‘Karagül’ün Ayşe’si Sevda Erginci, Türkan Şoray’ın yönettiği ‘Uzaklarda Arama’yla ilk sinema deneyimini yaşıyor. Erginci, “Setin son gününe kadar kalbim pır pır çalıştım” dedi.
- Türkan Şoray’ın yönettiği filmde oynamayı hayal etmiş miydiniz?
Asla etmemiştim. ‘Türkan Şoray’la çalışsam’ bile diyemedim. İlk sinema filmimde bana verilmiş en güzel şans oldu. Onunla çalışmak oyunculuğum için artı bir şey.
- Nasıl dahil oldunuz projeye?
Deneme çekimi yaptık. Son kararı Yağmur (Ünal) ve Türkan Hoca verdi.
- ‘Uzaklarda Arama’ nasıl bir film oldu?
Bir pavyon hikayesi üzerine kurulu. Yeşilçam tadında bir film oldu. Pavyon deyince insanların aklında nasıl bir şey canlanır bilmiyorum ama tatlı bir hikayesi var.
- Siz pavyon kadınlarından birini oynuyorsunuz...
Evet. Nazlı, alışılmış konsomatris karakterlerden biraz farklı. Daha masum, daha naif biri. ‘Karagül’de de Halfeti’de yaşayan köylü kızı Ayşe’yi oynuyorum. Açıkcası Ayşe gibi birini oynadıktan sonra bir konso-matrisi oynayacağım aklıma gelmezdi. Oyunculuğuma da büyük katkısı oldu. Setin son gününe kadar kalbim pır pır heyecanla çalıştım.
- Çekimler nasıl geçti?
Çok eğlenceli... Benim için okul gibiydi. Başta Türkan Şoray ve Soykut Turan olmak üzere ekipteki herkesten çok şey öğrendim. Filmin kasım gibi vizyona girmesi planlanıyor.
- ‘Sultan’ sette disiplinli mi?
Çook! Bir yandan çok tatlı, mütevazı ama bir yandan da gerçekten bir yönetmen ağırlığında.
- Yağmur Ünal filmin hem yapımcısı hem de başrollerinden biri. Onunla çalışmak nasıldı?
Çok keyifli! Sette 8 - 9 kadındık ve yıllardır tanışıyormuşuz gibiydik.
- Bu film kariyerinizde sizi nereye taşır?
Yolun çok başındayım. Şu ana kadar yaptığım en güzel iş oldu. Benim için çok önemli ve yeri ayrı bir proje. Büyük bir adım olacağına inancım sonsuz.
- Rol yaparken zorlanıyor musunuz?
Psikolojik olarak ağır bir şey yapıyoruz aslında. Sonuçta kendinle birlikte başka bir karakteri taşıyorsun. ‘Karagül’de de ruh hali çok inişli çıkışlı karakterleri taşıyoruz. O yüzden psikolojik anlamda zorlandığımız oluyor ama çok derin, büyütülecek bir şey değil.
‘Hayal kırıklığına uğramak istemem’
- Film çekimlerinden çıkıp ‘Karagül’ setine gittiniz...
Evet, Muğla’dan çıkıp Gaziantep’e geçtim. Muğla’daki her repo gününde denize girmeye gittik. Hem tatil yaptık hem de çalıştık. O yüzden çok yorucu geçmedi. Bir de benim için o kadar büyük motivasyon oldu ki, Gaziantep’e daha enerjik döndüm.
- Özlemiş misiniz dizi setini?
Halfeti’yi çok seviyorum. Orada kendimi iyi hissediyorum. Çok sakin, huzurlu bir yer. Ekibi de çok özlemişim. Dördüncü sezonumuz, aile gibi olduk.
- Dördüncü, beşinci sezondan sonra aynı rolü oynamak sıkıcı olmuyor mu?
Hikaye çok düz gitmiş olsaydı belki sıkılabilirdim. Ama bizde sürekli bir aksiyon var, ritmi çok yüksek dizinin. Benim canlandırdığım karakterin ritmi de aynı şekilde çok yüksek, sürekli bir şey oluyor. O yüzden sıkılmıyorsun.
- Bacaklarınızda morluklar var. Yeni sezon çekimlerinde mi oldu?
Bizim dizi bol aksiyonlu, bol dayaklı olduğu için dikkat etsek de ufak tefek aksilikler yaşanabiliyor. Zor sahneler çekiyoruz. Ayşe’nin aile hikayesi de açılacak bu sezon.
- “Ayşe çok çekti” diyor musunuz?
‘Karagül’deki bütün karakterler için durum öyle... Herkes çok çekti bizde. Karakterler için bol sınavlı, olaylı bir dizi. Hiçbir karakteri bu kadar uzun süre oynamadığım için Ayşe’nin en derinlerine inebildim.
- Oyunculuk çocukluk hayaliniz miydi?
Aslında çocukken dans etmek istiyordum, dans üzerine hayallerim vardı. Bir dönem flamenko yaptım ama sonrasında oyunculukta ilerledim. Tiyatroyla başladım, sonra dizi geldi. Şimdi de ilk sinema filmimi çektim.
- İlerisi için neler hayal ediyorsunuz?
Kariyer planlamamda şu isimle çalışmak var, şöyle bir iş yapmak var diyemem. Şu an hayatımda her şey çok güzel gidiyor ve bunun tadını çıkarıyorum. Geleceği çok fazla düşünüp hayal kırıklığına uğramak istemem. Ama beni güzel şeylerin beklediğini biliyorum.
Cadde
