!
MESUT YAR - POSTA
'İÇERDE'YKEN ÇÖKTÜLER!
Diriliş Ertuğrul (TRT 1) dizisi bu hafta yayınlanmadı. Nedeni “önümüzdeki bölümlerde artan aksiyon sahnelerinin zorluğu ve olumsuz hava koşulları” olarak duyuruldu...
Dizinin bir hafta yayınlanmamasının seyirci nezdinde ayrı kanal nezdinde ayrı dezavantajları var. Seyirci heyecanla beklediği yeni bölümle buluşamıyor, kanal ise ciddi bir reklam gelirinden oluyor...
Bu işler zor.
Bakın, dikkatinizi çekti mi bilmem ama İçerde (Show TV) dizisinin başrol oyuncuları Çağatay Ulusoy ve Aras Bulut İynemli altı ayda resmen iki yıl yaşlandı. Malum dizide aksiyon bitmiyor...
Aynı manzarayı yakın zamanda asker dizilerinde de göreceğiz. Sahnelerin çekimi ayrı, rol alması ayrı dert yaratıyor...
Peki, nasıl olacak?
Hiçbir şey olmayacak. Tüm ekip 200 dakika dizi çekmek için 400 dakika yaşlanacak. Biz izleyiciler de bitmeyen iştahımızla bu yaşlanmayı kolaylaştıracağız!
Magazin ne kadar izleniyor?
Sabah magazin programlarının toplam izlenirlikleri bir izdivaç programının reytingine erişemiyor. Hatta bir Müge Anlı, 10 magazin programının izlenme oranını yakalıyor...
Buna rağmen sıkıntısız saat doldurmak için üretilen bu işlerin alıcısı da yok diyemeyiz. Mesela toplam izleyici grubunda genelde ilk yüzde olmayan programlardan Duymayan Kalmasın (Star TV) AB grubunda iyi izleniyor...
ABC 1 izleyici grubunda iyi izlenen program ise Aramızda Kalmasın (TV8)...
Kanal D’nin Renkli Sayfalar’ı eskisi kadar izlenmiyor ama listeye girebiliyor. Dakikalık ölçülmediği için ilk yüz listesinde olmayan Söylemezsem Olmaz (Beyaz TV), Aklınızda Kalmasın (360) ve Duyduk Duymadık Demeyin de (1An TV) kendini izleten diğer magazin işleri. Ha, hangisi önümüzdeki yıla devam eder; işte o bilgi bende yok!
Asıl yarış günlük dizilerde!
Hepimiz prime time yani akşam izlence diliminde yer alan dizilere odaklanmışken gündüz yayınlanan günlük diziler kendi içlerinde harikalar yaratıyor...
Kimi zaman ilk yüz program listesinde ilk on sırada kendine yer bulan günlük dizilerde Beni Affet (Star TV) ve Adını Sen Koy (TRT 1) çekişmesi öne çıkıyor. Açıkçası Beni Affet yayınlandığı saat diliminde daha çok izleyiciye ulaşıyor. Ama Adını Sen Koy da gün içinde ulaştığı seyirci oranıyla zirveye koşuyor...
Peki, izlenme sıraları nasıl? Toplam izleyicide Beni Affet önde, Adını Sen Koy neredeyse burun buruna takip ediyor. Kanal 7’nin Tatlı Bela isimli Hint dizisi ile Elif isimli Türk dizisi üçüncü ve dördüncü sıraya yerleşmiş...
Akşam saatlerinde dev dizilerin karşısında duran İki Yabancı (Kanal 7) ilk yüz listesine girebilen günlük bir diğer yabancı dizi olarak karşımıza çıkıyor...
Kanıt’ın (teve2) tekrarlarını da yok sayacak değiliz. O da kendi kulvarının birincisi!
VE EFSANE GİDER!
O Hayat Benim (FOX) önümüzdeki hafta son buluyor. Neredeyse 4 sezondur referans kaybetmeden giden diziyi pazar gecesine taşınan amansız rekabet bitirdi...
Yeni gününde çok da izlendiği söylenemez ve zaten hikayenin de sonuna gelindi. Kimse bu dizi için “neden bitti?” diyemez. Misyonu ve kotası buraya kadardı; hakkını da verdi!
FOX bu dizinin yerine yeni bir dizi koyarak boşluk doldurabilir ya da elinde biriktirmeye başladığı yarışmaları yayına sokarak yeni bir kulvarın liderliğine soyunabilir, bilemiyorum.
