ALİ EYÜBOĞLU - MİLLİYET
DİZİLERDEKİ BOMBALAR EMNİYETİ RAHATSIZ ETTİ
Ülkede olan bitenin, toplumun genelini ilgilendiren konuların dizilere de yansıması çok doğal...
Güncel konuları işleyen dizilerden TRT 1’deki “Sevda Kuşun Kanadında” ile Show TV’deki “Cesur Yürek”te izledim senaristlerin FETÖ’cülere dair yazdıklarını...
“Arka Sokaklar”ın geçen bölümündeki bombalı saldırı sahneleriyle “Poyraz Karayel”deki otobüs içindeki canlı bomba patlamasını izlemedim.
Ancak iki dizideki bu sahnelerin Emniyet Genel Müdürlüğü yetkililerini bir hayli rahatsız ettiğini biliyorum. Ankara’daki emniyet yetkililerinin bana ilettiği cümle aynen şu:
“İki dizideki bu sahneler, terör örgütlerine akıl vermek, halka korku salmaktan ve toplu taşıtları kullananları endişelendirmekten başka bir şeye hizmet etmez.”
Her zamankinden daha hassas bir dönemden geçiyor ülke...
Üstüne üstlük OHAL var Türkiye’de...
Umarım bundan böyle kanal yöneticileri, dizi yapımcıları ve senaristler, Emniyet yetkililerinin dile getirdiği yönüyle de bakarlar Türkiye’ye yıllardır ağır bedeller ödeten terör meselesine...
HASTA HAKLARINA SAYGI DUYMAYAN SAĞLIKÇILAR
Birkaç gündür iki cahil hemşirenin, meslek etiği, insan ve hasta haklarını ayaklar altına alan sosyal medya paylaşımlarını izliyoruz ekranlarda.
Anjiyo öncesi yarı çıplak yatan bir kadın hastayı arka fonuna alıp çektiği fotoğrafı sosyal medyada paylaşan stajyer hemşire işinden oldu.
Hayata tutunma savaşı veren hastaları arkasına alıp çektiği fotoğrafı, o hastalar ve yakınlarını rahatsız edecek cümlelerle paylaşan hemşire hakkında da hastane soruşturma başlattı.
Yanlış, yanlışla düzeltilir mi?
Bir hemşire adayını işsiz bırakmak, bir diğerini soruşturmadan geçirip işinden etmek de bir yöntem.
Peki, doğru bir teşhis ve çözüm müdür bu?
Bence değil...
Kısa aralıklarla iki hemşire, sosyal medyada “beğeni alma” ve “takipçi kazanma” uğruna meslek etiklerini hiçe sayıyorsa, demek ki aldıkları eğitim yeterli olmamış onlara...
İki hemşireye, eğitim gördükleri okullarda “hasta hakları”nın her şeyin üstünde olduğu öğretilseydi, bu yanlışları yaparlar mıydı acaba?
Demek ki kusur; sadece onlarda değil, süzgeci iyi çalışmayan sistemde.
Doğu ve Güneydoğu’da, PKK ile mücadelede yaralanan asker ve polislere, terör örgütü sempatizanı bazı doktor ve hemşirelerin yeterince ilgi göstermedikleri de sıkça gündeme gelmiyor mu Türkiye’de. O zaman sorun; sadece bireylerde değil, meslek etiği ve hasta haklarını hiçe sayanların da sağlık sistemine dahil edilmesinde...
‘BAKIRKÖY MEYDANI’NA TARIK AKAN’IN ADI VERİLSİN’
Rahmetli Tarık Akan’ın arkadaşlarından Zeki İrfanoğlu nam-ı diğer “Kozalak Zeki”den bir e-posta aldım. Noktasına, virgülüne dokunmadan, olduğu gibi paylaşıyorum:
“Sayın Eyüboğlu, ben Tarık Akan’ın hem ortağı hem de 52 senelik arkadaşı Zeki İrfanoğlu. Konu; Bakırköy Meydanı’na Tarık Akan isminin verilmesi. Köşenizde bu konuda destek istiyorum. Zira, çok iyi bilirsiniz ki basın kuvveti hiçbir kuruluşta yoktur. Desteğiniz belki yetkililere bir nebze baskı unsuru olur da meydana Tarık Akan isminin verilebilmesi için bir yaptırım oluşur. Şimdiden size, sevgi ve saygılar sunarım.”
Ben üstüme düşeni yaptım, sıra şimdi ilgililerde...
Bakırköy Meydanı’nın adını Tarık Akan Meydanı olarak değiştirme yetkisi Bakırköy Belediyesi’nde mi, yoksa Büyükşehir’de mi bilmiyorum?
Bakırköy’ün CHP’li Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’nun, sevenleri tarafından mahşeri bir kalabalıkla son yolculuğuna uğurlanan Tarık Akan’ın adını, ömrünü geçirdiği ilçenin meydanına vereceğini umuyorum.
