‘Kara Para Aşk’ dizisindeki ‘Bahar’ rolüyle adından söz ettiren Tuvana Türkay, ‘Harper’s Bazaar’ dergisine konuştu.
Türkay, dizide canlandırdığı hırslı ve kötü niyetli karakterin karmaşıklığından çok uzak: “Ben bile izlerken halime inanamıyorum. Olmadığın bir şeyi oynamak, yorucu ama muazzam bir duygu.”
BAŞIM HİÇ AĞRIMAZ...
Türkay, 17 yaşında özel bir oyunculuk okuluna yazılıyor, ilk başrolünü de bu sıralarda alıyor.
Şimdi 24 yaşında ve Beykent Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları üçüncü sınıf öğrencisi.
Şu ara günleri; ‘Kara Para Aşk’ dizisi ile martta vizyona girecek yeni filminin seti arasında bölünerek, uykusuz ama mutlu geçiyor. Ablası ve annesiyle yaşadığı eve ancak uyumak için gittiğini anlatıyor.
Bu enerjik halini zaman zaman kendini saklamak için bir kalkan olarak kullandığını da itiraf ediyor: “Yanlış anlaşılmaktan değil; sevdiğim insanları üzmekten korkarım. Kırılgan bir yapım var. Bu konuda beş yaşındaki bir kızdan farksızım. Elimde avucumda, hayatımda çok az insan vardır. Başım hiç ağrımaz o yüzden.”
İÇKİDEN HOŞLANMAM
Türksoy, gece dışarıya çıkmayı pek sevmiyor: “İçkiden hoşlanmıyorum çünkü alkole dayanıklı değilim. Hayatımın odağında huzur ve sağlık var, dolaylı yoldan da işim. Kendime haksızlık etmemeye özen gösteriyorum. Yaşamak o kadar zor ki... Şükredeceğim çok şey var.”
HİÇ ÖLMEYECEĞiZ SANIYORLAR
Tuvana Türkay’ın aşka, sevgiye dair insanları çarpan yorumları var: “Benim aşktan anladığım, iki insanının birbirini öylesine sahiplenmesinden çok daha büyük bir şey. Birini seviyorsan, seviyorsundur. Sevgi sebepsizdir. Hayatımda hep umutlu insanlar olsun isterim. Yarını düşünürüm elbet ama yarınımı düşünürken bugünümden kısmam. Bazıları hiç ölmeyeceğiz sanıyor. Oysa iyi ve faydalı insan olmaya çalışmak, sevmek ve daha çok sevmek... Bence dünyanın bütün büyüsü bu. Bir de vicdan ve merhamet diye iki önemli baharat var. İşte yemek hazır.”
KIŞI ÇOK ÖZLEDİĞİMİ ANLADIM
Türkay, çocukluğundan beri bu sektörün içinde, gerçeklerle büyüyen bir genç kadın olarak yaşının gereğinden daha fazla olgunlaşmış...
“Yaşamımda her gün değişen bir sürü şey oluyor ama aslında değişen hiçbir şey yok. Ve biz aynı yerdeyiz. Şu sıralar ruhum yağan yağmurun tek bir damlasıyla zıplayıp duruyor. Kışı çok özlemişim” diyor.