Bildiğim tek şey yaz aylarına yakın yeni bir dizinin daha ekrana sürüleceği...
Adı “Deli Gönül” ve başrollerinde Murat Ünalmış ile Tuvana Türkay’ın isimleri var. Gelen gideni aratmasın temennisiyle lafımızı bitirelim...
BİR ŞEY DEĞİŞTİ Mİ?
Referandum sonrası haber izleyicisi alışkanlıklarında bir değişim olmadı. Fatih Portakal (FOX) yine ana haber yarışında önde gidiyor. Show Haber ikinci sırada yer alırken, atv Haber üçüncülüğünü koruyor...
Ahmet Hakan’ın sunduğu Kanal D Ana Haber toplam izleyicide bir türlü istediği rakama ulaşamadı ama AB grubunda daha iyi. Star Ana Haber hemen peşinden geliyor...
TRT Ana Haber altıncı sırayı alırken, Kanal 7 Ana Haber kanalın isminin hakkını veriyor. Sanırım bu konuda en şanslı TV8. Onun haber kovalama gibi bir sıkıntısı yok. O saatlerde haberin kralı Dominik’teki Survivor adasından geliyor...
ALİ EYÜBOĞLU - MİLLİYET
SABANCI İLE ŞAHİN’İ SANAT BULUŞTURDU“Demet Sabancı - Cengiz Çetindoğan çiftinin ‘Harflerin Sırrı’ sergisinin açılışı için Gaziantep’e davet etsek gelir misiniz? Gelirseniz Fatma Şahin ve Demet Sabancı Çetindoğan’la birlikte söyleşi yapma olanağınız da olacak.”
Böyle bir teklife hayır denir mi?
Mesleğinde başarılı iki kadınla sohbetin yanı sıra mimar arkadaşım Erden Güven’in eseri Gaziantep Sanat Merkezi’ni de görmüş olacaktım.
Günü birliğine Antep’e gittim. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve serginin sahibi Demet Sabancı Çetindoğan’la Hışhavan’da sohbet edip, “Harflerin Sırrı”nı konuştuk. İşte tarafların anlatımıyla bir araya geliş öyküleri:
D. S. Ç. : 20 yılda eşimle çok ciddi bir İslam eserleri envanteri oluşturduk. Bu konuda Türkiye’nin sayılı koleksiyonerleriyiz. Altı ay önce Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, koleksiyonumuzdaki eserlerin bir kısmını Beyoğlu’nda sergilememizi rica etti. Memnuniyetle kabul edip, envanterin ufak bir bölümünü sergiledik.
‘Arkeolojide lideriz’
Kaç parça eser var envanterinizde?
D. S. Ç. : Bin küsur adet eser var. Çoğunu yurt dışındaki müzayedelerden bulup satın aldık Türkiye’ye getirdik. Beyoğlu’nda 50 eserden oluşan serginin ertesi günü Sayın Bakanımızla (Fatma Şahin) görüştüğümüzde sergiyi Gaziantep’te de yapalım dedik ve şimdi buradayız.
Başkanım, Gaziantep’te böyle bir sergi açmanızın sebebi ne?
F. Ş. : Bizim bir iddiamız var, arkeoloji alanında bölgenin lideriyiz. Çünkü insanlık tarihi kadar eski bir medeniyetimiz var. Bu medeniyetin en güçlü eserleri kültürel mirası bu bölgede ve Gaziantep’te. Dolayısıyla, bizim bu güçlü hazineyi yerelden evrensele taşımamız, anlatmamız ve göstermemiz gerekiyor.
Eski adliyeyi sanat merkezine çevirdik. Buradaki sergi alanlarımızda iddiamız şu:
İstanbul, nasıl uluslararası boyutta sergi - sanat merkeziyse biz de Gaziantep’i öyle yapalım istedik. İnsanlar, kültür eserlerimizi görmek için İstanbul’a gitmek zorunda kalmasın. Çünkü çok büyük bir hazine var burada. Avrupa Birliği’yle birlikte Türkiye’nin ilk arkeoloji enstitüsünü Gaziantep’te kuruyoruz. Bu çok önemli bir başlangıç.
Sayın Sabancı’ya çok teşekkür ediyorum. Demet Hanım, elindeki imkânları toplumla paylaşan biri. Bunu gönülden yapan bir kardeşimiz. Komşu ilimiz Adanalı bir aileden olması, uluslararası network’e sahip bulunması açısından elimizde büyük bir hazine. Kendisi elindeki güzel hazineyi şehrimize getirdi. Böylece iddiamız olan yerelden evrensele geçişi de başarmış olduk.