GÜNÜN SÖZÜ
Mutlu olmak mı istiyorsun? Kimseden bir şey bekleme. (Bob Marley)
YÜKSEL AYTUĞ - SABAH
HEMŞİRELERE SAYGISIZLIK
Dizilerde bazı mesleklerin hesapsızca kategorize edilmesi, kırgınlıklara sebep olabiliyor. Bu kez mağduriyet yaşayan; hemşireler. İşte okurumuz Merve Sacıhan'ın hassasiyeti:
"Yüksel Bey, Aşk Laftan Anlamaz dizisinin 11'inci bölümünde hemşireyi canlandıran oyuncunun, karşısındaki adama "Ben basit bir hemşireyim ama..." diyerek, duygularını, mesleğimizi küçümser şekilde aksettirmesi inanın beni ve tüm meslektaşlarımı üzmüştür. İcra etmekte olduğum, saygı ve sevgiyle yerine getirdiğim hemşirelik mesleği eğer senaryo yazarları tarafından konu alınacaksa, onların sadece bir gün bizimle beraber nöbete gelip iş tanımımızı öğrenmelerini arzu ederim.
'Basit' diye nitelendirdikleri mesleğimizin aslında nasıl olduğunu görüp meslekleri hayale dayandırmadan halka doğru bir şekilde anlatmalarını ve bizden bizzat dizi içerisinde tüm Türkiye'nin önünde özür dilemelerini bekliyoruz.
Bu sadece bize değil, tüm sağlık çalışanlarına yapılan bir nezaketsizliktir."
FUNDA KARAYEL - SABAH
15 TEMMUZ KAHRAMANLARINI BEYAZPERDEDE GÖRELİM
53'üncü Uluslararası Antalya Film Festivali kapsamında bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen Antalya Film Forum'un ilk konuğu; TRT Televizyon Dairesi Başkan Yardımcısı Halid Şimşek oldu. TRT, bu yıl ilk kez festival kapsamında yer alan Antalya Film Forum'da seçilecek bir film projesine 40 bin liralık geliştirme desteği veriyor.
TRT TV Filmleri: Sonuçlar ve Gelecek Vizyonu panelinde konuşan Şimşek; TRT TV Filmleri projesiyle; 14 yönetmen, 21 senarist ve 16 yapımcının ilk çalışmalarına imza atmasına olanak sağladıklarını söyledi.
Panel sonrasında Şimşek'le bu projeyi konuştuk...
ANLATILMAYAN HİKAYELER
"Başlangıçta herkes bize dizi dururken TV filmi izlemez diyordu" cümlesiyle söze başlayan Şimşek, bu proje için inanılmaz mesafe kat ettiklerini söyledi. Proje seçiminde Türkiye'de anlatılmayan hikayeleri ekrana getirmeye çalıştıklarını belirten Şimşek, "Tür sinemasını desteklemeye çalışıyoruz. Mesela 95 doğumlu Nurullah Sevimli, polisiye filmi çekti; inanılmazdı. Biz sonuçları açıklayana kadar kendisi üniversiteyi kazandı" dedi.
"Sektörün üretiminin neredeyse üçte biri kadar katkıyı tek başınıza yapıyorsunuz" diye yorum yaptığımda, Şimşek "Biz bu boşluğu fark ettik ve birçok genç ve yetenekli arkadaşı yetiştirdik" karşılığını verdi. Panelde "Neden gençleri destekliyorsunuz, sektördeki işsizleri desteklemiyorsunuz?" diyen gencin yorumunu hatırlattığımda ise şunları söyledi: "Gençleri kim destekleyecek diye sormak lazım sektöre? Gençleri geleceğe hazırlamak bizim için gurur kaynağı." Öte yandan Şimşek deneyimli isimlerin de projelerine destek verdiğini de söyledi. Projesi seçilenler arasında; 94-95 doğumlu senaristler, 90 doğumlu yönetmen ve yapımcılar çok iyi işler çıkarmış.
Halid Şimşek; son 10 yıla baktığında, 15 Temmuz'da sokağa çıkan, vatan sevgisi olan, tankın önünde duran insanları, filmlerde göremediğini söylüyor ve ekliyor: "İnsanımızın dirayetini, vatan sevgisini filmlere taşımalıyız. O sosyolojik resmi filmlerde de görmek istiyoruz. Türk insanın bu yönünü herkes bilmeli. 15 Temmuz'daki kahramanlıkları beyazperde de anlatmamız lazım." Sektöre yeni bireyler kazandıran TRT, projeye başvuran 900 kişi arasından bir gencin senaryosunun sonunda 'Beğendiyseniz para verin de devamını çekelim ağalar' yazdığını söyledi. Halid Şimşek, projesi seçilen başarılı gençlerden Emre Konuk'un hikayesini de şöyle anlattı:
İbrahim Eren, atv'de yöneticiyken ulusal bir kanalda' Çek Bakalım' diye kısa film yarışması yapıyor. Orada kazanan projenin sahibi Emre Konuk. Bu yılın en çok ödül alan yönetmenlerinden biri. Emre Konuk, atv'de başlayan süreç sonunda şu an inanılmaz başarılara imza attı.
GARDİYANIN HİKAYESİ ÇEKİLDİ
Halid Şimşek, bir gardiyanın da TRT'ye senaryo gönderdiğini ve filmini çektiklerini açıkladı. Bir zabıta memurunun senaryosunu da okuduğunu söyleyen Şimşek, "Kabul şartlarına sektörden olma ya da yaş şartı koysaydık böyle insanları kaybederdik" dedi. Şişmek, Türk sinemasının önünü açmak için ellerinden geleni yaptılarını sözlerine ekledi.
