Ece Vahapoğlu, dün katıldığı Seda Sayan’ın programına konuk olduktan sonra çıkan haberlere açıklık getirdi…
Ünlü sunucu yazar Ece Vahapoğlu’nun 15 gündür Kolan Hastanesi’nde yoğun bakımda olan, üç kez kalbi durup tekrar hayata döndürülen, kritik by pass ameliyatı geçiren ve sağlığına kavuşup taburcu edilen babası Mehmet Vahapoğlu, ölüm kalım savaşında hissettiklerini paylaşmıştı. Show TV’de Seda Sayan’ın canlı yayınına babasının doktoru Prof. Dr. Ergun Demirsoy ile katılan Ece Vahapoğlu, bu süreci çok şükür atlattıklarını ve ailesiyle birlikte nasıl dingin ve güçlü kalabildiklerini anlattı.
Ancak Vahapoğlu kalp sağlığı ile ilgili toplumsal mesaj vermeye çalışırken, Seda Sayan’ın Ece Vahapoğlu’nun babasının hastalık süreciyle ilgili yazdığı blog yazısındaki bir kelimeye takılarak olayı saptırması stüdyoda gergin anlar yarattı. Sakinliğini koruyan Vahapoğlu, yayın sonrası internette bir yazı yayınlayarak şu açıklamada bulundu:
İşte o yazı:
TEK GERÇEK SEVGİDİR!
“Seda Sayan’ın canlı yayınında babamın rahatsızlığıyla ilgili yazdığım yazıdan şu bölüm okundu ve bir kelimeye takıldılar: "Gözlerimi kapadım, derin nefesler aldım, dua etmeye başladım, meditasyon yaptım, babamın zihnine huzur gönderdim..." Neden 'meditasyon' yapıyor muşum?
Gerçekten Seda Sayan böyle bir şey sordu ve bir saate yakın canlı yayında sadece bunu konuştular. İlahiyatçı bir hoca 'sevgi' ve 'anlayış'tan uzak bir yaklaşımla, sadece bazı ayetlerden örnek vererek, ve başka tüm din, inanış ve felsefeleri hiçe sayarak, beni meditasyonu bırakarak namaz kılmaya ve tövbe etmeye davet etti. Sonra benim konumu bıraktı; mevzuyu Budizm’e, Türkiye’de yaşayan başka misyonerlere, dünyadaki başka kültürleri öğrenmeye giden insanlara getirip kınadı.
Herkes görüşünü paylaşabilir; ancak bunun ‘korku’ ile değil; ‘sevgi’ ile yapılması gerekir.
Aynı görüşte ve bakış açısında olmadığınız insanlarla fikir alışverişi yapmak her zaman kolay olmuyor. Bu kadar aydınlanan insanların yanısıra hala daha dar bakışlı insanların da olmasını normal karşılıyorum ancak ülkemizin eğitim seviyesi, huzuru ve gelişimi adına üzülüyorum.
Yayında da izlediğiniz üzere, sakinliğimi, dinginliğimi, güvenimi hep korudum. Yer yer gülümsedim. Çoğu şeyi üstüme alınmadım. “Bu saçmalık bir an önce bitse” diye bile geçirdim içimden.
Yayında özetle dedim ki: "Ben yolumdan memnunum. İçsel yolculuğum yaşama daha iyi bakış açıları verdi. Umre'mi de yaptım, namazımı da kılarım, zihnimi dinlendirmek için meditasyon da yaparım, sağlıklı da yaşarım, benim 24 saat ne yaptığımı siz bilebilir misiniz? Allah ile kul arasına girebilir misiniz? Neden sizi ilgilendirsin ki? Beni kimin ne yaptığı ilgilendirmiyor. Ben herkesi sevgiye ve iyi insan olmaya davet ediyorum..."
'Öz' kaçırılınca böyle saçma tartışmaların ortaya çıkması olası... Televizyonculuk ve rating adına da yapılanları anlıyorum. Ben de bir gazeteciyim ve televizyoncuyum. Ancak ben ekranlardan insanları doğru şekilde bilgilendirmenin tarafındayım. İki saat süren bir canlı yayında sağlıklı yaşamdan, kalp sağlığından, önlemlerden daha çok bahsedilebilirdi. Yayına birlikte katıldığım tıp doktorumuz, bilim adamı Demirsoy, Allahtan bu bilgileri verebilecek fırsatı yakalayabildi.
Yıllardır yaşamımla bütünleşen çizgimi hep korudum, zevkle de koruyacağım…”
Ece Vahapoğlu