Bu sergi ne kadar sürecek?
F. Ş. : 15 gün sürecek. Cuma günü (bugün) Kutlu Doğum Haftası nedeniyle Diyanet İşleri Başkanımız geliyor, onu gezdireceğiz.
Kaç eser var sergide?
D.S.Ç.: 38...
GAZİANTEP SÜRPRİZLERİ
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’le, Demet Sabancı Çetindoğan’ın başkanı olduğu ONE Derneği üyelerini Hışhavan’da bir araya getireceği yemeğin sonunda, Dilek Hanım’a mutlu yıllar dileyen şarkı eşliğinde garsonlar balonlar ve üstünde mumların yandığı baklava tepsisiyle girdi içeri.
Dilek Türker’e yaş günü sürprizi yapan dernek üyeleri Mithat Rende, Handan Öney, Ruken Mızraklı, Arzu Gürani yemekten sonra alışveriş turuna çıktı. Çarşıda karşılaştığım Ruken Mızraklı aldığı yöresel giysileri çoktan giymişti. Kutnu kumaşından yapılmış çanta alan Demet Sabancı Çetindoğan baharatçıları turluyordu...
GÜNÜN SÖZÜ
Birini terk etmeye karar verdiğinde o kararın altında yatan gerçek, aslında senin çoktan terk edilmiş olduğundur. (Dostoyevski)
MEVLÜT TEZEL - SABAH
TÜRKİYE’DE EN ÇOK KİM DİNLENİYOR?
Online müzik akış servisi Spotify, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de büyük ilgi görüyor.
İnsanlar artık albüm almak yerine, Spotify gibi müzik platformlarından şarkı dinliyor.
Haliyle bu tür platformlardaki dinlenme oranları, tekil albüm satışları kadar önemli veri teşkil ediyor.
Spotify; 81 ili baz alarak, bu yılın ilk üç ayını kapsayan Türkiye Müzik Haritası'nı yayınladı. Ocak, Şubat ve Mart aylarında Türkiye'de en çok dinlenen 10 sanatçı şöyle:
1) Sezen Aksu
2) Sıla
3) Norm Ender
4) Müslüm Gürses
5) Sagopa Kajmer
6) Duman
7) Teoman
8) Sancak
9) Ahmet Kaya
10) Allame.
Bu liste, öncelikle aramızdan ayrılmalarına rağmen Ahmet Kaya ve Müslüm Gürses gibi efsanelerin klasik parçalarının hâlâ çok dinlendiğini gösteriyor. 'Biraz Pop Biraz Sezen'in en çok dinlenen albüm olması, Sezen Aksu'nun yeni albüm çıkardığı sürece bir numara olacağını gösteriyor.
Listede, genç popçulardan sadece Sıla'nın olması, Duman ve Teoman'ın da ilk 10'da yer alması; Türkiye'de rock müzikseverlerin daha sadık dinleyiciler olduğunu gösteriyor.
Elbette Duman ve Teoman'ın, hâlâ üretken olmaları ve kaliteli işler ortaya koymalarının öneminden bahsetmeme gerek yok herhalde. Asıl tartışmamız gereken ise; magazin eklerinde sürekli haber olan Demet Akalın'lar, Hande Yener'ler ve Bengü'lerin ilk 10'a girememesi...
Defalarca yazdım; Türkiye'de pop müzik, magazin basınının şişirmesiyle ayakta duruyor.
Birçok şarkıcı, vakti zamanında ünlü olmanın ve magazin basınında haber olmanın ekmeğini yiyor.
Müzikte albüm satarak para kazanma devri bitti; şarkıcılar, konserler ve ekstralarla kariyerlerine devam ediyor.
Örneğin; bir belediye, halk konseri verecekse, magazinde popüler olan şarkıcıları tercih ediyor ama müziğin gerçek alıcısı yani genç nesil, magazin ünlülerini değil rap'çileri dinliyor.
Spotify'da en çok dinlenen 10 şarkıcı arasında; Norm Ender, Sagopa Kajmer, Sancak ve Allame gibi büyük hayran kitlelerine sahip rapçilerin bulunması da bunun en güzel örneği.
Sonra da müzik dergileri neden kapanıyor; gazeteler neden tiraj almıyor diye yakınıyorlar.
Yahu sen gençliğin tercihlerine, sesine kulak vermezsen tabii ki az ilgi görürsün. Türkiye'de rap müzik patlaması var ama medyanın bundan haberi yok.
