Bugün’ün haberine göre... Kızdığımızda, güldüğümüzde, heyecanlandığımızda, üzüldüğümüzde, ayrılık acısı çektiğimizde değil sadece; hayata dair ne varsa Sezen Aksu’nun şarkıları fonda hep tanıklık etti yaşamımıza.
Ruhu bedenine sığmayan bir dâhi Sezen Aksu… Ve şimdi o müzik yaşamındaki 40 yılını, “Sezen’li Yıllar” konseri ile 3 saate sığdırmaya çalışacak.
Sezen Aksu doğmadan önce, ailesi Selanik’teki mübadele ile Türkiye’ye gelir. Ardından Selanik’in özlemi ile Ege’ye yerleşirler. Öğretmen bir babanın kızı olan Sezen, hızla değişen dünyanın hep bir adım ötesinde oldu. O, yenilikçi yapısı ile sürekli birilerinin yeni keşfettiği bir şeyleri çoktan bitirip yenisine geçti. Zaman ve mekân kavramlarını farklı bir boyutta algılayan müzisyenin ruhu hep nota olarak gösterdi kendini bize.
HEP BİR MESAJI VARDI
Şarkılarında sadece aşk olmaması onu Sezen Aksu yapan bir başka özelliği oldu. Çarpık düzene, siyasete, gündeme hep bir mesajı vardı. Yeri geldi Hrant Dink için “Güvercin” şarkısıyla, “Bir daha yazar mı kalem kanaya kanaya” dedi. Bazen de Cumartesi Anneleri için, “Ümidimi kaybedemezsiniz, ölsem de ahım tarihi karalar…”
Kimi siyasi fikirleri herkesin hoşuna gitmese de zaman ile tüm sevenlerini aynı potada eritmeyi bildi. Sezen Aksu kendisini hep aştı. Hayatı bir eğlence olarak gördü, o kadar ki kendisiyle bile dalga geçti. Bir dönem müziği bırakacağını açıkladı Aksu, sonra “Yok yanlış anladınız bu uzun yolda, durakta biraz dinlenip yeni neslin önünü açacağım” sözleriyle açıklık getirdi yaşananlara. Yok yok, hiç endişe etmeyin. Hatta sıkı durun. Sezen Aksu öyle bir konser ile geliyor ki…
40 YILI SAHNEDE CANLANIYOR
Üç nesle şarkılarıyla eşlik eden “Minik Serçe”, 40 yıla damgasını vurduğu şarkılarını Most Production organizasyonu ile 14-15 Temmuz’da İstanbul, Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi’nde söyleyecek. Konser alışılagelmiş Sezen Aksu konserlerinden çok farklı olacak. Farklı disiplinlerden bir araya gelen isimler, “Sezen’li Yıllar”da modern dans koreografilerinin kullanıldığı, sosyal medyanın var olduğu, interaktif bir şekilde izleyicilerin de katılacağı görsel ve müzikal sürprizlerle dolu bir şov hazırlıyor. Şovun müzik direktörlüğünü Cenk Erdoğan üstleniyor. Modern dansın Türkiye’deki en önemli ismi Zeynep Tanbay’ın koreografilerini yaptığı şovun sahne ve ışık tasarımında ise Cem Yılmazer’in imzası var. Serdar Altınçizme’nin prodüksiyon amirliğini üstlendiği şovun yönetmen koltuğunda ise şaşırtıcı bir isim, gazeteci Cüneyt Özdemir oturuyor.
KALPLERE İMZASINI ATACAK
Bu coğrafyada yaşayan her insanın hayatta yapması gereken 100 şeyden biri bence Sezen Aksu’yu sahnede izlemek. Diğer konserlere benzemez… Alır götürür sizi. Günlerce etkisinde kalırsınız. Şarkılarında “Işık Doğudan Yükselir” diyerek dünyaya selam verir, ardından “Yıl 1945”lere uzanır o da yetmez, günümüz “5 Çayı”na gelir. Sezen Aksu demek aslında Türkiye’nin son yarım asrının yaşayan bir imzası demek. Aksu’nun daha önce konserine hiç gitmeyenler, izin verin o gece“Minik Serçe” kalbinize bu imzayı atsın.
